Tekil Mesaj gösterimi
Alt 05-02-2011, 15:09   #8
Kullanıcı Adı
Bilal Baştan
Standart Başbakan Erdoğan'ın Iğdır Mitinginde Yaptığı Konuşmanın Tam Metni...
30.04.2011

Buradan tüm Iğdır'a, Tuzluca'ya, Aralık'a, Karakoyunlu, oralarda yaşayan tüm kardeşlerime sizler vasıtasıyla selamlarımı, sevgilerimi yolluyorum.

Değerli kardeşlerim, bu serhat şehrinde 3 ülkeyle komşu bu serhat şehrinde özellikle kardeşliğin, hoşgörünün, dayanışmanın şehrinde 3. kez sizleri ziyaret ediyor, sizlerle bir arada oluyorum. Iğdır, bir serhat şehri olduğu kadar, bir kahramanlık şehridir. Iğdır, Ağrı Dağı kadar yüce, Aras Nehri kadar coşkun bir şehirdir. Iğdır'ın tarih boyunca yaşadığı acıları çok iyi biliyoruz. Iğdır'ın şurada, hemen Nahçıvan'da, Karabağ'da, Azerbaycan'da yaşanan acıları, kardeş bir şehir olarak nasıl yüreğinde hissettiğini çok iyi biliyoruz. Iğdır'ın on yıllardır bu ülkenin gençlerini, fidanlarını solduran terör belası karşısında o belayı susturmak, dindirmek, kanı, gözyaşını dondurmak için nasıl bir mücadele verdiğini çok iyi biliyoruz. Siz Türkiye'ye örneksiniz, tüm dünyaya örneksiniz. Bu kardeşliğiniz hiç bozulmasın. Bu kardeşliğiniz Ağrı Dağı kadar yüce olsun. Bu kardeşliğiniz daha da perçinlensin istiyoruz.

Sevgili kardeşlerim, sevgili Iğdırlılar, biz milletimiz karşısında her zaman açık yürekli olduk. Biz milletimizle samimi, hasbi bir iletişim kurmanın gayreti içinde olduk. Çünkü bu milletin dili kutsaldır. Bir istismar siyasetine pirim vermedik. Kışkırtma, tahrik, gençleri sokağa dökmek bizim siyasetimizde asla kendine yer bulamadı. Biz, ne Türk kardeşimi, ne Kürt kardeşimi, ne Gürcüyü, ne Abhazayı, ne Çerkezi, ne Azeriyi hiçbir kardeşimizi, hiçbirini dışlayanlardan olmadık. Çünkü biz, yaradılanı Yaradandan ötürü sevdik. Onun için yılmadık ayaktayız. Onun için Türkiye'nin 81 vilayetin 80'ni bize ne yaptı? Milletvekili verdi. Diğer siyasi partilerde böyle bir şey var mı? Bir kısmı bir bölgenin partisi, bir kısmı bir bölgenin, sahillerin partisi. Ama AK Parti tüm Türkiye'nin Partisi. Bakın buraya Muş'tan geliyorum. Ben Muş'ta ne söylediysem, ne konuştuysam Iğdır'da da onu konuşuyorum. Muş'ta ayrı, Iğdır'da ayrı konuşan bir siyaseti biz reddediyoruz. Batman'da ayrı, Ankara'da ayrı bir dille konuşan siyaseti biz reddediyoruz. Biz 81 vilayetin tamamında milletin diliyle konuşuyoruz, gönüllere hitap ediyoruz. Biz diyoruz ki bu millet tarihinde hep kardeşlikle var oldu. Alparslan, Malazgirt Ovası'nda kardeşliğin, dayanışmanın sayesinde muzaffer oldu. Fatih, İstanbul'u fethetti. Kardeşlik üzerine bir medeniyet kurdu. Kanuni, Yavuz Sultan Selim, bu coğrafya'da sevgi medeniyetini, kardeşlik medeniyetini inşa ettiler. Gazi Mustafa Kemal, bu Cumhuriyeti kardeşlik üzerine bina etti. Bakın burada sizlere çok az bilinen bir tarihi şahsiyeti hatırlatmak isterim. Mihrali Bey, duydunuz mu? Osmanlının son dönemlerinde yiğitliğiyle, kahramanlığıyla efsaneleşmiş bir şahsiyettir. Tiflis'in hürriyeti, Kars'ın istiklali, Bağdat'ın bağımsızlığı, Yemen'in özgürlüğü için mücadele vermiş. Yemen'de şehit olmuş bir kahramanımızdır. Kendisini çekemeyenler dönemin padişahına şikayet ettiklerinde, Padişah aynen şu ifadeleri kullanmıştır: "Mihrali Bey, benim çok ama, çok takdir ettiğim ve kimsenin ona eziyet etmesine izin vermeyeceğim şahsiyettir." Evet işte o Mihrali Bey çok ilginçtir, buraya çok dikkat edin. Hem Karapapak'tır, hem Terekemedir, hem Azeri'dir, Türk'tür, Kürt'tür, hem Sünni'dir, hem Caferi'dir. O adeta bu ülkenin her rengini üzerinde taşıyan, bu ülkenin aynası, kardeşliğimizin abidesidir.

Bakın sevgili Iğdırlılar, derler ki Nuh'un Gemisi Ağrı Dağı'na konmuş. O gemiden çıkan insanlar dünya üzerine yayılmış. Ve kavimleri, milletleri oluşturmuşlar. Sevgili kardeşlerim, biz hepimiz aynı anneden, aynı babadan gelmiyor muyuz? Biz Adem'le Havva'dan gelmiyor muyuz? Hepimiz Hazreti Nuh'un gemisinde seyahat eden atalarımızdan geliyoruz. İşte onun için Ahmedi Xani gibi: "İnsan en büyük kalemin çizdiği nakıştır" diyor. İşte onun için Mevlana: "Yaratıktan şikayet, Yaradan'dan şikayettir diyor. İşte az önce söyledim. Yunus gibi, yaradılanı severim Yaradan'dan ötürü diyoruz. Biz de ayrı gayrı yok. Bizim kültürümüzde ayrımcılık yok, bizim medeniyetimizde komşusunu, dostunu, akrabasını, kardeşini, ötelemek asla yok. Biz bu topraklarda bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız. Bizi ayırmak isteyenler var mı? Bizim Bayrağımıza yan bakanlar var mı? Var. Niye, neden? Ah kardeşlerim ah, biz 14 Ağustos 2001'de Partimizi kurup yola çıktığımızda bir şey söyledik. Ne dedik biliyor musunuz? Tek bayrak dedik. Niye? Çünkü bu renk, şehidimizin kanının rengidir. Öyle mi? Hilal, bizim bağımsızlığımızın ifadesidir. Öyle mi? Yıldız, şehidimizi simgeler. Öyle mi? Peki bu birilerini niye rahatsız ediyor, neden? Onun için tek bayrak, tamam mı? Biz ne dedik? Tek millet dedik. Bundan da rahatsız oldular. Niye? Ya millet ne demek millet? Millet; Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Çerkeziyle, Gürcüsüyle, Abhazasıyla, Romanıyla aklınıza ne gelirse, hepsinin bu kavram içinde toplandığını gördünüz, millet budur. Onun için tek millet diyoruz, güç buradan geliyor, tek millet. Ne diyoruz? Tek vatan, 74 milyonla tek millet, 780 bin kilometrekareyle tek vatan. Ne diyor Akif: "Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak; eğer uğrunda ölen varsa vatandır" olay budur. Ve dördüncüsü tek devlet. Devletimiz bizim tek. Bu devletle beraberiz biz, biz bunu söylüyoruz. Bu birilerini rahatsız ediyor, kim onlar? Bölücüler, o bölücüleri biliyorsunuz, terör örgütü. Bundan çok rahatsız oluyor. Şimdi bunlar, dinimizi de bizim bölmeye gayret ediyorlar. Son zamanlarda ne yaptıklarını görüyorsunuz değil mi? Şimdi tutturmuşlar bir şey, Cuma namazlarına gitmiyorlar, diyorlar ki devletin imamının arkasında namaz kılmayın. Bunların hiçbirisi değerli kardeşlerim, bunların anladığı manada bir imam değil, her imam İslam neyi emrediyorsa onu anlatır. Değerli kardeşlerim, ne yapıyorlar? Cuma namazı orada, şehrin en büyük camisinde kılınıyor, onlar da 50 metre arkada orada kendilerine göre bir imamları var, orada ayrıca namaza duruyorlar. Bunlar kimdir diye araştırdığımda altından şu çıkıyor: Evet, terörist başını peygamber ilan edenler bunlar. Bakıyorsunuz pankart, pankartta ne? Apo'yu pemgamber ilan ediyor bunlar. Ve değerli kardeşlerim, bu organizasyonların arkasında ne var? BDP var. Şimdi biz, bir olacağız bir, beraber olacağız, iri olacağız, diri olacağız. Aramıza ayrılık tohumu ekmek isteyenlere fırsat vermeyeceğiz. Evet, ben buradan bütün kardeşlerime sesleniyorum. Bu birlikteliği sağlamazsak, bu beraberliği sağlamazsak bize yazık olur. Biz bunlara fırsat vermeyeceğiz. Hep beraber çalışacağız. Bu görev sadece Tayyip kardeşinizin görevi değil, değil mi? Hepimizin ortak görevi. Orada bir grup Cumaya duruyor kendilerine göre, bir grup da bakıyorsunuz seyrediyor. Yahu zaten bunların İslam'la alakası yok, dinle alakası yok, biz bunların geçmişini biliriz. Bunların başlarının bizim dinimizle ilgili söylediklerini biliriz. Bunu bildiğimiz için de şimdi dinimizi istismara da kalkıyorlar. Dinimizi lütfen siyasete alet etmesinler, dinimizi istismar etmesinler, ha kalkıp eğer yapacaklarsa orada Cuma ortadadır, biz köylerde bile Cuma namazı kılmayız. Niye? Mescitler küçüktür, geliriz Cuma mescitlerinde Cumaları kılarız. Neden? Cuma, birlikteliğin ifadesidir, beraberliğin ifadesidir. Onun için de bunu oralarda yaparız.

