Suriye'deki Katliamlara Sevinenler
Suriye’de yaşanan kanlı olaylar kullanılarak Türkiye’de Hamas-Hizbullah-İran düşmanlığı ayyuka çıkartılıyor.
Cihad Kayaduman / İslamigündem
İslami Direniş Cepheleri dört bir yandan kıstırıldı.
Senelerdir yapılan planlar aynı anda uygulamaya kondu...
Bundan seneler sonra bariz bir şekilde seyredilebilecek olan hainlikleri şuan yaşıyoruz.
Şu noktadan sonra söylenebilecek tek şey Amerika ve İsrail'in Müslümanların coğrafyasında hâkimiyet sağlayamamaları için 'Allah'ım bittik, yetiş!' diyebilmektir.
Filistin'de Hamas Türkiye'nin de arasında olduğu uluslararası bir baskıya maruz tutuluyor. İsrail'i 1967 sınırları içerisinde tanımak ve işgal edilen topraklardan vazgeçme şartı Hamas'ın önüne Ortadoğu ve Dünya Müslümanları arasında ileri derecede bir karizmaya sahip olan Türkiye tarafından konuldu. İsrail dışişleri son bir açıklama yaparak Hamas'ın İsrail'i tanımasını sağlarsa Türkiye'nin-türklerin ellerinden öpeceğini belirtti.
Aynı şekilde Hamas için de çok önemli bir destek kaynağı olan Suriye karıştırılarak İran-Suriye-Hizbullah-Hamas direniş cephesi senelerdir sıcak savaşla yenilmemesine rağmen fitne oyunlarıyla yenilmek üzere. Bu noktada da Amerika ve İsrail tarafından Türkiye'nin yine devreye girmesi ve o büyük karizması ile Suriye rejimini alt etmesi isteniyor.
Suriye'de yaşanan kanlı olaylar kullanılarak Türkiye'de Hamas-Hizbullah-İran düşmanlığı ayyuka çıkartılıyor. Ve ümmetin biricik direnişçileri ümmet tarafından ihanete uğratılmak isteniyor. Herkeste bir kafa karışıklığı, herkeste kime inanacağız sorusu var.
İçinde bulunduğumuz bu kötü durumda Davutoğlu ve Erdoğan'dan planları bozacak hamleler beklemekle fazla mı iyimser davranıyoruz bilemiyorum. Gururu pohpohlanan Türkiye Müslümanları Ümmete abi olma martavalıyla kandırılarak Emperyalist oyunlara alet ediliyor ve bunu fark edemiyoruz.
Bir taraftan da Türkiye'de bulunan Suriye'deki katliamlar üzerinden Hamas-Hizbullah-İran'a saldıran misyonerler var.
Emin olun ki Suriye'den gelen her katliam haberini büyük bir sevinçle karşılayıp 'İşte Hizbullah'a saldırmak, kötülemek için bir fırsat daha' diyerek koltuklarında geriliyorlardır. Bugün gelinen noktada kendilerinin muzaffer komutanlar edasıyla 'Hamas'ı da Hizbullah'ı da İran'ı da Türkiyeli Müslümanların gözünde bitirdik' şeklinde konuşmaları her şeyi açıklıyor. Suriye'de çocuklar ölürken kalkıp ta Hizbullah ve İran hakkında yalanlar, iftiralar atmaları dertlerinin, odak noktalarının Suriyeli mazlum halk olmadığını aslında açıkça gösteriyor.
Eğer İslami Direniş Cephelerimizin selametini kaybetmemesini istiyor ve Suriye'deki Müslümanların da kanlarının dökülmemesini istiyorsak gelin bu konuda ne yapabiliriz diye bir bakalım.
Beşar Esad rejiminin diktatör bir rejim olduğunu göz önünde tutalım ama Amerika ve İsrail'in düşürmek zorunda olduğu bir rejim olduğunu da unutmayalım. Geldiğimiz noktada hem Amerika ve İsrail'in işine gelmeyecek hem de Müslümanların kanının dökülmesini engelleyecek bir çözüm bulunmalı.
Beşar Esad'ı Türkiye reform yapmaya zorlayabilir hatta kafa kafaya verip reformların yapılması konusunda beraber çalışabilir. Bu süreç ilerlerken misyonerlerin bu kanlar üzerinden emellerine ulaşmasına da alet olmamalıyız. Suriye'de kan dökenlerin satın alınmış Suriye komutanları, birlikleri ya da başka silahlı birlikler olabileceğini de göz önüne alırsak hem bu katliamları yapanlar, hem bu katliamlar üzerinden direniş cephelerine savaş açanlar, hem de bu katliamlar üzerinden Suriye'ye operasyon düzenleme- devre dışı bırakma planları yapanların aynı amaca hizmet ettiğini görebiliriz. (Mısır Devriminde Mübarek rejimi yerine halkı destekleyen bir ordu vardı. Hem Mübarek'e bağlılık içinde gözüküp hem de isyancılara yapılacak saldırıların önünde set oluyorlardı. Yani bu durumda hem generallerin satın alınabilme ihtimali hep var hem de diktatörden farklı hareket edebildikleri ve diktatörlerin bunu engelleyemedikleri tecrübeyle ortada. Amerika'nın da general satın alabilmedeki maharetini iyi biliyoruz.)
Amerika, İsrail veya Batı güçlerinin Müslümanlar üzerinde hakimiyeti son bulduğu zaman hiçbir ülkede ne Suriye'de Ne Arabistan'da Ne Ürdün'de hiçbir diktatörün ayakta kalamayacağı zaten aşikar. Öyleyse önce şeytani güçlerin ağababalarını alt edelim, önce bu ağababalara karşı direnen cephelerin selametini sağlayalım.
Suriye'deki katliamlara kim sevinir?
Saldırı için fırsat kollayan Amerika, İsrail, Fransa ve tüm batı…
Amerika tarafından kendisine direniş cephesini yıkma-yıpratma görevi verilmiş olan Suudi Arabistan
Suudi Arabistan veya başka odaklar tarafından görevlendirilmiş medya misyonerleri
Kendilerinden çok farklı bir tutum sergileyerek direniş cephelerine destek veren Esad'ı istemeyen diğer bütün işbirlikçi Arap diktatörler
Hamas'a destek veren Esad'ı istemeyen İsrail yanlısı Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas
Suriye'deki katliamlara kimler üzülür?
Var olma amaçları zulme, zalime, katliamlara, mazlum halka saldıranlara karşı başkaldırı olan direniş grupları
Yani Hizbullah
Yani Hamas
Yine kendisi bir İslami halk devriminden doğan ve bütün dünyaya karşı savaş durumunda olan İran
Ve 'Tüm Müslümanlar sadece kardeştir' ayetine muhatap olan biz Müslüman halklar…
http://tevhidhaber.com/news_detail.p..._id=1309721963