|
KUR’AN KURSUNDA HAFIZLIK EĞİTİMİ
Kur’an öğrenimi, onu yüzüne okumayı öğrenmekten, getirdiği mesajı farklı boyutlarda anlamaya kadar çok geniş bir yelpazeyi kapsamaktadır Bu kapsam içinde, Kur’an’ı ezberlemek de vardır Genelde, Kur’an’ı baştan sona ezberleyenlere, hafız denmektedir
Kur’an öğrenimi, onu yüzüne okumayı öğrenmekten, getirdiği mesajı farklı boyutlarda anlamaya kadar çok geniş bir yelpazeyi kapsamaktadır Bu kapsam içinde, Kur’an’ı ezberlemek de vardır Genelde, Kur’an’ı baştan sona ezberleyenlere, hafız denmektedir
Kur’an-ı Kerim’in tamamını ilk ezberleyen Hz Peygamber’dir Ashabdan da hafız olanların sayısı az değildir İslâm eğitimi içinde Kur’an merkeze yerleştirilmiştir Hz Peygamber (sas); “Sizin en hayırlınız, Kur’an’ı öğrenen ve öğretendir" buyuruyor (Buharî, Fedâilu’l-Kur’an, 21) Kur’an öğrenimi, onu yüzüne okumayı öğrenmekten, getirdiği mesajı farklı boyutlarda anlamaya kadar çok geniş bir yelpazeyi kapsamaktadır Bu kapsam içinde, Kur’an’ı ezberlemek de vardır Genelde, Kur’an’ı baştan sona ezberleyenlere, hafız denmektedir Kur’an-ı Kerim’in tamamını ilk ezberleyen Hz Peygamber’dir Ashabdan da hafız olanların sayısı az değildir
Kur’an Öğrenimi Bağlamında Hafızlık
Başlangıçta hafızlık, daha çok Kur’an-ı Kerim’i korumanın bir yolu olarak görülürken, sonraki dönemlerde, Kur’an’la ilginin, ona değer vermenin bir göstergesi, onu anlama bağlamında önemli bir adım olarak algılanmıştır Müslümanlar nezdinde hafızlık, Kur’an öğrenimi ve öğretimi bağlamında oldukça önemli bir halkayı teşkil etmektedir
Bir mümin için hafız olmak, önemli bir değer ifade etmekle birlikte, bir din görevlisi için, dinî ilimlerle uğraşan bir meslek insanı için çok daha önemlidir Din görevlisi, meslek hayatının her kademesinde hafızlığa ihtiyaç duymaktadır Namaz kıldırırken, çeşitli
vesilelerle ezberden Kur’an okumak durumunda kaldığında, farklı zaman ve zeminlerde dinî konuşma yaparken…vb hep hafızlıktan yararlanmak durumundadır Bir din âlimi, Kur’an’ın bütününe iyice aşina olmak zorunda olması bakımından, hafızlığa
oldukça ileri düzeyde ihtiyaç hissetmektedir Bu yüzden, tarih boyunca İslâm dünyasında İslâmî ilimlerle meşgul olanlar, imamlık, vaizlik gibi din görevliliği hizmetlerini üstlenenler, hafız olmaya son derece önem vermişlerdir Bugün de her din görevlisi ve ilâhiyatçı için hafızlık, meslekî formasyon açısından son derece önem arz etmektedir
Hafızlık Algısı
Kur’an öğrenimi ve öğretimi açısından hafızlık önemli; ama bu çerçevede onun önem derecesini ve konumunu iyi belirlemek icap etmektedir Hafızlık, gerçekte Kur’an öğrenimi içinde ilk basamaklar arasında yer almakta; ondan sonra çıkılması gereken çok sayıda basamak bulunmaktadır Bu basamakları tırmanmak, Kur’an’ın içeriğini anlamaya yöneliktir ve bu anlama boyutu oldukça uzun ve yorucu bir yolculuğu gerektirmektedir Bu gerçekliğe rağmen ne yazık ki, zaman içinde hafızlık algısında kaymalar olmuş ve giderek hafız olmak, hoca olmakla eş anlamlı hale getirilmiştir Birisi hafız olduğunda, artık onun hoca olduğu; Kur’an’ı anlamaya yönelik çabasının olduğu sanılmıştır
Bu yanlış/abartılı hafızlık algısı, günümüzde de yer yer varlığını sürdürmektedir Hafızlık yapmış olan kimseyi, dini bilen birisi olarak gören ve ayrıca din eğitimi alıp almadığını araştırmaksızın dinle ilişkili sorularını ona soranların sayısı toplumumuzda hâlâ
az değildir Hatta, kimileri, iyi bir din eğitimi almış birinden bekledikleri tutum ve davranışları, hafızdan bekleyebilmektedirler Bunu göremeyince de ondan soğuyup uzaklaşmakta; bazen sadece ondan değil, hafızlıktan da soğumakta, ona değer atfetmemeye başlamaktadırlar
