Tekil Mesaj gösterimi
Alt 10-12-2010, 10:25   #7
Kullanıcı Adı
Ukbâ
Standart
Espri karışmış bir hakikatten bahsediyorum. Maalesef işin latife kısmı siyasallaşmayla ilgili değil. Bilakis siyasal organ biçimindeki davranışlar istifanın açıklandığı toplantıya bile damgasını vurdu. Ne yazık ki yaşananlar demokratik olgunluk kısmını doğrulamıyor. HSYK, hâkim ve savcıların özlük işlerini takip eden idarî bir kurul olarak Anayasa'da tanımlanmasına rağmen sınır ihlalleriyle gündeme oturdu. Yerine göre kendini temyiz mercii şeklinde konumlandırıp ilk derece mahkemeleriyle ilgili yargısal denetim yapmaya kalkıştı. Bazen muhalefet partisi rolüne soyunup, Başbakan Tayyip Erdoğan ve diğer AK Parti yetkilileriyle polemiğe girişti. Müstafi üyelerin bir kısmı anayasa değişikliklerinin oylandığı süreçte kitap bastırdı, şehirleri dolaşarak 'hayır' için propaganda faaliyetinde bulundu. Ve halk onların tezlerini inandırıcı bulmadı. İstifaların zamanlaması da manidar. 12 Eylül'den sonra anayasa değiştiği için toplanması zaten imkânsız hale gelen Kurul'un çalıştırılmadığını söylemenin anlamı sorgulanacak. İlk derece mahkemelerinden seçilecek üyelerin seçimine az bir zaman kala verilen istifalar süreci etkilemeyi hedef alıyor. Yargıtay ve Danıştay'a ayrılan kontenjanlara aynı çizgide üyelerin seçileceğini düşünüyorlar. Böylesi sert çıkışla ilk derece mahkemelerindeki tabanlarını kemikleştirmek ve 'kahramanlık' yaparak kararsız kesimlerden oy devşirmek istiyor olabilirler. Ayrıca yüksek mahkemelerden gelecek koltukları da pazarlık unsuru olmak üzere boşaltmış olabilecekleri ihtimal dışında değil.

Sayın Korucunun yorumu hoşuma gitti.
Ukbâ isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla