"[...]Meselenin bir de yüz kızartan yanı varmış meğerse. Hanefi Bey, evli olduğu halde evli bir bayanla aşk yaşıyormuş. Şimdi deniyor ki, "Herkesin günahı kendine..." Eyvallah; ancak sen bütün olayları 'özel bir telefon hattı'na dayıyorsan ve o bahsettiğin hatla 'sevgili' görüşmesi de yapıyorsan ve o hat ortaya çıkacak diye insanlara ağır suçlamalar yapıyorsan, o hat üzerinden yürüttüğün örgütsel ve kişisel ilişkilerin hiç yokmuş gibi davranamazsın. Bazı meslektaşlarımızın meseleyi masum bir aşk hikâyesine dönüştürmesi de yanlış. Ortada bir adam var; sürekli yalan söylüyor, insanları karalıyor, listeler yapıp gazeteci dostlarına dağıtıyor ve ilişkilerini gizleyerek hedef saptırıyor.
Şimdilerde şöyle bir klişe pompalanıyor: "Cemaate dokunan yanıyor." Aslı öyle değil bu cümlenin. Onlarca hadise ispat etti ki yanacak olan 'cemaat'e dokunuyor. Herhangi bir meselede ayıbı olan, kusuru bulunan ve bunu gizlemeye çalışan bazıları, bütün suçlarını 'cemaat' adını verdikleri bir yapıya yıkarak kendilerini aklamaya uğraşıyor. [...]
Bizde de Avcı söylüyor, bazıları yamacılık yapıyor. Bakalım ne yalanlar duyacağız ve ne yamacılar göreceğiz. Bir gün, "İnsaf be kardeşim!" sesinin yükseleceği kesin..."
Ekrem Dumanlı
|