Alıntı:
rizzelli Nickli Üyeden Alıntı
Türkiye'de ekonominin lokomotifi inşaat sektörüdür.Bu sektörün canlanmasıyla ekonomik canlılık doğru orantılıdır.
Her yer şantiye olmuş,boş olan yerlere müteahhitler bina dikmekle birbirleriyle yarışıyorlar.
Bir tane,usta kalfa aramak için eskisine nazaran daha zor buluyoruz.Neredeyse işçilerden randevu talep edecek pozisyona geldik.
Müteahhitlerin işçilere parasını vermediği anda,işçiler hemen işi bırakıyorlar.Toplandıkları kahvede,dernekte birbirlerine şu şu müt.lerle çalışmayın para vermiyor dediklerinde adınıza çalışıcak işçiyi ikna etmek mesele oluyor.
Artık kalfalar müteahhitin karşısına bulacağı işçi takımı için sözleşme yapıyor,şartları teklifleri öne sürüyor.
Fazla mesai yapan,sigortasız çalışmak istemeyen,her koşulda kendini korumaya alan,hakkını arayan işçi profili var artık bu zamanda.
Sigortalar genel kurumu ,sigortasız işçi çalıştıran,verilen ücretten aşağı gösteren işverenleri o kadar denetliyorlar ki cezaları muhasebesine göndermekten çekinmiyorlar.
Cezalar da öyle hafif değil,5 kişilik iş yerilerine 3bin den başlıyor gerisini siz düşünün.
Novek'in söylediklerini genele bağlamak,klavye başında hayatı kavrayamamaktır.
Aynen arkadaşımızın dediği gibi Avrupa'da işsizlik yüzde 10 lardan başlıyor.Türkiye'de hayatında hiç çalışmamış 2 milyonluk kesim her zaman bu işsizlik ordusunun içinde bulunuyor.Bunların içinde evhanımları vs ler mevcut.
|
Oğluma bir iş bulmuştuk görüşmeye gidince ilk söyledikleri sigorta yapmayız!
İster kabul et ister etme!
Ettik, 7 ay kadar çalıştı, sonra anlaşamadı ayrıldı. şimdi iş bakıyoruz.
Ben 18 yaşlarımda 3 sene sigortasız çalıştım!!!
Bir kere denetlemeye gelen olmadı bizim işyerini.
Gidin ankaranın sitelerini gezin, çıkrıkçılar yokuşunu, ulusunu vs. gezin, tezgahtarlara sorun yüzde kaçı sigortalı?
keşke sizin dedikleriniz olsa, ama maalesef gerçekler öyle değil.
Siz biraz pempe gözlüklerle bakıyorsunuz.