Değerli kardeşlerim, burada bir şeyi özellikle vurgulamak istiyorum. Sevgili Iğdırlılar, şurada bu atılan mücadele içerisinde hamd olsun bu yola sizlerle beraber çıktık ve bu mücadeleyi beraber sürdüreceğiz. Ama ben bu bugün buraya 140 kilometrelik Ağrı Iğdır'dan tamamen bölünmüş yoldan geldim, mutlu oldum. Çünkü Partimi kurarken Ağrı'dan Iğdır'a gelirken bu yollar yoktu. Ama şimdi 140 kilometre kesintisiz bir duble yol var, bir bölünmüş yol var. 1 saat 15 dakikada hamd olsun buraya ulaştık. Sevgili kardeşlerim, bu hizmeti sizlere getiren iktidar AK Parti iktidarı. Ve şu iktidarımız döneminde bizden öncekiler Iğdır'a 79 senede 11 kilometre bölünmüş yol yapmışlar. Biz 8 yılda 155 kilometre bölünmüş yol yaptık.

Değerli kardeşlerim, sadece bu mu? Hayır. Ulaştırmada şimdi yeni bir adım atıyoruz, ne biliyor musunuz? Iğdır Havaalanını inşallah Temmuz'da uçuşa hazır hale getiriyoruz, inşallah terminal binasını da Kasım, Aralık gibi de terminal binasını bitiriyoruz. Temmuz'un sonunda filan artık uçuşlar başlayacak. Bu hale geliyor. Düşünün, ta ne zamandan beri konuşulur, ama bu yapılmadı. Fakat biz bunu hallettik, bunu gerçekleştirdik, bundan dolayı mutluyuz.

Değerli kardeşlerim, bakınız bütün bunların yanında atılan yeni adımlara şöyle bir göz atalım.

Eğitimde, sevgili kardeşlerim, Iğdır, üniversiteyi bizimle gördü. Var mıydı burada üniversite? Iğdır'da üniversiteyi yaptık mı? Değerli kardeşlerim, yaptık. Ve şu anda yurtlar işte hemen şuracıkta, bir 500 öğrencilik yurdumuz da devam ediyor, inşallah o da bu yıl sonuna kadar büyük ihtimalle bitecek.

Değerli kardeşlerim, bununla da kalmadık. Bakınız her yıl okullar açılırken, kitaplar sıraların üstünde hazır mı? Sevgili kardeşlerim, ilkokulda çocuklarımıza şartlı nakitte 20 lira veriyorduk, değil mi? Şimdi 30 oldu, 30 veriyoruz. Kızlara 25 veriyorduk, 35 oldu. Ortaöğretimde erkeklere 35 veriyorduk, 45 oldu, kızlara 45 veriyorduk, 55 oldu. Bunları vermeye devam ediyor muyuz? Ediyoruz. Bak kaç çocuk olursa olsun veriyoruz. Vermeye devam ediyoruz ve bunun manisi yok.

