Wikileaks belgelerine göre hangi ülke Türkiye için ne düşünüyor, gizli yazışmalarda hangi iddialar yer alıyor?
Az önce Guardian'ın internet sitesine koyduğu belgelerde Türkiye ile ilgili çok sayıda önemli bilgi bulunuyor.
2004 - 2010 arasında yapılan 250 bin adet gizli diplomatik yazışmayı içeren belgelerde ?İsrail'in Türkiye'nin uyguladığı politikalardan duyduğu rahatsızlığı ABD’ye ilettiği de görülüyor.
GİZLİ BELGE: ANKARA GÖRÜŞMELERİ
Wikileaks'in yayımladığı belgelere göre ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı William Burns, 18 Şubat 2010 tarihinde Türkiye Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu ile yoğun bir görüşme gerçekleştiriyor. Görüşmenin özeti GİZLİ belge olarak Ankara Görüşmeleri başlığıyla saklanıyor.
Burns Türk yetkililere İran Hükümeti'ne karşı Amerika liderliğinde yürütülen yaptırımlara destek olması ve İran'ı yanlış yolda olduğuna ikna etmeleri için baskı yapıyor. Türkler izledikleri yolun ilerleme açısından en iyi yol olduğunda ısrar etseler de bölgedeki ülkelerin İran'ı tehdit olarak gördüğünü kabul etmeye zorlanıyorlar. Özet belgelerin ilk bölümünde Ankara'da 18 Şubat'ta gerçekleştirilen ziyaret "Ortak Görüş ve Yapısal Görüşmeler" başlığıyla anılıyor.
KIBRIS İÇİN BASKI
Türkiye ile ilgili belgelerdeki diğer başlıklar şöyle:
Ermenistan protokollerinin onaylanması ve Minsk sürecinin eşzamanlı yürümesi görüşüldü;
Türkiye Hükümeti'nin Irak Başbakanı Maliki ile ilgili artan tatminsizliği kayıt altına alındı;
Irak'taki Amerikan Kuvvetleri Komutanı General Odierno'nun meseleye dahil olmasının terörist PKK'ya karşı Kürdistan Özerk Yönetimi'nin somut işbirliğinin
sağlanması için etkili olacağı ifade edildi;
Kıbrıs'ın yeniden birleştirilmesi görüşmelerine Amerikan Hükümeti'nin üst düzeyde müdahil olması için baskı yapıldı;
Türkiye Hükümeti'nin füze kalkanıyla ilgili daha fazla diyaloğa açık olduğu tespit edildi...
Sinirlioğlu'yla Burns'ün görüşmelerinin detayları ise konu başlıklarına göre şöyle...
İRAN
Burns, Sinirlioğlu’na İran Hükümeti’ni yanlış yolda olduğuna ikna etmek için devam eden eylemi desteklemesi konusunda ciddi baskı yaptı. Sinirlioğlu, Türkiye Hükümeti’nin nükleer bir İran’a muhalefetini yeniden ifade ettiyse de askeri bir harekatın Türkiye üzerine yan etkileri olabileceğine dair korkusunu kaydetti ve yaptırımların İranlılar’ı rejime destek olmaya iteceğini ve muhalefete zarar vereceğini düşündüğünü de ekledi. Burns, yaptırımların Türkiye’ye ekonomik etkisinin farkında olduklarını ifade etti ancak Sinirlioğlu’na İsrail’in İran’ın nükleer silahlar elde etmesini durdurmak üzere askeri harekata geçmesi ya da Mısır ve Suudi Arabistan’ın da kendi nükleer alanlarını gözetmeye kalkmaları halinde de Türkiye’nin çıkarlarının olumsuz etkileneceğini hatırlattı... Açık biçimde tehdit edilen Sinirlioğlu ortak bir mesajın önemine ikna olduğunu ifade etmek durumunda kaldı ve bölge ülkelerinin de İran’ı giderek büyüyen bir tehdit olarak gördüğünü kabul etti: “Şam’da bile tehlike zilleri çalıyor.”
Belgelerde dikkat çeken bölümlerden biri, 17 Ağustos 2007’de İsrail gizli servisi MOSSAD Başkanı Meir Dagan ile Burns arasında yapılan toplantının tutanağı. İkili, Ortadoğu’daki son durumu konuştuktan sonra İran üzerinde duruyor. Tutanağa göre, Dagan, Burns’e “Türkiye’ye baktığımda ülkedeki İslamcıların giderek ivme kazandıklarını görüyorum” diyor. Belgede şöyle deniyor: “Dagan, burada sorulması gereken esas sorunun kendisini Türkiye'nin laik kimliğinin savunucusu olan ordunun bu duruma daha ne kadar sessiz kalacağı olduğunu ifade etti.” Aynı belgeye göre, İran’la ilgili olarak Dagan, güç kullanarak rejim değişikliğine gidilmesi için daha fazlasının yapılması gerektiği yönündeki görüşünü dile getirdi.
