Yapmazsan yapma. Gelmiş buraya tomarlarca müdafaa yapıyor. (Bakan Hadi Hüsman’a) Yapamazsan ne yapalım? Yapan yapar. (Fatin Rüştü Zorlu’ya) Daima böyle lüzumsuz şeyler söylersiniz zaten. (Menderes’in avukatı Burhan Apaydın’a) Sizi susturmak için başka ne yapmalı? (Adnan Menderes’in avukatı Talat Asal’a) Siz doğru söylemiyorsunuz. (Şahitlere) Kâfi. Susmazsanız sustururum. (Bakan Zeki Eratman’a) Eğer ben kesin deyince kesmezseniz kestirmesini bilirim. (Adnan Menderes’e) Öyle değil, öyle değil, öyle değil. Otur yerine! (Milletvekili Hüseyin Fırat’a) Sen yalancı şahide benziyorsun. Anlat bakalım neymiş? (Bir şahide) Öyle şey olmaz, kısa kes, az konuş! (Bakan Hasan Polatkan’a) Lüzumsuz laflar bunlar, buyurun hadi. (Milletvekili Rüknettin Nasuhioğlu müdafiine) Bizim burada boş laf dinleyecek vaktimiz yok başka. (Adnan Menderes’e) Sizi on beş dakikadan fazla dinleyemeyiz. (Bakan Hasan Polatkan’a) Ben ömrümde yalan söylemedim demek müdafaa değildir. Bunlar asılsız sözlerdir. (Bakan Hamdi Ongun’a)