Değerli kardeşlerim, bakınız okul bizim için çok önemli, eğitim bizim için çok önemli. Şimdi neye başlıyoruz biliyor musunuz? Artık akılla tahtaya geçiyoruz. Akıllı tahtaya çocuklar bilgisayar da var. Her sınıfa, her dersliği bir akıllı tahta bilgisayarlı. Ama sizlere de ne vereceğiz biliyor musunuz? Elektronik kitap vereceğiz. Elektronik kitap. Bu adeta bir IPad gibi sizin elinizde olacak, tüm müfredat oraya girmiş olacak ve derslerinizi bunlarla takip edeceksiniz. Amerika'da bu nasıl yapılıyorsa, Japonya'da nasıl yapılıyorsa, Iğdır'da da böyle yapılacak.

Sevgili Iğdırlılar, George neye sahipse, Hans neye sahipse, Ahmet, Mehmet, Ayşe, Fatma da ona sahip olacak. Şu anda ihale hazırlıklarındayız ve önümüzdeki 4 yıl içinde tüm Türkiye'de bunları bitireceğiz. Derslikleri halledeceğiz, onun yanında bunları halledeceğiz....Bundan daha önemlisi yok, en önemlisi bu, bu olursa onlar var, bu olmazsa bunların hiçbirisi yok.

Değerli kardeşlerim, eğitim, eğitim, eğitim, önce bu. Ve değerli kardeşlerim, üniversitede ne yaptık? Bak üniversitede biz geldiğimizde 45 lira veriliyordu öğrenciye. Şimdi ne veriliyor? 240 lira veriliyor. 240. Eğer Kredi Yurtlar Kurumu'nda kalırsa, kalıyorsa 150 lira da beslenme yardımı 390 lira. Sadece bu bile neyi anlatıyor? Ey Kılıçdaroğlu, kendine gel.

Sevgili kardeşlerim, bakın bu bile kim vursa, krediye müracaat ederse kapıdan geri dönmek yok, hepsine biz ödüyoruz. Bizim 2010'da verdiğimiz burs, kredi, yaklaşık 900 bin kişiye biz burs, kredi verdik. Düşünebiliyor musunuz? Burslar biliyorsunuz karşılıksızdır, krediler daha sonra uzun zamanda ödeniyor, böyle bir durum.

Sevgili kardeşlerim mastır öğrencilerine aylık 480 lira, doktora öğrencilerine 720 lira burs ya da kredi veriyoruz.

Geliyorum sağlığa. Sağlıkta istediğiniz doktora gidiyor musunuz? Artık aile hekimliği Iğdır'da başladı mı? Özel doktorumuz var mı? İlacınızı istediğiniz eczaneden alıyor musunuz? Ah değerli kardeşlerim, bizim Bay Kemal, SSK'nın Genel Müdürü olduğu zaman biz ilaç bulamıyorduk ilaç. İlaç bulamıyorduk ilaç. Ben de ... mağdurlarındanım. SSK'lıydım, kuyruğa girerdik ilaç alamazdık. İlacın iki tanesi var iki tanesi yok. Muayeneye geçersin doktora, doktor seni muayenehanesine çağırır. Muayenehaneye gidersin, düşünün parayı, düşünün parayı. Buralardan geldik bugünlere. Şimdi böyle bir şey var mı? İşte bu AK Parti farkı. Her doğan genel sağlık sigortasıyla doğuyor mu? 18 yaşına kadar hiçbir sorunu yok. Yeşil Kart'ı zaten konuşmuyorum. Sosyal güvencesi olmayanlara biliyorsunuz zaten Yeşil Kart'ı veriyoruz, verdik. Değerli kardeşlerim ve biz Iğdır'da sağlık hizmetleri için 33 trilyon hükümetlerimiz döneminde yatırım yaptık. Ama yola devam edeceğiz, hemen şuraya devam, sağlık ekibi, sağlık ekibi. Biz sizlerle gurur duyuyoruz. ... devlet hastanesi, Tuzluca Devlet Hastanesi, Aralık İlçe Hastanesi ve aile sağlığı merkezini tamamladık, hizmete açtık. 4 adet aile sağlığı merkezi yapımına başladık, tamamladık, hizmete açtık. Değerli kardeşlerim, geldiğimizde 2002 yılında Iğdır'da 7 adet diyaliz cihazı vardı. Şimdi 18 diyaliz cihazı var. Uzman hekim sayısı neydi biliyor musunuz? 28, şimdi 79. Biz Iğdır'ı kendi haline bırakmadık. Göreve geldiğimizde Iğdır'da sadece 1 tane 112 istasyonu vardı. Şimdi bu 6, ambulans neydi biliyor musunuz? 1 tane ambulans vardı yahu Iğdır'da. Şimdi 17 ambulans var. İşte bu bizim farkımız, şimdi 17.