ERMENİSTAN
Sinirlioğlu'yla Burns'ün görüşmelerinin Ermenistan'la ilgili bölümleri şunlar:
"Sinirlioğlu, Ermeni soykırımı ile ilgili yasa tasarısının kongreden geçmesinin kendi hükümetinin içerdeki politik hesaplarını 'karmaşıklaştıracağı' konusunda uyarıda bulundu. Azerbaycan Başkanı Aliyev için kabul edilebilir bir şey bulunabilirse protokollerde 'ilerleyebileceklerini' de söyledi. Sinirlioğlu, Azerbaycan ve Ermenistan’ın Minsk Grubu'nun gelişimi için ortak bir çerçeve açıklamalarının Türkiye Hükümeti için gerekli politik kılıfı sağlayacağını söyledi. Burns Türkiye ve Azerbaycan arasındaki bir doğalgaz anlaşmasının ilerleyişi ile ilgili bir gelişme olup olmadığını sorguladı. Sinirlioğlu ise Aliyev’in Türkiye'nin protokolleri ele alış yöntemlerine karşı bu anlaşmayı esir tuttuğunu ima etti: 'Bize güvenmiyor.'
IRAK
18 Şubat tarihli belgelere göre Sinirlioğlu, Türkiye Hükümeti’nin, Irak Başbakanı Maliki ile ilgili giderek artan tatminsizliğini ve ‘kontrolden çıkmaya’ eğilimli olduğuna dair korkularını ifade etti. "Kendi politik var oluşu ile meşgul" dedi.
Türkiye Dışişleri Bakanlığı, Maliki’nin danışmanları olan Sadık El Rikabi ve Tarık El Necmi'yi 10 gün önce bir dizi toplantı için konuk etti. Sinirlioğlu İran'ın seçimleri etkileme çabalarından şikayet etti. Aynı zamanda Suudi Arabistan da oradaki Şii baskınlığının kaçınılmazlığını kabul etmekte isteksiz olduğu için Irak'taki politik partiler için "ortalıkta para saçıyor" dedi.
7 Mart seçimlerinin ardından Sinirlioğlu Irak gaz sahalarını Türk dağıtım ağlarına 500 milyon dolara mal olacak 300 kilometrelik boru hattı ile bağlamak üzere bir girişim başlatacaklarını söyledi. 2 yıl içerisinde boru hattına gaz pompalanabileceğini de ekledi. İran'ın boru hattına Irak'ın gaz sahalarının pek çok Kürt ve Sünni bölgelerinde olduğu için muhalif olduğunu da iddia etti.
Sinirlioğlu, Irak'taki Amerikan Kuvvetleri Komutanı General Odierno'nun yakın geçmişteki ziyaretini takdir ettiklerini kaydetti. Kürt Bölgesel Yönetimi'nin Irak'ın kuzeyinde kamplaşan terörist Kürdistan İşçi Partisi PKK'ya karşı daha çok işbirliği yapmasını sağlayacak bir eylem planının hızlıca tasarlanmasını umduğunu ifade etti: "Kürdistan Özerk Yönetimi’nin bizimle çalışmanın önemli olduğunu anlamasını istiyoruz."
İSRAİL
Sinirlioğlu ile görüşmesinde Burns, Türkiye'nin İsrail'le gerilimli ilişkilerine özellikle odaklandı. Sinirlioğlu "Problemin karşılıklı değil genel" olduğunu iddia etti. Filistin'le ilgili olarak barış sürecinin dondurulması üzerine bölgedeki ülkelerin kızgınlığının giderek arttığını ekledi. İsrail'in bölgesel paydaşların, Netanyahu'nun amaçlarını sorgulamasına neden olan uyumsuzluğuyla ilgili bir düzelme olmamasını suçladı. "Gazze'deki insani durum" ile ilgili iddialarda bulundu. Bu durumun Hamas'ı değil Gazzeliler'i cezalandırdığını, bunun da Türk halkının İsrail'e karşı öfkesini beslediğini vurguladı. Böyle bile olsa İsrail'le ikili işbirliği devam ediyor. Türkiye İsrail'in askeri techizatlarını mesela insansız hava araçları heronları satın almaya devam ediyor. İki ülke arasındaki direkt uçuşlar rutininde karşılıklı ticaret sağlıklı diye de ekliyor. Bu arada turizm biraz azaldı ancak "düzelecektir." Sinirlioğlu, İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak'ın Ocak ortasındaki ziyaretini "çok iyi" diye tarif etti. Dışişleri Bakanlığının uluslararası bir toplantının bahanesiyle iki başbakanın bir kenarda görüşebilmelerini ayarlamanın yollarını aradığını da belirtti. Türkiye Hükümeti'nin takıntılı olduğu mevzuya dönerek Türkiye'nin Suriye - İsrail yakınlaşması görüşmelerinin arabuluculuğunu yaptığını hatırlattı.