|
Başbakan Erdoğan’ın Düzce Yığılca Mitinginde Yaptığı Konuşmanın Tam Metni…
07.05.2011
Değerli kardeşlerim, artık 35 günümüz kaldı. İnşallah 12 Haziran'da ustalık dönemine başlayacağız. Bildiğiniz gibi, 2002-2007 çıraklık dönemimizdi, 2007-2011 kalfalık dönemimizdi, şimdi 2011 ve arkası ustalık dönemimiz olacak. Biz, Sinan'ların torunuyuz. Diyordu ya Mimar Sinan, Süleymaniye benim kalfalık eserimdir, Edirne Selimiye benim ustalık eserimdir diyordu. İşte biz de ta Belediye Başkanlığımızdan bu yana İstanbul'da başladık ve hamdolsun 2002-2007 iktidarımız, sizler bizlere bu görevi verdiniz, 2007'de tekrar verdiniz ve kalfalık dönemini de bu şekilde tamamladık, şimdi ustalık dönemine geçiyoruz.
Projelerimizi açıkladık, açıklamaya devam ediyoruz. Çünkü çok daha farklı bir Türkiye'yi, daha modern bir Türkiye'yi inşallah benim insanımın çok daha insanca, çok daha refah, huzur, mutluluk içerisinde yaşadığı bir Türkiye'yi sizlere hazırlamanın gayreti içinde olacağız. Çünkü biz, milletimize efendi olmaya değil, biz milletimize hizmetkar olmaya geldik. Çünkü biz halka hizmeti hakka hizmet olarak gören bir medeniyetin çocuklarıyız. Bu yola böyle çıktık. Ne olacak, yani er veya geç öleceğiz, öyle mi? Kimsenin kalması, hiçbir canlının kalması mümkün mü? Ama CHP'li bir milletvekili adayı, hem de koskoca güya profesör, İstanbul'un Zincirlikuyu Mezarlığının girişinde eskiden ruhuna Fatiha yazıyormuş da, o pek rahatsız etmiyormuş, ama şimdi orada "Her nefis ölümü tadacaktır" ifadesini görünce bu sinir bozucu diyor. Sevgili kardeşlerim, herhalde Allah'ın ayeti olduğunu bilmiyor, profesör ama. Bunlar, profesörler her şeyi bilen zannediyor. İlim sahibi olmak yetmez, irfan sahibi olmak yeter. İrfan sahibi olmak nedir? Yunus güzel söylüyor: "İlim, ilim bilmektir. İlim, kendini bilmektir. Ya kendin bilmezsen, nice okumaktır" diyor. Arif, bilmediğini bilen insandır. Ama bunlar, bilmediklerini bilmiyorlar. Değil profesör, ordinaryüs profesör olsan ilim deryasından ancak bir kova su alırsın. İşte Zincirlikuyu Mezarlığının kapısındaki "Her nefis ölümü tadacaktır" ayetini bilmiyorsun, sinir bozucu diyorsun, yoksa ölmeyecek misin? Ya yüzlerce, binlerce insanın her gün öldüğü şu vatanımızda hoca efendinin önündeki tabutun üzerindeki o yeşil örtüde bir şey yazıyor ya, o yazıyor orada. Ne yazıyor orada? Küllü nefsin zaiketül mevt", "Her nefis ölümü tadacaktır" diyor. Ama bunların bundan haberi yok. Haberi olsa bu yanlışı yapmaz. İşte CHP zihniyeti bu, anlayış bu. 12 Haziran'da bunları sandığa gömmeye hazır mıyız? Onun için şu 35 günde çok çalışmamız lazım. Kapı kapı dolaşacağız değil mi? Köy köy dolaşacağız değil mi? Gidilmedik yer bırakmamamız lazım. Yığılca sandıklarda AK PARTi'yle patlamalıdır, ben böyle inanıyorum.
Sevgili Yığılcalı kardeşlerim, Yığılca ismini nereden alıyor? Orhan Gazi'den alıyor. Burası ordunun yığınak yaptığı yerdi. Burada toplandık, dedelerimiz burada toplandı. Burada toplandıktan sonra revan oldu. Ve burada redifler var. Burada gerçek Akıncılar var, bunlar onun diyarı. Dolayısıyla, zaten buradan bu ülkenin aydınlık yarınlarına omuz verecek insanların olduğunu biliyorum ve onlara destek verenlerin olduğunu da biliyorum. Onun için Yığılca ustalık dönemine en önemli desteği verecek olan bir ilçemizdir buna inanıyorum. Zaten Düzce'nin neresine bakarsan bak, hamdolsun onu görüyoruz. Akçakoca'da, Akçakoca'yı görüyoruz. İnşallah şimdi beni yalnız bırakmayacaksınız değil mi Düzce'de? Düzce'ye beraber gidiyoruz değil mi? Orada beraberiz.
