HZ. PEYGAMBER'İN BEDEN DİLİ VE ÜSLUBU
Yürüyüş Tarzları
Kaynakların verdiği bilgiye göre Hz. Peygamber; yürürken ayaklarını sürümezler, adımlarını atarken yerden sertçe kaldırırlardı. Hareket halinde iken sağa sola sallanmazlar, inişli yokuşlu engebeli bir arazide yürürcesine hafifçe önlerine eğilirlerdi. Dimdik durup göğüslerini kabartarak yürümedikleri gibi, koşar adımlarla yürürcesine hızlı da yürümezlerdi. Fakat, Allah'ın kendilerine bir lutfu olarak, uzun mesafeleri kısa zamanda katederlerdi.
Oturuş Tarzları
Peygamber Efendimiz'in oturuş şekillerine dair bize intikal eden vesikalar ise, hadis metinleri arasına serpiştirilmiş durumda olup, şu şekillerden oluşmaktadır:
Kurfesâ biçiminde oturuş: Türkçe karşılığını tam olarak bulamadığımız bu oturuş biçimi şöyledir; insanın oturağı üzerine oturarak, dizlerini, karnına doğru iyice çekip kolları arasına aldıktan sonra ellerinin önden bağlanması şeklinde bir oturuştur. Buna, bir nevi destekli oturuş denebilir. Kaynaklarda, Hz. Peygamber'in zaman zaman bu şekilde oturduğunun görüldüğüne dair rivayetler bulunmaktadır.
İhtibâ yaparak oturma: İhtibâ, bir önceki oturuş şeklinin aynıdır. Ancak, orada dizler el ile bağlandığı halde, burada kemer veya kuşak gibi bir eşya ile bağlanmaktadır.
Bağdaş Kurma: Ebû Davud'un kaydettiği bir rivayete göre, "Hz. Peygamber, sabah namazını kıldırdıktan sonra, güneş iyice doğuncaya kadar bağdaş kurarak otururdu".
Çömelme: "İhtifâz" veya "ik'â" kelimeleriyle ifade edilen bu oturuş şeklinin, daha çok yemek yerken kullanıldığı görülmektedir.
Sırtüstü Uzanıp Ayak Ayak Üstüne Atma: Kaynaklarda, Hz. Peygamber'in Mescid-i Şerif'te, sırtüstü yatıp ayak ayak üstüne koyarak istirahat ettiklerinin görüldüğüne dair rivayetler yer almaktadır.
Ayağını Sarkıtarak Oturma: Hadis metinleri arasında, Hz. Peygamber'in bir kısım ashabı ile birlikte, bir kuyu bileziğine oturarak ayaklarını kuyu boşluğuna sarkıttıklarına dair rivayetlere de rastlanmaktadır.
Diz Çökme: Hz. Peygamber'in oturuş tarzlarına yer veren kaynaklarda, diğerleri gibi ayrı bir başlık altında, diz çökerek oturduklarına dair rivayetlere rastlanmamaktadır. Ancak, hadis metinlerinin sebeb-i vürûd kısımları ile ashabın hayatını anlatan Tabakat kitaplarının satırları arasında bu durumu tesbit etmek mümkün olabilmiştir.
Diz çökme, Zat-ı Risalet'in mutad oturuş tarzıdır. Bu sebeple ashabdan birisinin: "Ben, Peygamber Efendimiz'i diz çökmüş vaziyette gördüm" demesi, bilineni tekrar bildirmek olurdu ki, bunun da ilgi çekici bir yönü kalmazdı. İşte ashabın görüp anlattığı diğer oturuş tarzları, onların zaman zaman ve nadiren Rasûlullah'ın şahsında müşahade ettikleri oturuş şekilleridir.
Peygamber Efendimiz, hayatının çeşitli safhalarında yerine göre, yukarıda yedi madde halinde sıralanan şekillerin hepsi ile de oturmuş ve böylece O’na her açıdan benzemek isteyen ümmetini, belli bir şekille bağlamamış ve onları tek tip oturuşla sınırlamamıştır.
|