06-21-2010, 16:44
|
#13
|
|
|
Alıntı:
Bugün hayatını kaybeden Cumhuriyet gazetesi Başyazarı İhan Selçuk, bir yazısında "sıkmabaş" diye tarif ettiği türbanlıları cehennemlik ilan ediyordu.
İşte çok tartışılacak bir yazı:
İlhan Selçuk / Cumhuriyet
Kuranıkerim ve Türbancılar...
***
Kuranıkerim'de kadın-erkek eşitliği olmadığı gibi, cariye ve köle düzeni vardır...
Demek ki İslamın anayasasında çağımızın insan haklarını benimsemek yolu kapalıdır...
Önce bu gerçekler herkes tarafından biline!..
***
Şimdi gelelim bizim türbancı Müslümanlara; Kuranıkerim'in kadınlar hakkındaki tüm yasalarına sırt çevirip türbancılığı politikada meslek edinenlere...
Nur suresinde bu konuda şu kural konuyor:
"Ey Muhammet ,
Mümin kadınlara söyle...
Başörtülerini yakalarının üzerine salsınlar..."
Kuranıkerim'de türban ya da sıkmabaş yoktur; boyun sarıp sarmalanmayacak, başörtüsü göreneksel usul üzerine yakaların üzerine salınacaktır...
***
Atatürk devrimi Anadolu Türklüğüne ve Müslümanlığına çağdaşlığın, uygarlığın, insanlığın yolunu açmıştır...
Türbanı bir flamaya dönüştürüp siyaset sahteciliğinin en büyüğünü yaparak Müslümanlık taslayanlar ikiyüzlü yalancılardır...
Bunlar Müslüman değil, kutsal Müslümanlığı kullananlardır...
Topu cehennemliktir; çünkü Anadolu insanına en büyük kötülüğü yapıyorlar...
85 yaşında vefat eden İlhan Selçuk Ergenekon Terör Örgütü yöneticisi olmakla suçlanıyordu.
İslamiyete hakaret etmekten çekinmeyen İlhan Selçuk'a en sert karşılığı Vakit yazarı Hasan Karakaya vermişti.
İlhan Selçuk Ergenekon’un neresinde? (Hasan Karakaya)
Bir insan veya gazete; hem “mağdur” hem “sanık” ve hem de “müdahil” nasıl olabilir?..
Sonra düşündüm ki;
Sözkonusu olan İlhan Selçuk veya Cumhuriyet ise, gerisi “teferruat”tır!..
Çünkü efendim, Cumhuriyet dedin mi, insanın aklına ilk gelen özellik, “fırıldaklık” veya “dansözlük”tür!..
Bugün, “mağduru” oldukları “Ergenekon Terör Örgütü”ne, aynı zamanda nasıl “sempati” besliyorlar ve nasıl onu savunmaya kalkıyorlarsa, “geçmişte yaptıkları” da aynen buydu...
Meselâ Nazım Hikmet olayı...
Bugün “sıkı bir Nazımcı” kesilen Cumhuriyet, dün “tükürün kızıl şaire” diyerek kampanyalar yürütüyordu...
...
İlhan Selçuk ve şürekâsı; “kendi özgün iradeleri” ile değil de, “birilerinin diktesi” ile mi hareket ediyorlar?..
Onlar, “görev”lerini mi yapıyorlar?..
Bu işler “iş” midir, “sipariş” mi?
Bir insan, eğer “görevli” değilse, bu kadar “fikir”, bu kadar “görüş” ve bu kadar “taraf” değiştirmez!..
Dün “Kızıl Şair” dediğin, “katil” ilân ettiğin ve hakkında “yüzüne tükürün” diye kampanyalar yürüttüğün Nazım Hikmet’i, bugün yere-göğe sığdıramıyorsan, sorarlar adama;
“Sen kimsin?.. Kimin yanındasın?.. Kimden emir ve talimat alıyorsun?”
Ergenekon Terör Örgütü ile ilgili gelişmelerden sonra, bu soruyu daha sık sorar oldum!..
“İlhan Selçuk görevli mi acaba?”
Görevli ise, nerede görevli?..
|
helal hasan karakaya....
bu adama hakkımı helal etmiyorum etmeyeceğim ahirette yakasına yapışacağım...
habervaktime helal olsun nefislerine yenilmeyip öldü yazmışlar geberdi de yazabilirlerdi...
|
|
|
|