Alıntı:
Beylerbeyi Nickli Üyeden Alıntı
kısmen doğru ama eyalet sistemiyle yönetilen ülkelerde merkezi otoritenin yetersiz kaldığını söyleyemeyiz. Mesela Almanya. 16 eyaletten oluşan bir ülke. Ülkemizin üçte biri kadar toprakları var. İsterlerse tek elden ülke yönetilebilir ama demokrasi oldukça güçlü olduğu için eyalet sistemini tercih etmişler.
Aynı şekilde Avusturya. Toplamda İstanbul kadar nüfusu olmamasına rağmen 9 eyaletten oluşuyor.
Buralarda gerçek manada demokrasiden bahsedilebilir, gönül isterdi ki aynı durum ülkemizde de olsun, Osmanlı'da nasıl ki eyalet sistemi vardıysa Türkiye'de de olsun ama bugün için buna hazır olduğumuzu düşünmüyorum.
Hakkari ile İzmir insanının yaşamları farklıdır. Bir Diyarbakırlıyla Trabzonlunun ortak paydası azdır. İstanbullu ile Vanlının yaşayışları farklıdır. Her yörenin inanışına göre Ankara'ya bağlı kalmak kaydıyla ülkemiz yönetilebilir. Gerçek manada çağdaş, özgürlükçü, hümanist bir anlayışla yönetilen tüm ülkelerde insanlar olabildiğince yönetime katılıyor.
Eyalet sisteminin daha sağlıklı olduğunu düşünmekle beraber ankette "hayır" oyunu kullandım. Çünkü ülkemiz bu duruma hazır değil. ekonomimiz oldukça güçlenir, eğitimli insan sayımızı da katlayabilirsek eyalet sistemine de geçilebilir. Osmanlı eyalet sistemini çok iyi uygulamıştı.
|
Bende sözlerinize kısmen katılıyorum. Fakat Almanya gibi ülkelerde, çok farklı etnik köken ve kültürler bir arada bulunmaktadır. Bu öyle bir farklılık ki hem dini, hem kültürel hem de zihniyet anlamında insanlar kesin şekilde ayrılmaktadır.
Bugün Türkiye'de sadece Kürt kökenli kardeşlerimizin gözle görülür bir sıkıntısı var. Fakat Kürt meselesinde bile, Kürtler ile Türkler arasında çok keskin kültürel, dini farklılıklar bulunmamakta. Sadece ırkçılığa dayalı bir ayrım yaşanmaktadır. Yani Almanya'da bir Alman ile Türk arasındaki farklılık ile Türkiye'deki Bir Türk ile Kürt arasındaki farklar aynı değildir.
Osmanlı'da eyalet tarzı bir sistemin var olması, o dönem için zorunludur. Düşünün ki padişah İstanbul'da teftişe çıktığında bile hemen hemen hiç kimse padişahı tanımıyordu. Çünkü iletişim imkanları sınırlıydı. Ulaşım imkanları sınırlıydı. Teknoloji zayıftı. Bu nedenle insanlar birbirlerinden habersizdi. Olan biten olaylardan habersizdi. Bu durumda sistemin hızlandırılması için elbette eyalet tarzı bir sistem olmalıydı.
Fakat Osmanlı kuruluş ve yükselme döneminde bu sistemi fütursuzca kullanmadı. Yeni fethedilen sınır yerlerine seçkin Türk ailelerini yerleştirdi. Uyumun ve merkeze bağlılığın güçlenmesini sağladı. Bunu da unutmamak gerekir.
Ülkemizde sistemin hızlandırılması ve işleyişin düzgün bir hal alması için başkanlık sistemi düşünülebilir. Ama eyalet sistemi bize uygun bir sistem değil. Zaten bizim eyalet sistemini düşünme nedenimiz, güneydoğu sorunudur. Bu sorunu çözmek için eyalet sistemi düşünülüyor. Bu durumda sorulması gereken soru şu;
Güneydoğu sorunu eyalet sistemiyle çözülebilir mi? Yoksa eyalet sistemi, zaten ülkeyi bölmek isteyenlerin ekmeğine yağ sürmek mi olur?