Gelirken birkaç kardeşimiz bir şeyler söyledi. Alatlı-Düzce-Yığılca, bu aradaki yollarla ilgili. Sevgili kardeşlerim, zaten biliyorsunuz Yığılca-Düzce yolu başladı. 3-5 kilometresi bildiğim kadarıyla bitti. Diğeri de tamamen bitecek. Bunların hepsi şu anda Planlama'nın kayıtlarında mevcut değerli kardeşlerim, bunlar bitecek. Bakın şu anda Zonguldak'a olan bu güzergahı iyi takip edin. Tüneller yapıyoruz, yaklaşık 10 tane tünel. Delik deşik ediyoruz dağları ve bu dağları delerek ta Zonguldak'a kadar Düzce'den ne yapacağız, ulaşacağız. Bölünmüş yollarla ulaşacağız. Ya bunları yapan bir iktidar Düzce-Yığılca yolunu mu yapamayacak? Evvel Allah bu olacak, hiç endişeniz olmasın, bu da olacak. Çünkü biz Ferhat'ız Ferhat. Siz, Şirin. Ferhat biliyorsunuz dağı deliyor, elinde ker*** vuruyor vuruyor görenler geliyor diyor ki, Ferhat sen ne yapıyorsun? Dağı deliyorum diyor. Ya bununla dağ delinir mi? Su getireceğim diyor. Tekrar sorduklarında verdiği cevap çok manidar, çoğu gitti azı kaldı diyor. Şimdi biz de inşallah Türkiye'mizi muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkartacağız, milletimizle beraber çıkartacağız. Sevgili kardeşlerim, hiç endişeniz olmasın. İnanıyoruz, çalışıyoruz, milletimize güveniyoruz, siz de bize güvenin hiç endişe etmeyin. işte 8,5 yılda yaptıklarımız bu işin teminatı, hepsi olacak. Eğitimde yaptıklarımız ortada, sağlıkta yaptıklarımız ortada. İşte hemen şurada stadınızın içinde sağlık ambulansı var, gördünüz mü?
Helikopter ambulans. Buralardan değerli kardeşlerim, her zaman acil bir durum varsa insan götürmek için bunları yaptık. 18 tane helikopter ambulansımız var. Türkiye'nin 16 noktasında bunlar bulunuyor. 2 tane jet ambulansımız var, şimdi ona 3 tane daha ilave ediyoruz 5 tane jet ambulansımız olacak. Olur ya şehirlerarası, yurt dışı bir hasta götürmek gerekirse bunlar da hazır olsun diye. Biz, "Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi" diyerek yola çıktık. Çünkü biz Kanuni'den bu dersi aldık. Yani bir sağlıklı nefese devleti feda eden bir anlayış. Adalet, emniyet, ulaşım, enerji, hepsi, bunları yoğun bir şekilde sürdürüyoruz, sürdüreceğiz.
Değerli kardeşlerim, bir şeyi bilmenizi istiyorum, o da şu: Bir olalım, beraber olalım, iri olalım, diri olalım. Bu çetelere, mafyaya ülkemizi kaptırmayalım. Teröre, teröriste ülkemizi evvel Allah kaptırmayacağız, kaptırmayalım. Ama bu CHP zihniyetine dikkat, bu MHP zihniyetine dikkat. İşte biz biliyorsunuz kimden aldık iktidarı MHP'den, CHP'nin yavrusu DSP'den, ANAP'tan aldık. Öyle mi, onlardan aldık. IMF'nin kapısından ayrılmıyordu MHP, 30 milyar dolar borçlandı, biz geldik 23,5 milyar dolarla devraldık. Ödedik ödedik, şu anda 5 milyar dolar borcumuz var, 5 milyar. 23,5 milyar dolardan 5 milyara, onu da hemen öderiz ha, hiç mesele değil. Ama çok düşük faizle bir borç olduğu için dedik ki yavaş yavaş bu da 2012'nin sonuna kadar bunu da öderiz. Hiç önemli değil. Bakıyorsunuz milliyetçiyiz diyorlar, kardeşim milliyetçiysen Merkez Bankası'nda niye bu kadar az para vardı? Geldiğimiz de koskoca Merkez Bankamızın kasasında 27,5 milyar dolar vardı, yarısı da işçi dövizi, yurtdışındaki işçilerimizin döviziydi. Şimdi Merkez Bankamızın kasasında ne var biliyor musunuz? 93 milyar dolar var. Halep oradaysa, arşın Yığılca'da. Şimdi çıkıyor bakıyorsun sağda-solda Sayın Bahçeli diyor ki, yok şuydu, yok buydu. Kardeşim, işte hesap ortada. Yolsuzluklar, her şey döneminizden bize miras kaldı, şimdi biz ödüyoruz, biz kapatıyoruz.
