Kimse vatanî görevinden kaçmıyor. Bu topraklarda hiçbir zaman vatanı için ölecek adam sıkıntısı çekilmez. Sorun şu kadar basit ve sarsıcı: Askerlik yapmanın bu ülkenin savunmasına herhangi bir katkısı var mı? Kurmay zekâsı, savunma önceliklerinin de içinde yer aldığı ülke çıkarlarının bütününü görmek zorunda. Ekonomisi ve rekabet gücü açısından gençlerin askerlik gerekçesi ile mesleklerinden belirli bir süre koparılmalarının 'millî güç' unsurları içindeki maliyeti nedir? Mevcut haliyle askerlik görevinin dönüp ülke savunmasına verdiği zarar üzerine yapılacak bir 'yüksek strateji' hesabından bahsediyorum.
Ordumuzu; personeli, binaları, silahları ve eğitimi ile savunma hizmetinin üretildiği dev bir fabrikaya benzetelim. Gençlerin yaptığı askerlik görevi, bu dev fabrikanın ülke sathına yayılmış satış mağazalarına benziyor. Büyük bir ağ ve her satış noktasında kalabalık bir personel istihdam ediliyor. Bu mağazalarda hiçbir şey satılmıyor. Toplamı sıfır olan bir iş yapılıyor.
Sabık Genelkurmay Başkanı'mız ordumuzun mevcudunu 550 bin olarak açıklamıştı. Önceki yazımda verdiğim rakam bu beyana dayanıyordu; ancak gerçek rakamın bir milyonu geçtiği iddia ediliyor. Şayet ordumuzun mevcudu bir milyonu geçtiyse hemen kırmızı alarm verilmeli. Çünkü bu kadar kalabalık bir ordu ile Türkiye girdiği her savaşı kaybeder. Modern savaş teknolojilerine vâkıf olanlar bu sözün ne anlama geldiğini bilirler.
'Tek tip askerlik' projesi, aslında mevcut askere alma düzeninin ordu için içinden çıkılmaz hale geldiğini gösteriyor. Ordumuz askere aldığı gençlerle ne yapacağını kestiremiyor. Çareyi hepsine sıkı bir yanaşık düzen eğitimi ile mıntıka temizliğinin nasıl yapılacağını öğretmekte buluyor. Gençlerin hayatlarının en verimli çağını askerde hepimizin ezbere bildiği işlerde geçirmelerinin, bu ülkenin savunmasına ne tür katıda bulunduğunu birileri bize açıklamalı. Erkek vatandaşlar olarak hepimiz askerlik yaptık. Öyleyse soralım: Allah aşkına bu ülkenin savunması adına ne öğrendik? Bütünüyle savunma yapılanmamızı tepeden tırnağa gözden geçirmemiz gerekiyor. İşini, eşini bırakıp askere gidecek gençlerimizin sıkıntısı, savunma yapılanmamızdan kaynaklanıyor. Kimse kendini kandırmasın: O kadar sıkıntının karşılığında yapılan görev 'vatan savunması' değil. Anlamsız, işlevsiz ve amaçsız bir iş için ağır bedelleri hep birlikte ödüyoruzÇözüm bu ülkenin savunma önceliklerinden başlayan ve çağa uygun bir askerî örgütlenme getiren köklü bir reformda yatıyor. Bunun için cevabını alana kadar sormalıyız: Neden bu kadar kalabalık bir ordumuz var?
Alıntı
|