Üniversitelerde çocukların özgürlüklerine müdahale etmezler, aksine onlara özgürlüğü öğretirler, özgürce düşünebilmelerini sağlarlar, özgürlüğün kapısını ardına kadar açarlar.
Onların zihinsel gelişmeleri ve özgürlükleri engellenmesin diye hocalar onların en saçma fikirlerini bile ciddiyetle dinler, zaman zaman zirzopluklarına gülüp geçerler.
Üniversite öyle bir yerdir.
Çocukların nasıl giyindiklerine karışılan bir yer değildir.
“Dediğimi yapmazsan seni burada okutmam” diyerek zorbalık yapılan bir yerden özgür düşünceli insanlar çıkabilir mi?
Burası zorba bir ülke.
Küstah bir yönetim var burada.
Herkese, her şeye karışıyorlar.
Sadece üniversiteli kızların başörtüsüne değil, Alevi çocukların derslerine, Kürtlerin anadiline, dindarların ibadetine de karışıyorlar.
Her şeyi devlet kendi belirlemek istiyor.
Zorbalık budur işte.
Küstahlık budur.
Halkın hiçbir kesimi bu ülkede özgür değildir.
Devleti yönetenler her türlü saçmalığı yapabilirler buna karşılık.
Arapça “seçmeli ders” olabilir ama Kürtçe seçmeli ders olamaz.
Niye?
Başörtülü kız üniversiteye giremez.
Niye?
Alevi’nin ibadethanesine ibadethane denilemez.
Niye?
Yasaklar devletin içinde olmalı, devlet görevlilerinin cinayet işlemesi, darbe hazırlaması, çete kurması, yolsuzluk yapması, hukukun dışına çıkması yasaklanmalıyken, bunları serbest bırakıp halkın hayatına karışmış devlet burada.
Ve, buna inatla devam etmek istiyor.
Bu zorbalık sizi öfkelendirmiyor mu?
Güçlünün küstahlığı sizi kızdırmıyor mu?
Koca koca adamların “kızların saçının ne kadarı görünsün” diye tartışması size saçmalığın zirvelerinden biri olarak gözükmüyor mu?
Kız çocuklarını bir “saçmalığa” kurban etmek tepenizi attırmıyor mu?
Bu ülkedeki herkes, fikrinde, inancında, giyiminde, eğitiminde, özel yaşamında özgür olma hakkına sahiptir.
Yeter bu kadar zorbalık, yeter bu kadar saçmalık.
Ezilenler, birbirlerine uygulanan yasakları desteklemek yerine artık bu yasakların tümüne hep birlikte karşı çıkıp, var güçleriyle Ankara’ya haykırmalılar:
Sana ne benim inancımdan, düşüncemden, dilimden, giyimimden?
Sana ne?
Ahmet Altan
|