Görüşürüz!
Nerden biliyorsun görüşeceğimizi?!
Hadi sen öldün, ya da ben! Nasıl görüşeceğiz o zaman?!
Hadi bir şey oldu, trafik kazası ya da ne bileyim benzer bir şey, teker patladı, acil işim çıktı vs. Nasıl görüşeceğiz?
“Görüşürüz” demek için kudretimin olması gerekmez mi?
Zamana, kendime ve muhatabımı kapsayacak ve hepsine yetecek bir kudrete sahip olmalıyım ki bunu diyebileyim..
Diyeceksiniz ki; "Ne var bunda, sadece bir temennidir."
Ama olmuyor işte, “kesinlik” var bunda, kudretli olmayı dışa vuran. Böyle böyle şuur altı yapıyor bazı olaylar, sözler, sonra vurdumduymaz oluyor, kendimizi bir halt sanıyoruz..
Hem sonra, ben ne diye elalemin dil ve yürek kalıplarını kullanacağım ki? Yok mu bizde böyle temenniler?
Olmaz mı çok.. Ben üçünü yazayım gerisini siz getirin:
Allah’a emanet ol..
Nasipse tekrar görüşmek isterim..
Görüşmek umuduyla..
Bakın bu söylemlerde "kayıt altındaki bir kul" var dikkat ederseniz..
Rabbinden izin isteyen, O’na sığınan, Allah’ı hayatının merkezine koyan, her işinde; “Acaba Allah ne der, razı olur mu?” diye düşünen Allahlı bir kul..
Ve..Kehf suresi 23-24. Ayetler:
"Allah'ın dilemesine bağlamadıkça (inşâallah demedikçe) hiçbir şey için «Bunu yarın yapacağım» deme. Bunu unuttuğun takdirde Allah'ı an ve: «Umarım Rabbim beni, doğruya bundan daha yakın olan bir yola iletir» de.
Kur’an’ı, okuduğum an "bana iniyor gibi" okuyorsam eğer,
Okuduklarımı hayatıma geçirmek için, bu düşünceyle, içini boşaltmadan ayetleri..
Alın işte, direk Rabb’in emri bu ;)
|