|
Bahçeli'ye 'görevi bırak' çağrısı!
MHP Trabzon eski Milletvekili Orhan Bıçakçıoğlu, referandumda tabanın MHP yönetimine büyük bir tokat attığını belirterek, "Ben Sayın Devlet Bahçeli'nin görevi bırakmasını bekliyorum." dedi.
Bıçakçıoğlu, referandum öncesinde 'evet' oylarının yüzde 55-60 arasında çıkmasını beklediğini dile getirdi. MHP yönetiminin stratejik hata yaptığını kaydeden Bıçakçıoğlu, MHP'nin Ülkücü hareketin temel ideolojisi olan Türk-İslam ülküsünden saptığını ve gerçek mecrasından çıktığını savundu. Bıçakçıoğlu, isyanlarının buna olduğunu, yoksa MHP ile bir sorunlarının bulunmadığını vurguladı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin bir paranoyanın etrafında dönüp durduğunu ileri süren Bıçakçıoğlu, dün yaptığı açıklamadan da Bahçeli'nin referandum sonuçlarını iyi analiz edemediğinin görüldüğüne işaret etti. Son 10 yılda MHP'nin asli ideolojisi ile oynandığı iddiasını tekrarlayan Bıçakçıoğlu, yapılması gerekenin, MHP'nin asli ideolojisine biran önce dönmesi olduğunun altını çizdi.
Ülkücülerin son birkaç seçimdir MHP'ye oy vermediğini ifade eden Bıçakçıoğlu, "Maalesef bugün Ülkücülerin yüzde 80'i MHP'de değil, MHP'yi yönetenlerin de yüzde 80'i Ülkücü değil. Sayın Bahçeli geçmişte Ülkücülere söven ne kadar insan varsa onları parti yönetimine aldı ama Ülkücülerle tokalaşmadı, onların derdiyle ilgilenmedi." dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, referandum sürecinde idam edilen Ülkücü gençlerden Mustafa Pehlivanoğlu'nu anmasını kendilerini memnun ettiğini hatırlatan Bıçakçıoğlu, şöyle devam etti: "Ama Sayın Bahçeli buna tepki gösterdi. Başbakan bunda samimi miydi, oy için mi yaptı bilemeyiz ama o isimleri zikretmesi bile bizi memnun etmiştir. Çünkü 12 Eylül'ün gerçek mağdurlarının Ülkücüler olduğu görüldü. Ümraniye'de 5 ülkücü işçiyi işkenceyle şehit edenler aftan yararlanıp sokakta gezerken, 1989 yılında Gümüşhane'nin Şiran ilçesinde 8 askerimizi şehit edenlerin aftan yararlanıp dışarı çıkarken, 30 yıldır hala ceza evinde yatan ülkücü olduğunu tüm Türkiye öğrendi."
"12 EYLÜL HUKUKUNUN VERDİĞİ KARARLAR YOK SAYILMALI"
Başbakan'ın samimiyetini bundan sonra göreceklerini dile getiren Orhan Bıçakçıoğlu, beklentilerini şöyle dile getirdi: "Bizim AK Parti'den beklentimiz, en kısa zamanda 12 Eylül 1980 döneminde, 12 Eylül hukukunun, sıkı yönetim mahkemelerinin sağına soluna bakınmadan verdiği bütün kararların sonuçlarıyla beraber yok hükmünde olduğunu sağlayacak bir kanuni düzenleme yapmasıdır. 12 Eylül döneminde sorgu sual yapılmadan vatandaşlıktan, üniversiteden, mesleğinden atılan, tutuklanan, ceza alan, cezasını almış yatmış çıkmış, her yerde sıkı yönetimin ve 12 Eylül sürecinin vermiş olduğu bütün mahkeme kararlarının yok hükmünde olduğuna dair bir kanun çıkartıp, 12 Eylül mağdurlarının hakkını teslim etmesini Sayın Başbakan'dan Ülkücüler olarak bekliyoruz."