Değerli kardeşlerim, bütün bunlarla beraber dikkat ederseniz bu attığımız adımlarla Türkiye bir değişim yaşıyor, dünyada bir itibar kazanıyor. NATO'nun içinde Türkiye'nin ayrı bir yeri var, Birleşmiş Milletlerde ayrı bir yeri var, OECD'de ayrı bir yeri var. Değerli kardeşlerim, bütün bu uluslararası kuruluşlarının içerisinde artık Türkiye'nin farklı bir konumu, farklı bir yeri var. Artık gündemi belirlenen bir Türkiye yok, gündem belirleyen bir Türkiye var, böyle bir durumdayız. Geçenlerde Sayın Kılıçdaroğlu benim kayınpederimin memleketine gitti, Siirt'e. Ya Siirt'te konuşma yapıyor. Siirt'teki konuşmasında dengeyi kaybetmiş. Maalesef, orada kullandığı ifade çok çok çirkin. Belki bilmeyenleriniz vardır, yani şahsımıza hakareti katlandık da, ama bu saygısızlığı, bu hakareti, bu alçaklığa katlanmamız mümkün değil. Ne diyor? Diyor ki, "statükonun Allah'ı Ankara'da." Şimdi manevra yapmaya başladı, diyor ki; Başbakan da Allah'ın kuruşuna ihtiyacımız yok dedi diyor, şu benzetmeye bak. Bir defa Allah, mekandan münezzehtir, Allah'a mekan tayin edemezsiniz. Ama bu adamın bu tür bir anlayışı yok ki. Neyi, nasıl, niçin kullanacağını bilmiyor. Geliyor Şeb-i Aruz'a orada başka koşuyor, Kutlu Doğuma geliyor başka konuşuyor. Orada bakıyorsunuz bu işi bayağı iyi hazırlayıp önüne koymuşlar oradan okuyor. Ama kağıtları önünden aldığı zaman dağıtıveriyor. Geçen Samsun'da "bu ezan, CHP sayesinde okunuyor" diyor. Yahu 1941'de bu ülkede bizim dedelerimiz, büyüklerimiz iyi bilir, Tanrı uludur, Tanrı uludur diye ezan okuttular, İnönü'nün dönemi, bunları yaşadık mı amca? Yaşadık değil mi? Allah rahmet eylesin Menderes geldi, merhum Menderes kaldırdı ve aslına döndürdü tekrar aslıyla. Niçin Allahu ekber? Çünkü dünyanın neresine gidersen git, tüm İslam ülkelerinde ezan uluslararası, evrensel bir mesajdır, onun için değiştirilemez, özelliği buradadır. Yani İngiltere'ye gittiğin zaman İngilizce, Almanya'ya gittiğin zaman Almanca olmaz, nereye gidersen git bu evrensel mesajı orada duyacaksın. Çünkü o dili bilmeyen anlamayabilir. Ama evrensel olduğu için nereye gidersen git aynı mesajı duyarsın, özellik burada. Ama öğrenecek, yavaş yavaş onu da öğrenecek. Yoksa bu millet öğretecek, benim milletim öğretecek.
Evet sevgili kardeşlerim, artık daha uzatmayalım değil mi? Çünkü Düzce'yi daha fazla bekletmeyelim. Düzce'de kardeşlerim bekliyor, ama beraber gideceğiz.
Beraber yürüdük biz yollarda. Beraber ıslandık yağan yağmurda. Şimdi dinlediğim tüm şarkılarda bana her şey sizi hatırlatıyor. Bana her şey sizi hatırlatıyor, bana her şey sizi hatırlatıyor.
Günümüz kutlu olsun. 12 Haziran, ülkemiz, milletimiz, demokrasimiz için, Partimiz için hayırlara vesile olsun diyorum. Oy pusulasının başında ne var? AK PARTi var. Evet mührünü oraya basacağız. Yetki sizde, karar sizde. Allah'a ısmarladık.
|