11-22-2010, 12:29
|
#3
|
|
Alıntı:
YILMAZ GÜNEY BİR KATİLDİ!
Başta da dedik ya; geçen hafta “güzel şeyler” olduğu gibi, “seviyesi düşük tartışmalar” da yaşandı... Tartışmaların odağında; CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Sosyalist Enternasyonal Toplantısı için gittiği Paris’te, “Yılmaz Güney ve Ahmet Kaya’nın mezarlarını ziyaret etmesi” vardı.
Akit Yayın Kurulu olarak, biz, “Ahmet Kaya bölümü hariç”, bu ziyarete karşı çıktık... Evet, Ahmet Kaya bölümü hariç... Çünkü Ahmet Kaya; evet “ideolojik” fikirleri de olan bir “sanatçı” idi, “Kürtçü” kimliğini ön plânda tutuyordu ama kesinlikle “bölücü” değildi... “Anamın örtüsüne el uzattırmam” diyerek de, “laikçi despot”lara karşı tavır alıyordu.
Kısacası Ahmet Kaya, “Türkiye gerçekleri”ni bilen, “hassasiyet”lere saygı gösteren bir sanatçıydı, dolayısıyla “Kılıçdaroğlu’nun ziyareti”nin bu bölümüne tek kelime bile etmedik.
Ama, “Yılmaz Güney’in mezarını ziyaret etmesi”ne karşı çıktık... Ahmet Kaya; bir “fikir suçlusu”(!) olarak, “linç”lere maruz kaldı ve Türkiye’yi “terk etmek” zorunda bırakıldı... Ama Yılmaz Güney öyle miydi?..
Yılmaz Güney, kesinlikle bir “fikir suçlusu” değildi... “Fikir”lerinden dolayı değil, “Yumurtalık Hakimi Sefa Mutlu’yu öldürdüğü” için hapse girdi... Hapisten “izinli” çıktığı bir günde de, “Paris’e kaçırıldı!”
Yani, ülkeyi terketmedi!..
Kaçtı!.. Kaçırıldı!..
Şimdi diyorlar ki;
“İyi bir sanatçıydı!”
Olabilir!..
Ama “iyi bir adam” değildi!..
Onun, “iyi bir aktör” olmasını, neredeyse “kahramanlık” seviyesine çıkaranlar, onun, aynı zamanda bir “katil” olduğu gerçeğini unutturamazlar!..
|

|
|
|