"BAHÇELİ BAŞKA PARTİ KURSA YÜZDE 1 DAHİ OY ALAMAZ"
12 Eylül döneminde 9 yıl ceza evinde yatmış, işkencelerde 18 dişi kırılmış bir Ülkücü olarak partisinin hala MHP olduğunun altını çizen Bıçakçıoğlu, partisinden beklentisini de Türk-İslam ülküsüne, Türk milliyetçiliği ideolojisine sahip çıkarak, halkla kucaklaşması, halkın değerlerine sırt değil yüzünü dönmesi olarak ifade etti.
Bahçeli'nin, kendisini 'ölene kadar genel başkan' ilan ettiğini söyleyen Bıçakçıoğlu, "Allah kendisine uzun ömür versin. Ama şu da bir gerçek ki MHP ismi olmadan Sayın Bahçeli bir hiç, gidip başka parti kursa yüzde 1 dahi oy alamaz. MHP'nin geçmiş misyonunu, o gücünü maalesef bu şekilde harcıyor... Sayın Bahçeli halk nezdinde 2002 Kasım seçimlerinde 'istifa ettim' diyerek bir prestij sağlamıştı. İstifa etmediğini, biz onun o makamı bırakmayacağını biliyorduk. Ayak oyunları ve seçtiği delegelerle tekrar genel başkanlığa döndü. Ama halk nezdindeki itibarını büyük ölçüde tüketti." diye konuştu.
"BÖLÜNME PARANOYASINA KENDİNİ KAPTIRMIŞ"
Devlet Bahçeli'nin görevi bırakmasını beklediğini belirten Bıçakçıoğlu, açıklamalarını şöyle sürdürdü: "Sayın Genel Başkan beş seçim, bir de referandum altı, hep aynı nakaratı yaptı, hep aynı sözleri söyledi. Bütün sözlerini alın üst üste koyun; 'Apo, PKK, bölünme, ülke parçalanıyor' beş seçimdir söylediği şey bu. Sayın Bahçeli'nin söylediği sözler maalesef toplumda karşılık bulmuyor. Acaba Sayın Bahçeli, temcit pilavı gibi aynı şeyleri söyleye söyleye bir beş seçim daha mı bekleyecek? Bir bölünme paranoyasına kendini kaptırmış, bu paranoya ile devamlı bir korkuyla siyaset yapmaya çalışıyor. Ama bu, halk nezdinde prim bulmuyor."
Devlet Bahçeli'nin referandum sonuçlarını iyi okumasını isteyen Bıçakçıoğlu, "Ege ve Akdeniz'in ikinci bandında alacağı yüzde 15-20 oy MHP'yi iktidara taşımaz. Ülkücüler de şunu biliyor ki MHP iktidar olamadıktan sonra oyu yüzde 15 olsa ne olur, 16 olsa ne olur, barajın altında kalsa ne olur. Zaten genel başkanın iktidara gelmek gibi bir niyeti de yok. İktidar olmak isteyen insan önünde 1,5 sene varken 3 Kasım 2002'de seçime gitmezdi. Bu ülkenin meselelerine çare bulmaya çalışırdı. Sıkıştığı zaman erken seçim lafını ortaya atıp gündemi değiştirmek istiyor ama bu da görüldüğü gibi herhangi bir kıymeti harbiyesi olmayan bir laf olarak unutulur." dedi.
"BAHÇELİ'YE GÖREVİ BIRAKTIRMAZLAR"
Orhan Bıçakçıoğlu, önümüzdeki günlerde MHP'de değişim yönünde bir hareketlilik olup olmayacağı sorusu üzerine şunları söyledi: "MHP her zaman hareketli bir partidir, isminde de hareket var zaten. Fakat MHP'nin üstündeki maalesef hareket alanını daraltmaktadır. Son üç genel kurulda MHP yönetimi ve MHP'nin akar organını oluşturan MKYK hepsinde de sil baştan yapılarak devşirme insanlarla; Ülkücü olmayan insanlarla doldurulmuş. Bugün teşkilatların büyük bir bölümü de bu şekildedir. MHP'ye gönül vermiş, burada uzun yıllar siyaset yapmış insanların çok büyük bir kısmı partinin dışında tutulmuş, küstürülmüş ve dağıtılmıştır. Onun için MHP'de bir hareketlenme olur mu olur ama Sayın Bahçeli bırakır mı? Bıraktırmazlar. Kendisine bu görevi bıraktırmazlar. Ama bizce Sayın Devlet Bahçeli siyaseten tembel bir insan. İki sene sınıfta üst üste kaldığın zaman okuldan atıyorlar. Bu beş seçimdir yeniliyor, bir de referandum altı. O hala 'ben bu okulu dışarıdan okuyacağım' diye gayret gösteriyor. Allah yolunu açık etsin."
