Tekil Mesaj gösterimi
Alt 05-16-2010, 20:36   #3
Kullanıcı Adı
_кιяιктєѕтι_
Standart
Hiç sevmedim, bu İngilizce’den direk dilimize tercüme edilmiş dublaj cümlelerini!

Sadece bu değil, “kendine iyi davran” “ görüşürüz” ve daha neler var..İçi boş film replikleri hepsi de.

İçine “gönül” katılmamış hiç birşey tad vermez zaten insana..Vermiyor.

Bunun yerine kendimizden “içi gönül dolu” temennilerimiz var, onları kullanalım..Neden hep taklit ve kolaycılık ki?

Mesela bakın; “Kendine mukayyed ol” hoştur onun yerine..Hem de ne kadar derin..Mukayyed ol derken;

Aman kendini başıboş sanma, herşeyin hesabı tutuluyor.
Hesaba çekilmeden hesaba çek kendini.
Bağlısın sen unutma, emanetini iyi koru, deniyor bir anlamda..

“Birbirinize mukayyed olun” derler ki bu da çok hoştur..
Aynı manada düşünün. “Hayırhah”lığı da çağrıştırıyor hemen..

Yani biz hem burda hem de ötede birlikte olacaksak eğer,

Senin de “öteye yaramaz” hallerin varsa,
Ben, senden kendimi sorumlu hissedip, düzeltmeliyim..
Sen de benimkileri aynı şekilde..
Ki ikimiz birden Rabbe yarar olalım..

Yine Şeyh Galib’in; “Hoşça bak zatına kim zübde i alemsin sen” de de aynı derinlik var yürekleri ısıtan..

Alemler insanın içinde dürülmüş. Rabbimizin de “emaneti” teslim etmeyi layık bulduğu insan hakikati..

Ve “nefslerine zulmettiler” gerçeğiyle yola çıkarsak, insan kendine hoş bakacak ki içindeki alemleri keşfetsin, O’nu bulsun ve kendini Allah’tan öteleyenlersen sakınsın daima.
_кιяιктєѕтι_ isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla