Tekil Mesaj gösterimi
Alt 06-12-2010, 22:27   #2
Kullanıcı Adı
Duygu'Seli~
Standart
Kişinin gözlerini haramdan koruması bizzat Kur’an’da emredilmiştir:
“Mümin erkeklere bakışlarını kısmalarını ve edep yerlerini açmaktan ve zinadan korumalarını söyle. Bu, onlar için en uygun olan davranıştır. Allah yaptıkları her şeyden hakkıyla haberdardır. Mümin kadınlara da bakışlarını kısmalarını ve edep yerlerini günahtan korumalarını söyle!” (Nur, 24/30-31)


Aynı şekilde Allah Teala “zinaya yaklaşmayın” emriyle, zinanın öncüsü sayılabilecek her türlü söz ve davranışı yasaklamıştır. Bu yasağın içine öncelikle harama nazarın girdiğini söyleyebiliriz. Çünkü müstehcen görüntülere bakmak bir taraftan mü’minler arasındaki hürmet ve muhabbeti yok ederken, diğer yandan kişinin ahlaki ve dini yönden derin yaralar almasına ve sahip olduğu birçok duygunun sönmesine veya ölüp gitmesine sebep olmaktadır.

Efendimiz (s.a.s) bir kudsî hadiste bu günahın mahiyetini tasvir ederken şöyle buyuruyor:
“Harama bakış şeytanın oklarından zehirli bir oktur. Kim benden korktuğu için bundan sakınırsa, bu hareketine karşılık ona öyle bir iman bahşederim kî, o imanın tadını tâ kalbinin derinliklerinde hisseder.”
(Münzirî, et-Tergib ve’t-Terhîb, III, 63).

Demek ki, bir açık saçık görüntüyle karşılaşan kişinin önünde iki seçenek vardır: Ya bu günahı irtikap ederek şeytanın bu zehirli okuna hedef olacak; ya da Allah korkusundan dolayı bu günahtan yüz çevirecek ve bu amelinin neticesinde kalbinin derinliklerine kadar işleyecek bir iman neşvesi tadacak. İşte bu imtihan dünyasında tercih kula kalıyor
Başka bir hadislerinde Peygamber Efendimiz (s.a.s), gözleri haramdan korumanın, Allah katında ne kadar makbul bir amel olduğunu şu ifadeleriyle anlatıyor:
“Kıyamet günü bütün gözler ağlayacaktır, ancak şunlar müstesna: Allah’ın haramlarına bakmayan gözler, Allah yolunda seher vakti uyanık olan gözler, Allah korkusuyla sinek başı (gibi yaşlar) döken gözler.”
(et-Terğib ve’t-Terhîb, 3:35)

Buradan anlıyoruz ki, Cenab-ı Hak haramlar karşısında ürperti duyup, gözlerini o çirkin manzaralardan sakındıran kullarını, orada mahzun etmeyecek ve o gözleri ağlatmayacaktır.
Kişinin helal olmayan görüntülere bakması karşılığında, onun ruhî ve manevi hayatında oluşacak tahribatlar Risale-i Nurda şu şekilde anlatılıyor:
“Nasıl ki merhume ve rahmete muhtaç bir güzel kadın cenazesine nazar-ı şehvet ve hevesle bakmak, ne kadar ahlâkı tahrip eder, öyle de, ölmüş kadınlar suretlerine veyahut sağ kadınların küçük cenazeleri hükmünde olan suretlerine hevesperverâne bakmak, derinden derine hissiyât-ı ulviye-yi insaniyeyi sarsar, tahrip eder.” (Sözler, s. 381)
“Madem öyledir, hazer et, dikkatle bas, batmaktan kork. Bir lokma, bir kelime, bir dane, bir lem’a, bir işarette, bir öpmekte batma. Dünyayı yutan büyük letâiflerini onda batırma.” (Lemalar, 655)

Gözünü Haramdan Sakınan Kişiye Vacip Sevabı Vardır
Burada üzerinde düşünülmesi gereken çok önemli bir nokta vardır. Her haramı terk, insana bir vacip işlemiş gibi sevap kazandırır. Yani kişi sevap haznesini, haramlardan kaçarak da doldurabilir. Hatta yerine göre, kişinin bu yönden kazanacağı sevaplar daha çok olabilir. Çünkü günümüz şartlarını düşündüğümüzde, çok sık haramlarla baş başa kalabilmekteyiz. Bu haramlara karşı bizim göstereceğimiz her karşı koyuş, mertebemizin yükselmesinde bizim için ayrı bir basamak olacaktır. Biraz daha açarsak, çarşısıyla pazarıyla, televizyonuyla, internetiyle günümüz dünyası haramlara çok açık hale gelmiştir. Aynı ölçüde bizler, harama girmeme konusunda azmimizi ve gayretimizi arttıramazsak farkında olmadan düşmeye başlayabiliriz. Ve (Allah muhafaza) öyle bir an gelir ki geri dönüşü çok zor olabilir. Ve yine günahların neticesinde kalbimizde oluşan o siyah noktalar, öyle bir gün gelir ki, bütün kalbimizi kaplar da, biz farkında bile olamayız.
Dolayısıyla, daha baştan günaha karşı tavrımızı açıkça ortaya koymalıyız. Ve böyle bir günah işlediğimizde, ona hiç hayat hakkı tanımamalı ve derhal derin bir pişmanlık içerisinde tövbe ve istiğfarla o günahın izalesine bakmalıyız.


ilahiyatforum.com
  Alıntı ile Cevapla