İşin daha acı tarafı ise, din alanında ilâve bir eğitimi olmamasına rağmen dini anlama konusunda belli bir bilgi düzeyine ulaşmamış bir hafızın, dine ilişkin sorulan her soruya cevap vermeye kalkışmasıdır Bu olgu, halkımızın hafızlık algısını olduğu kadar, yürütülen hafızlık eğitiminin niteliği konusunda da ipuçları vermektedir
Hafızlık eğitimi, tarihsel süreç içinde zamanla sistemleştirilmiş, bunun için özel kurumlar oluşturulmuştur Darulhuffazlar, darulkurralar hafızlık yanında kıraat bilgi ve becerisinin de öğrencilere kazandırıldığı kurumlardı Cumhuriyet döneminde hafızlık yaptıran yegane kurum, Kur’an kursudur Ancak özel çabalarla hafızlık yapanlar da bulunmaktadır
Hafızlık Eğitiminde Geleneksellik: Tıkanma
Hafızlık eğitimi, günümüzde de geleneksel anlayışla yürütülmektedir, denebilir Hâlâ, atadan babadan, hocadan görülerek öğrenilmiş olan usul ve uygulamaların hemen hemen aynen tekrarı yapılmaktadır Zamanın, şartların, imkânların, geçmişe göre alabildiğine değişip farklılaştığı hesap edilerek hafızlık eğitim anlayış ve uygulamaları, çağdaş eğitim bilimlerinin verileri kılavuzluğunda geliştirilmiş değildir Söz gelimi, bazı kurslardaki sıradan bir CD’den Kur’an dinletme dışta tutulursa, Kur’an’ı ezberleme konusunda yeni yöntemler, teknikler, materyaller geliştirilmediği, rahatlıkla söylenebilir Hafızlık için ayrılan süre bile değiştirilememiştir; genelde hafızlık için hâlâ üç yıl ayrılmaktadır Disiplin anlayışında da hemen hemen bir değişme olmamıştır
Sekiz yıllık kesintisiz zorunlu ilköğretim uygulamasının başlaması, hafızlık eğitiminin tıkandığı gerçeğini, Başka mesleklere yönelen hafızlar, sonuçta hafızlığı da kısa sürede unutmaktadırlar Yani, emekler, masraflar büyük oranda boşa çıkmaktadır
Hafızlık eğitiminde, Kur’an’ı ezberleme niteliği de ciddi bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yaptığı din görevliliği yeterlik sınavlarında ve bu sınavlardan geçerek görev alanlar için düzenlenen hazırlayıcı eğitimlerinde, ezberleri yetersiz, sorunlu olan hafızların sayısının pek az olmadığı saptandı Bunun üzerine, hafızlık belgesi vermek için Başkanlığın yaptığı sınavların daha titizlikle yapılması, ölçme değerlendirme işlemlerinin daha nesnel, daha isabetli olması yolunda önlemler alındı
(Bu sınavlara sadece Kur’an kursundakiler değil, özel çabalarla hafız olanlar da katılmaktadır)
Bu önlemlerden sonra hafızlık sınavına girenlerin sayıları artmakla birlikte başarı oranlarında ciddi miktarda azalma olduğu görülmektedir
Hafızlık Eğitimini Güncelleme Atılımı
Diyanet İşleri Başkanlığı, hafızlık eğitimine ilişkin sorunları belirledi ve bugünün şartları ve imkânları çerçevesinde bu eğitimi daha
etkin ve verimli bir hale getirmek, kalitesini yükseltmek amacıyla yeni bir hafızlık eğitimi anlayış ve uygulamasını yürürlüğe koymak için çalışmalar başlattı
Program Geliştirme
Bu çalışmalara, program geliştirme işiyle başlandı Diğer Kur’an kursu programları gibi bu program da, çağdaş eğitim bilimlerinin verilerinden yararlanılarak hazırlanmaktadır Bilimsel bir yaklaşımla hazırlanan bu program, hafızlık eğitim geleneğinin güncelleştirilmesine, bu eğitimin sistemleştirilmesine kılavuzluk edecektir Bu program, Kur’an ezberleme yanında, bu işi destekleyecek, öğrenciyi dinlendirecek/ rahatlatacak nitelikte bir din eğitimini de ön görmektedir
Her program gibi, hazırlanan hafızlık eğitim programının da etkin ve verimli biçimde uygulanması son derece önemlidir Buna yönelik de çalışmalar yapılmaktadır Her şeyden önce, hazırlanan bu program, her Kur’an kursunda değil, sadece belli kurslarda uygulanacaktır Her kurs gibi bu kursun da, öncelikle fiziksel şartlarının olabildiğince çekici, iyi, çağdaş bir donanıma sahip olması esastır
