Başbakan New York'ta İklim Değişikliğini Konuştu
Birleşmiş Millet (BM) Genel Kurulu toplantılarına katılmak amacıyla New York'a gelen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bugün BM'de start alan "İklim Değişikliği Üst Düzey Zirvesine" katıldı.
Yaklaşık 140 ülke temsilcisinin katılım sağladığı toplantıya Türkiye'yi temsilen Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ali Babacan katıldı. Toplantıda ayrı ayrı 5 panel düzenlenirken, "Hafifletme: Emisyonun Azaltılması ve İklime İstikrar Kazandırılması-Ortak Geleceğimizi Koruma" başlığıyla yaptığı konuşmasına teşekkürle başlayan Başbakan Erdoğan, "Öncelikle, günümüzde insanoğlunun maruz kaldığı başlıca küresel sorunlardan biri haline gelen iklim değişikliği gibi önemli bir konuya ilişkin bu toplantıyı
düzenlemenizden ötürü teşekkür etmek istiyorum" dedi.
İklim değişikliğinin büyük bir tehdit olduğunu belirten Erdoğan, "İklim değişikliği, bugün insanlığın karşı karşıya olduğu en büyük çevre tehdididir. Küresel iklim değişikliğinin en büyük nedeninin sera gazları emisyonu olduğu da bir vakıadır" diye konuştu.
İklim değişikliğinin olumsuz sonuçlarından en fazla etkilenen ülkelerin, bu sorunun ortaya çıkmasında en az sorumluluk sahibi ülkeler olduğunu belirten Erdoğan, gelişme yolundaki ülkeler ile en az gelişmiş ülkelerin uluslararası mekanizmalar, uyuma yönelik fonlar ve yeni teknolojilerden daha kapsamlı bir şekilde yararlanması gerektiğini vurguladı. Ayrıca gelişmekte olan ülkelerin özgün şartları da göz önünde bulundurularak adil ve esnek bir çerçevede uluslararası çabalara katılması gerektiğini söyleyen
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu amaçla mevcut mekanizmalar geliştirilip yaygınlaştırılmalı, mutlaka gönüllü ve esnek düzenlemeler oluşturulmalıdır. Tarihsel sorumluluğa sahip sera gazı salımı yüksek olan gelişmiş ülkeler, 2012 sonrası dönemde daha yüksek düzeyde salım azaltımına gitmelidir. Türkiye, BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi'nin 2001 yılında yapılan 7. Taraflar Konferansı'nda kabul edildiği üzere, özel şartlara sahip bir Ek-I ülkesi olup, Sözleşme'ye 2004'te taraf olmuştur. Ancak, temel ekonomik göstergeler açısından
Türkiye'nin sanayileşme düzeyi henüz EK-I ülkelerinin büyük çoğunluğunun ulaşmış oldukları seviyede değildir. Ülkemizin 2004 yılı itibariyle toplam kişi başına düşen sera gazı salım miktarı 4.1 ton karbondioksit eşdeğeridir. Bu miktar, Avrupa Birliği (AB) ve ülkemizin de içinde yer aldığı OECD ülkeleri ile Ek-I listesi ülkeleri ortalama değerlerinin yaklaşık üçte birine karşılık gelmektedir. Bununla birlikte, Türkiye'nin, yüksek gelişme hedeflerine ve hızla büyüyen bir piyasa ekonomisine sahip bir ülke
olduğu düşünülürse, salım artışlarının önümüzdeki dönemde devam edeceği aşikardır. Türkiye, son yıllarda, iklim değişikliğiyle mücadeleye ve sera gazı salınımlarını denetim altına almaya yönelik pek çok adım atmıştır. Bu çerçevede, yeniden düzenlenen Çevre Kanunu, Enerji Verimliliği Kanunu, Yenilenebilir Enerji Kanunu ve bunlara bağlı diğer alt mevzuat yürürlüğe girmiştir. Türkiye sera gazı salınımını azaltmak üzere hidroelektrik potansiyelinden azami faydalanma, enerji verimliliği ve enerji tasarrufu
teşviki, araçlarda yakıt kalitesinin iyileştirilmesi, eski araçların trafikten çekilmesi, çimento ve Demir Çelik üretim tesislerinde enerji verimliliğinin artırılması konularında bir dizi çalışma yapmaktadır. Sürdürülebilir kalkınma ilkesi çerçevesinde ekonomik gelişmesini devam ettirmeye büyük önem veren Türkiye, 'hakkaniyet' ve 'ortak, fakat farklılaştırılmış sorumluluklar' ilkeleri temelinde, iklim değişikliğine karşı mücadeleye devam etmek konusunda kararlıdır. Bilindiği gibi, Türkiye henüz Kyoto
Protokolü'ne taraf değildir. Halen, Türkiye'nin Kyoto Protokolü'ne taraf olmasının yüksek düzeyde değerlendirildiği bir süreç içindeyiz. Türkiye, özel koşullarından ötürü diğer Ek-I ülkelerinden daha farklı durumda bulunan bir Ek-I ülkesi olduğu dikkate alınmak kaydıyla, Kyoto Protokolü'ne taraf olmaya olumlu bakmaktadır. İklim değişikliğinin su kaynaklarımız üzerindeki olumsuz etkilerini en aza indirmek amacıyla bölgesel ve uluslararası işbirliğine büyük önem veriyoruz. Mart 2009'da İstanbul'da 'Dünya Su
Forumu'na ev sahipliği yapacak olmamız, konuya verdiğimiz önemi göstermektedir. Bu fırsattan yararlanarak, 5. Dünya Su Forumu'na tüm katılımcıları içtenlikle davet ediyorum."
(HE-OYK-OYK-ÖZ-D) (İhlas Haber Ajansı)
|