Değerli kardeşlerim, artık belli merkezlerde helikopter ambulansımız var. Eğer helikopter gelmesi gerekiyorsa, o gelir, alır götürür. Geçen Gümüşhane'deyim. Gümüşhane'de yanıma Semih diye bir yavruyu getirdiler. 11 yaşında. Semih böbrek hastası. Ve diyaliz yetmez hale gelmiş. En sonunda böbrek arayışına girdiler, Zonguldak'ta böbrek bulundu. Ve Ankara'da operasyon yapılacak. Jet ambulansımız anne ile babayı Gümüşhane'den aldı, Trabzon'dan ve böbreği de Çaycuma'dan Zonguldak'tan diğer uçağımız aldı, iki ambulans uçağımız var jet. Ve Ankara'da buluştular, operasyon yapıldı ve Semih şu anda sağlığına kavuştu. Sordum Semih'e, Semih nasılsın? İyiyim Başbakanım. Ne olacaksın dedim. Dedi ki doktor olacağım Başbakanım dedi. Mesele bu, biz dertliyiz Iğdırlı kardeşlerim, dertli. Sizin derdiniz bizi vuruyor. Ama şimdi ben gelirken şu yolda hali gördüm. Ve üzüldüm. Iğdır'ın şurada belediyecilik hizmeti Allah aşkına bu mu olacaktı? Sefalet bu sefalet, rezalet bu. Ya bu Iğdır hiç temizlenmez mi? Bu Iğdır Belediyesi'nin çöp temizleme diye bir anlayışı yok mu? Nerede bu belediye ya, yok mu? Yazık, yazık. Ben belediye başkanlığından geliyorum. Ben arkadaşlarıma hep şunu söylüyorum: Partimin belediyelerine hep şunu söylüyorum: Tretuarların dibinde birikmiş çamur görmeyeceğim. Niye? Çünkü bizim medeniyetimizde temizlik imandandır. ... onun için Partimizin bizim adı nedir? AK Parti, AK AK, her şeyde ak olacağız, her şeyde. Onun için geldik. Bak yolsuzluklar temizlendi, temizleniyor. Yoksulluk öyle, yasaklar öyle.

Değerli kardeşlerim, işte bizden önce kimin iktidarı vardı? MHP-DSP-ANAP. Gittiler IMF'den 30 milyar dolar borç aldılar. 23,5 milyar dolar borçla bize devrettiler. Bu MHP. Sevgili Iğdırlı kardeşlerim, ödedik ödedik ödedik, şu anda 5 milyar dolar borç kaldı IMF'ye. 23,5 milyar dolardan 5'e. Kim indirdi? Biz. Onlar borçlandı, biz ödedik.

Sevgili Iğdırlılar, bunlar milliyetçiyiz diyorlar değil mi? Ne milliyetçisi ya. Milliyetçilik demek, milleti sevmektir, vatanı sevmektir. Bunlar kasa boşalttılar, Merkez Bankası'nın döneminde, onların döneminde kasasında ne var biliyor musunuz? 27,5 milyar dolar. Ah benim Iğdırlı kardeşim ah. Şimdi ne var, şimdi ne var? 93 milyar dolar var. 93. Bu iktidar eğer kılı kırk yarmasaydı, bereketli bir iktidar olmasaydı, ne IMF'nin o borçları ödenirdi, ne de Merkez Bankası'nın kasasında bu para olurdu. Bak biz 3 yıldır IMF ile Stand-by anlaşması yapmıyoruz, biz kendi işimizi biliriz dedik. Kendi göbeğimizi kendimiz kesiyoruz, yola devam ediyoruz, olay bu. ... işte yol söyledim size yol. 79 senede 6 bin 100 kilometre duble yol, 8 yılda 13 bin 600 kilometre duble yol. Ah benim kardeşim, şu anda 46 noktada hava alanı var. Gittiğiniz her yere 1 saatte ulaşıyorsunuz, 1 saatte hava alanına ulaşıyorsunuz, oradan uçağınıza biniyorsunuz. Ama şimdi bu daha da kısalacak. İşte şimdi Iğdır, geliyor 47, Yüksekova, Hakkari 48, Cizre Havaalanı geliyor 49, Çukurova 50. Ordu-Giresun arasında ORGİ Havalimanı 51, Zafer Havaalanı 52, bunlar da geliyor. Ve Türkiye her bir yanı hava alanlarıyla donatılıyor ve bu hava yolu, kaymak takımının gidip geldiği değil, halkın yolu haline geliyor, halkın yolu. Eskiden sadece işte zenginin gidip geldiği, fakirin gidemediği, eskiden ben de böyle çocukluğumda sırt üstü yatar geçen uçakları seyrederdim. Ama şimdi artık onları aştık, aştık.

