Ağlarken ölürmüş bazıları..
Bildiğimiz çocuk işte.
Sahi göz görür mü kendini
şerit değiştirirken gözyaşları ?
Gökyüzünün bacak arasında uçurum boyunda boşluk
Aynı nehirde iki kez yıkanmış yıldızların
Ağzı burnunda güneş taşırmış anneleri.
Gökten üç elma düştü
hepsini ben yedim.
Gül-üşüm-ün yüzüme batmış dikeni..
Altıncı hissin karıncalı gösterdiği bir kainatta.
Amuda kalkıp kalbimden öpmüştüm bir defasında?
Ağzımla kuş tuttuğum zamanlar terk edilirdim.
Bu yüzden koynumda yılanla uyuyorum.
Aklı bulanınca kalbin
yeni bir aşk’a gebe kalırmış..
Öyle demişti ; kendi içinde peydahlanan bir sancı..
Sahi mutluluk kaç kilo çeker çıplak kaldığında?
İnsan sevişir mi kendi iç organlarıyla. ?
Bilmem ama ben öpmüştüm üç kez kendimi dudaklarımdan..
Ama önce parmak arası küfürler giydirmeliyim ayaklarıma.
Yüzümün haritasında büyüyen ülke görümündeki tüm sivilceleri patlatırdım...
Çünkü yüz üstü yakalanmak isterdim
çocukluğuma..
alıntı