***
ARSLAN: MHP YÖNETİMİ İSTİFA ETMELİ

Samsun İl Genel Meclis Üyesi Sabri Arslan, referandumda parti taassubu ve lider sultasının geride kaldığını, milletin özgür iradesinin sandığa yansıdığını söyledi.
MHP yönetimini açıktan eleştirmesiyle dikkatleri üzerine çeken ve partiden ihraç edilen Arslan, referandumdan çıkan sonucun, insanların vicdanlarının sesini dinlemeye yettiğini ifade etti.
Birlik ve beraberliğin, parti kavgalarından daha önemli olduğuna inandığını belirten Arslan, "Türkiye'de artık demokrasi kültürü gelişiyor, toplumun siyasetçiye ve idareciye bakış tarzı da gelişiyor. Bunu göremeyen siyasetçiler yok olmaya, toplumun gerisinde kalanlar, topluma önderlik yapmayı kaybetmeye mahkumlar." dedi.
Anayasa değişiklik paketinin, AK Parti projesinden çok, millet projesi olduğu için farklı partilerden oy yüzdesi yüksek bir kesimin, projeye destek verdiğini hatırlatan Arslan, şöyle konuştu: "Sandıktan çıkan yüzde 58'lik 'evet' oyu, yüzde 42'lik 'hayır' diyenlere ciddi bir ikaz anlamı yüklüyor. Referandumda projenin öncülüğünü yapan AK Parti'nin de dikkatli olması ve bu anayasal değişiklikleri toplumsal manada milletin değer yargılarına yönelik milli birlik ve beraberliği bozmadan devam ettirmesi yönünde de bir uyarı misyonu yüklemiştir. Bu projeye destek veren, bizim gibi düşünen ülkücü arkadaşlarımız ve milliyetçi arkadaşlarımız, devletin bekasını milletin birlik ve beraberliğini birinci derecede görev bildikleri, önemsedikleri için desteklemişlerdir. Yoksa, ne MHP'ye muhalefet yapmak, ne de AK Parti'yi veya başka bir partiye şirin gözükmek için destek vermediler."
"MHP YÖNETİMİ ERDEMLİK GÖSTERİP, İSTİFA ETMELİ"
Samsun İl Genel Meclisi Bağımsız Üyesi Sabri Arslan, referandum sonucunda CHP'nin tabanını toparlarken, MHP'nin tabandan koptuğunu, bu durumdan parti üst yönetiminin ciddi ders çıkarması gerektiğini söyledi.
Referandum süreci ve neticesinde bilhassa MHP'nin her halükarda kaybeden bir pozisyona büründüğünü kaydeden Arslan, "MHP'yi yönetenlerin ne kadar yanlış yaptıklarının farkında olmaları, yönetememenin gereği olarak acilen bulundukları görevi bırakmaları gerekir. Bunun demokratik bir erdem olduğunu belirtmekte fayda görüyorum." diye konuştu.