Değerli kardeşlerim, bunun yanında bakınız KÖYDES çalışmalarıyla köylerimize ulaştık. Iğdır'a 68 trilyonluk yatırım yaptık, 68 trilyonluk. Suyu olmayan, yolu olmayan köy inşallah bırakmıyoruz, bırakmayacağız.

Değerli kardeşlerim, burada bir gerçeği daha sizinle paylaşmak istiyorum. O da şu: Bakınız bugün biz Nahçıvan yolunu açıyoruz. Bitirdik, öbür taraftan da bitti. Böylece Nahçıvan yolu bizim açımızdan tamam. Sevgili kardeşlerim, Karabağ bizim meselemizdir ve Karabağ meselesi hallolmadıkça biz Ermenistan'a her şeyi söyledik, kusara bakmayın dedik, önce bu hallolacak. Burada Iğdır'da bir kez daha söylüyorum, Karabağ meselesi çözülmeden Ermenistan'la ilişkilerimizin yoluna girmesi mümkün değildir. Kurulduğu günden beri Azerbaycan'ın, Karabağ'ın arkasında durduk, her zaman da durmaya devam edeceğiz. Değerli kardeşlerim, bu konuda bizden kimse başka bir şey beklemesin. Bunu daha geçenlerde Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nde de yine orada Ermeni veya Ermeni yanlısı bazı milletvekilleri sordular, onlara da orada gereken cevabı verdik. Ve dedik zaten kendilerine, siz Türkiye'ye Fransızsınız dedik. Ama tabi Türkiye'de de maalesef bizim ülkemize Fransız olanlar var. Ama onlar da inşallah bu yanlışlar ı anlarlar.

Değerli kardeşlerim, bütün bunlarla beraber attığımız önemli adımlar, sağlıkta bu şekilde devam ederken, adalette, emniyette devam ederken, toplu konutta 397 konut uygulaması başlattık. 317 konutu daha önce tamamladık, sahiplerine teslim ettik. Ben sizden bir şey rica ediyorum. El ele vermeye var mısınız? Önce şu şehir merkezindeki çirkin yapılaşmayı halledelim. Toplu konut olarak burada konutlar yapalım. Ama hayvanları şehrin içinden çıkarmamız lazım. Peki ne yapacağız, ne yapacağız? Bakın artık hayvanlar için organize bölgeler kuruyoruz. Ne demek bu? Bu organize bölgede her vatandaş kendi hayvanını orada, sütünü orada alacak, orada besleyecek, orada bakacak, kendine ait yer, hepsi numaralı ve değerli kardeşlerim, şehrin içinden bunu biraz dışarıya çıkarmış olacağız. Modern dünya bu, bunu yakalayacağız. Benim Iğdırlı vatandaşım buna layık, bunu istiyoruz. Dünyada bu böyle çözülmüş. Tüm şehirlerimizde bu adımları atalım istiyorum. Geçen Ağrı'ya gidişimde Ağrı'da da söyledim. Burada da Sayın Valimle de bugün bunu tekrar konuşacağım, bu adımı atacağız, atmaya mecburuz, çünkü ben insanımı bu konuda gerçekten çok daha modern bir dünyanın gerekleri neyse bunu yaşasın istiyorum. Bunun dışında şehirde güzel evlerimizi yapalım, bu evlerde en modern şekilde yaşasın. Doğalgazda geciktik biraz. Doğalgazımı da inşallah bu yıl içinde çözmeye çalışacağız. ...

