Bahsedilmesi gereken bir başka şey Yeni Amerikan Yüzyılı Projesinin orijinal üyelerinden Norman Podhoretz’in açıklamalarıdır. 2008 yılında Podhoretz, gelecekle ilgi bir senaryo geliştirdi. Senaryoya göre İsrail, İran’a, Suriye’ye ve Mısır’a karşı bir nükller savaş başlatacak. Savaş, Lübnan ve Ürdün’ü de içerebilir. Podhoretz İsrail’i, genişleme politikası taraftarı bir ülke olarak tanımladı ve hatta İsrail’in, İran Körfezindeki petrol alanlarını da askeri olarak işgal edebileceğini öne sürdü.
2008 yılında garip karşılanan şey, Podhoretz’in, Stratejik ve Uluslar arası Çalışmalar Merkezinin stratejik analizinin etkisiyle ileri sürdüğü tahmin oldu. Bu tahmine göre Tel Aviv, Mübarek’in başkanlığı altında Kahire’yi yöneten Mısır’lı sadık müttefiklerine karşı bir nükleer saldırı başlatabilir. Eski rejimin hala varolmasına rağmen, Mübarek artık Kahire’de iktidar sahibi değil. Mısır askeri hala emirler vermekte, fakat İslamcılar iktidara gelebilir. Bu yüzden Müslümanlar sürekli olarak ABD ve Nato’daki müttefiklerinin çoğu tarafından canavar gibi gösterilmeye çalışılıyor.
Bilinmeyen Gelecek: Sırada Ne Var?
ABD, AB ve İsrail, Türk-Arap-İran dünyasındaki ayaklanmaları, kendi hedeflerini ilerletmek amacıyla kullanmaya çalışmaktadır. Libya ve Suriye’deki durum bunun kanıtıdır. Suud ailesiyle birlikte, Güney batı Asya ve Kuzey Afrika halklarının arasında fitneyi ve bölünmeyi yaymaya çabalamaktadırlar. Tel aviv ve yönetici arap aileleri tarafından kurulan İsrail-Khaliji stratejik ittifakı bu bağlamda oldukça kritik.
Mısır’daki ayaklanma sona erecek gibi değil ve insanlar radikalleşiyor. Bu durum, Kahire’deki askeri cuntanın tavizler vermesiyle sonuçlanıyor. Gösteriler ayrıca İsrail’i hedef almaya başlıyor ve askeri cunta diplomatik uzlaşma için Tahran’la diyaloga girmesi konusunda baskı görüyor. Tunus’ta da popüler akım radikalleşmeye doğru yöneltiliyor.
Washington ve işbirlikçileri ateşle oynuyor. Bu kaos döneminin, İran ve Suriye’yle çatışmak için mükemmel bir fırsat sunduğunu düşünebilirler. Köklerini Türk-Arap-İran dünyasından alan ayaklanmalar tahmin edilemez sonuçlar doğuracak. Bahreyn ve Yemen halklarının devlet destekli şiddet tehdidi altındaki esnekliği bu durumun kanıtıdır.
|