***
AYDIN: SAĞDUYULU HALK MANİPÜLASYONA BOYUN EĞMEDİ

Referandumda 'evet' oyu vereceğini açıkladıktan sonra MHP Lideri Devlet Bahçeli ve parti teşkilatları tarafından hem eleştirilip hem hakaretlere maruz kalan MHP Samsun eski Milletvekilli Ahmet Aydın da yapılan değişikliğin ülke için yeterli olmadığını ama bu değişikliklerin diğer anayasayı değiştirmek için ön ayak olduğunu söyledi. Referandum tahminlerinde yanılmadığını belirten Aydın, şöyle dedi:
"Yüzde 60 civarında bir 'evet' oyu bekliyordum. Başta AK Parti olmak üzere diğer sağ partilere mensup insanlar 'evet' oyu verdiler. Türkiye'nin geleceğinin birinci sınıf demokrasiden geçtiği büyük insan kitleleri tarafından idrak ediliyor. Milliyetçi muhafazakar tabana sahip partilerin tereddütsüz bu anayasa değişikliğine 'evet' demesi gerekirken, partilerin üst yönetimini ele geçirmiş, gaspçı yöneticileri tarafından bu partilerin milliyetçi muhafazakar kitlesini manipüle edilerek 'hayır' demeye zorlandı. Ama seçmenlerin sağduyusu büyük çoğunluklar bu manipülasyonları gördü, çözdü ve boyun eğmeyerek 'evet' dedi. Geçmişte 40-50 yıl bu seçmen kitlelerini nasıl aldattıklarını Demirel ve Cindoruk gibi politikacılar nezdinde gördüler. Bunlara benzer diğer partilerin başındaki, seçmeniyle hiçbir ilgisi olmayan düşüncelere sahip, yani manipülasyoncuları fark ederek tavrını 'evet'ten, demokrasiden ve değişimden yana koydular."
"BAŞKANLIK SİSTEMİ KAÇINILMAZ OLDU"
MHP Samsun Eski Milletvekili Ahmet Aydın, zorlu referandum sürecinden sonra dar bölgeli çoğunluk sistemi ile seçimlerin yapılabileceği ve Türk milletini en çok yakışacak ve faydalı olacak başkanlık sistemine geçilmesi gerektiğine dikkat çekti.
'Bundan sonra partiler yasası, seçim yasası gibi yeni yasalar ve başkanlık sistemine uygun değişiklikler yapılmalıdır' diyen Aydın, "Peygamber Efendimiz'in (SAS) 'ümmetim dalalette ittifak etmez.' sözüne uygun olarak, milleti çoğunluğu ile seçilen başkan ve dar bölgeli seçim sistemi ile dar bölgede halkın bilerek ve isteyerek seçeceği parlamenterlerle Türkiye daha iyi idare edilecek. Geçmişteki bazı koalisyon dönemlerinde görülen yanlış insanların, hırsızların ve bölücülerin bakanlık makamlarına kadar yükselmesinin önüne geçilecektir. Bazı cumhurbaşkanlarımızın yaptığı gibi Çankaya Köşkü'nden dışarı çıkmadan 7 yıl ülke yönetmek gibi ucube durumlar ortaya çıkmayacak. Türkiye hem içeride iyi yönetilirken, dünyada da en yüksek düzeyde temsil edilecek diye düşünüyorum." ifadelerine yer verdi.
***
SEZER: DEMOKRASİ YOLUNDA ÖZLENEN BİR SONUÇ ALINDI

Samsun'un Bafra ilçesine bağlı Çetinkaya Belde Belediye Başkanı Hadi Sezer ise referandumda millet olarak beklenen sonucu almanın mutluluğunu yaşadıklarını söyledi.
12 Eylül'de 'evet' oyu vereceğini açıkladıktan sonra, MHP'den ihraç kararına karşın istifa ederek bağımsız belediye başkanı olan Sezer, referandum sonuçlarının ülke için hayırlı olmasını diledi.
Referandumda alınan yüzde 58'lik 'evet' sonucunun ülke için hayırlara vesile olmasını dileyen Sezer, "Bizim partiye rağmen, demokratik duruşumuz baştan beri belliydi. Yapılacak güzelliklerden ülkemiz faydalansın demiştik. Bu duygu, düşünce içinde özlenen neticeye vardık. Bu sonuçtan, başta MHP üst yönetimi olmak üzere tüm teşkilatların ders çıkarmasını ümit ediyorum." açıklamasında bulundu.
(CİHAN)
|