Hafızlık Yaptıracak Öğretici
Bu yeni programa göre, her öğretici hafızlık yaptıramayacaktır Hafızlık yaptırma işi, belli yeterliklere sahip olan öğreticilere havale edilecektir İlke olarak, hafız olmayan öğreticilerin, hafızlık yaptırmasına izin verilmeyecektir Ancak, bu öğreticiler için hafızlık şarttır; ama yeterli değildir
Bu öğreticiler, öğreticilik bilgi ve becerileri, hafızlık eğitimi açısından da yeterli görülenler arasından seçilecek ve pedagojik formasyonlarını geliştirmeye yönelik özel kurs ve seminerlere alınacaklardır İyi bir genel kültüre, gerekli alan bilgi ve becerisine, yeterli düzeyde bir pedagojik formasyona sahip olmayan öğreticilerin, en küçüğü 15 yaşında, heterojen bir genç öğrenci grubuna yönelik etkin, verimli, çekici bir hafızlık eğitimini gerçekleştirmesi pek mümkün değildir
Bir alan araştırmasında, “Hafızlık eğitiminde karşılaşılan önemli güçlükler nelerdir" sorusuna öğreticilerin cevapları şu noktalarda yoğunlaşmaktadır: “Öğrenci yaşlarının büyüklüğü ve aralarındaki yaş farkı" (% 324);
“Öğrencilerin amaçsız ve isteksiz olmaları" (% 225);
“Ailelerin sorumluluklarını yerine getirmemeleri" (% 225);
“Öğrencilerin adaptasyon zorluğu ve motivasyon ihtiyacı" (% 169);
“Öğrencilerin ders yerine başka şeylerle meşgul olmaları" (% 99);… (Cebeci ve Ünsal, 2006:41)
Buna karşın aynı araştırmada, “Hafızlık eğitiminde yeni bir metoda ihtiyaç vardır" diyen öğreticilerin oranı ise, sadece % 11’dir Öğreticilerin bu ifadeleri, onların öğretmenlik formasyonları; dolayısıyla onların gerçekleştirdikleri eğitimin ne ölçüde nitelikli olduğu hakkında da önemli ipuçları sunmaktadır
Hafızlık eğitiminin günümüzdeki şartları göz önüne alınınca, hafızlık yaptıracak öğreticilerin, mutlaka pedagojik formasyona sahip İlâhiyat Fakültesi mezunu olmaları gerektiği kanaatine rahatlıkla varılacaktır
Ne var ki, mevcut durum, bunu hemen yapmak şöyle dursun çok kısa sürede bile gerçekleştirmeye müsait görülmemektedir Şöyle ki, Başkanlığın son üç yılda dört yıllık dinî yüksek öğretim mezunlarını öncelikle görevlendirmeye yönelik çabalarına rağmen, mevcut öğreticilerin tümünün ancak % 23’ü İlâhiyat Fakültesi veya dengi bir kurumdan mezundur Sadece, hafızlık yaptıran öğreticileri ele aldığımızda ise, oldukça olumsuz manzarayla karşılaşmaktayız Hafızlık eğitimi üzerine yapılan bir araştırmaya göre, hafızlık yaptıran öğreticiler arasında dört yıllık İlâhiyat Fakültesi veya dengi bir kurumdan mezun olanların oranı, sadece % 5,6’dır Bütün bunlara ilâveten, İlâhiyat Fakültelerinin kontenjanları iyice azaltıldığından dolayı, yeni kadrolara atama yapmak için bu fakültelerden mezun yeterli sayıda aday bulunamamaktadır
Hafızlık Öncesi Eğitim
Hafızlık eğitiminde kalite sorununu çözmek için atılması gereken önemli ve gerekli adımlardan biri, hafızlık öncesi hazırlık eğitimini nitelikli hâle getirmektir Bu hazırlık eğitimi, hafızlık için ön öğrenme konumundadır Bu ne kadar iyi olursa, ona dayanacak olan hafızlık eğitimi de o kadar sağlıklı ve verimli olacaktır Meselâ, hafızlığa başlamadan önce meharic-i hurufa, tecvid kurallarına uygun biçimde Kur’an’ı yüzünden seri olarak okuyamayan birisinin, hafızlık eğitiminin sağlıklı olması mümkün değildir Ezberleme hızı düşer, yanlış ezberler, vs Üstelik bu hususlarda yanlış öğrenmeleri olan kişinin bu yanlışlarını düzeltmek, hiç bilmeyene öğretmekten daha zordur Onun için nitelikli bir hazırlık eğitimi, hafızlık eğitiminin ön koşuludur, olmazsa olmazıdır Bu hazırlık eğitiminde yeterince başarılı olmayan, asla hafızlık eğitimine başlatılmamalıdı
|