Değerli kardeşlerim, tarımda bakınız çiftçi kardeşim, biz gelmeden önce MHP-DSP-ANAP iktidarında Ziraat Bankası yüzde 59 faizle kredi veriyordu, şimdi yüzde 5. Yüzde 5'le biz sübvanse ediyoruz, yüzde 5'le. Hali görüyor musunuz?

Değerli kardeşlerim, bunu aynen bu şekilde vermeye devam edeceğiz. Bakınız burada Ziraat Bankası'nın kredisinin yanında Halkbank, esnaf sanatkara kredi veriyordu yüzde 47 faizle. Şimdi yüzde 5. Yüzde 47 faiz nerede, yüzde 5 nerede. Niye? İstiyoruz ki küçük esnafımız da bunlardan istifade etsin ve 2002 yılında 86 bin lira bu noktada kredi sağlamışken, hamd olsun şu anda çok daha farklı bir noktadayız.

Değerli kardeşlerim, şimdi soruyorum. Çiftçimizi, esnafımızı, sanayicimizi desteklemeye evet mi? İstikrar sürsün mü? Türkiye büyüsün mü? Iğdır büyüsün mü? DSİ tarafından yürütülen çalışmalarla Batı Iğdır Ovası'nda yaklaşık 100 bin 190 dekar alanda kanalları yeniledik, bugün onların da açılışını yapıyoruz. Haydi ... kapsamında Karakoyunlu ilçesinde 11 bin dekar alanda sulama inşaatına başlayacağız. Tuzluca projesi, Ünlendi Barajı sulamasıyla Tuzluca ilçe merkezi ve 19 köye ait 103 bin 100 dekar tarım arazisi sulanacak. Ve böylece inşallah Iğdır ilinin sulanabilir tarım arazilerinin tamamını sulu tarıma kavuşturmuş olacağız.

2050 yılına kadar içme ve kullanma su ihtiyacının Ünlendi Barajı'ndan karşılanması için planlanma ve proje çalışmalarımız devam ediyor. Ve inşallah çalışmalarımızı tamamlar tamamlamaz Ünlendi Barajı'nın inşaatına başlayacağız. Bu güzel Iğdır Ovası'nın bereketini artıracak projelere, soruyorum, devam mı?

Kardeşlerim, öyleyse benim sizlerden ricam şu, istirhamım şu: Diyorum ki 43 gün kaldı, bugün de bitiyor 42. Ben il il dolaşıyorum, ilçeleri dolaşıyorum. Tüm bakan arkadaşlarım, genel başkan yardımcısı arkadaşlarım, hepsi dolaşıyor. Sizler de dolaşmaya var mısınız? Şöyle arkalar, ellerimizi bir göreyim bakayım arkalar. Sadece ön tarafta çalışma var, hep beraber bu yolculukta var mıyız? ... çalınmadık kapı bırakmayacağız. Tamam mı? Sandıklarımıza sahip çıkacağız. Komşulara, Ahmet Bey'e, Hasan Bey'e, Hüseyin Bey'e, Ali Bey'e hepsine haber, Ayşe Hanım'a, Fatma Hanım'a hepsine, hepsine selam. Durmak yok...Durmak yok İstikrar sürecek, inşallah büyüme devam edecek. Karar sizin, mühür sizde, tamam mühür sizde. Eveti siz vuracaksınız ona göre.

Hazır mıyız? Şarkımız neydi bizim, şarkımız neydi? Ha güzel. Şöyle bayrakları bir göreyim, bayrakları bir görelim bakalım. Ses gür çıksın.Yarın sizlerin İşçi Bayramı, emeğin Bayramı, onu da şimdiden kutluyorum.

Beraber yürüdük biz bu yollarda. Beraber ıslandık yağan yağmurda. Şimdi dinlediğim tüm şarkılarda bize her şey sizi hatırlatıyor. Bize her şey sizi hatırlatıyor. Bize her şey sizi hatırlatıyor.

Günümüz kutlu olsun. 12 Haziran evetler sandıklara dolsun. İnşallah 12 Haziran seçimleri milletimiz, demokrasimiz, ülkemiz için hayırlara vesile olsun diyor, sizleri Allah'a emanet ediyorum.

Sağ olun, var olun.
Bilal Baştan isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla