Tekil Mesaj gösterimi
Alt 04-17-2010, 02:15   #43
Kullanıcı Adı
NûN
Standart
Alıntı:
uranyum Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Nun kardeş,

La kitabını okuduğumuzda karşımıza yazarın hayal ürünü olan durumları görüyoruz.

Gerek Havva'nın gerk adem'in güncel yaşantısındaki bu olayları bu şekilde romanlaştırmak doğru mu acaba diye bir soru takıldı kafama.
Anladım... Evet haklısınız, özellikle Havva validemizin bölümlerinde bu soru benim de aklıma takıldı... Bu tür konularda edebiyata kaçılmasından hoşlanmam, yazarların Peygamberlerin ve hanımlarının hayatlarını kendi hayal dünyasından harmanlanlayarak aktarmasından ve hatta romanlaştırmasından hoşlanmam... Doğru mudur değil midir, bilemem, hoşnutsuzluğum kişisel


***



Sen nerelisin, diye başladı açık denizlerin sesiyle:

Ey oğul, hatırlasana unuttuğun kendini. Unutma nereden geldiğini. Unutma söz verdiğini. Ezel günü kendi doğan sana açıklandığında, gerçeğinle karşı karşıya durduğunda, sen kendine tanık tutulduğunda. Ve senden söz alındığında.
Arkamda duran bütün ruhlarla birlikte sen de evet, dememiş miydin? O kalabalık ümmetin içinde değil miydin? Yoksa evet'i yeterince güçlü olmayıp, sıra yaşamaya gelince gözü korkan, sözünü tutamayan, ahdinden dönenlerden misin? Ahdine vefasızlık, kavline ihanet edenlerden misin?

Âdem karanlık göklere yazılmış hatlardan birkaç kelâm daha çekti çıkardı. Elif'e istikamet, be'ye gözü kara bir nokta. Sözü söze bağladı:

İnsan, varlığının amacını hatırlayacak yapıda, kendi kitabını okuyacak kıratta. Gel oğul, yapma. Kesme gerçeğinle arandaki bağı. Yabancı kılma kendini kendine, özüne zulmetme. Duru aklını örtbas edip de kalp bilgini görmezden gelme. Fıtratının çizdiği yönden sevme. En fazla da isteklerin cevaplanmadığında, yaşam, seni kibrinden arda kalan darlıkta kıstırdığında, ne olduğunu hangi maksada hizmet ettiğini hatırla.

Konu NûN tarafından (09-12-2010 Saat 11:54 ) değiştirilmiştir..
NûN isimli Üye şimdilik offline konumundadır