Tekil Mesaj gösterimi
Alt 08-14-2011, 07:35   #9
Kullanıcı Adı
İntifada
Standart ROCK’CI İPEKBÖCEĞİ ve SABOTAJCI DUT AĞACI!
Dut ağacı; Elazığ, Malatya, Ankara gibi bol güneşli ve yaz ayları kurak geçen yerlerde yetişir. Toprağın taban suyu, dut ağacının köklerine uzak olmalıdır. Biliyorsunuz; suya uzak olan ağaçlar dipten köklerini geliştirmek zorundadır. Biz buna bacak kaslarını geliştirmek diyelim isterseniz!
Suya ulaşmak için gayret eden dutun kökleri geliştikçe toprağının dibi demir ağlarla örülmüş gibi betonlaşır. Anadolu’da: “Dut ağacından düşen iflah olmaz.” demelerinin sebebi budur.

Dut ağacının odunu çok dayanıklıdır. Bu yüzden takunyalar onunla yapılırdı. Şöyle ki: Eskiden dut ağacından yapılmış olan takunya bugün çok dayanıklı olan Adidas’a denk geliyordu.

Düşünün, böylesine sert ve dayanıklı olan bir ağacın yapraklarıyla dünyanın en hassas hayvanı olan ipekböceği besliyorsunuz ve o da yeryüzünün en yumuşak kumaşını yani ipeği üretiyor! Öyleyse unutmadan ilk tefekkürümüzü yapalım: Suyu arayan kökler sertleşiyor, bu ağacın yaprakları ipekböceğini besliyor, ipek elde ediyorsunuz. Takunya veya ipeğiniz oluyor. İpek, erkeğe haram. Elde var takunya! (Elde var takunya, kim demiş matematikten anlamıyor diye?)

Müslüman, dut ağacı gibi olmalıdır. Zor zamanlarda zemzem ararken köklerini geliştirecek, tabanı takunya gibi sert olacak ama yapraklarıyla yumuşak kumaşlar dokuyan böcekleri besleyecek!

İpekböceği larva dönemindeyken dört defa deri değiştirir. Deri değiştirmelerde 24 saat hareketsiz kalır. Bu uyku devreleri onun için gereklidir. Onun her yaşı, bir uyku devresiyle ölçülür. Uyku devrelerinde sessizlik isterler. Çıtır çıtır dut yaprağı kemirirken muhteşem bir senfoniye şahit olursunuz. İşte Rabbimiz… (Şaka şaka! Aklım, Samanyolu Tv belgesellerine gitti bir an…)

İpekböceğini inceleyen gâvurlar kumaş fabrikalarını kurmuşlardır, inanmazsınız ama kumaş fabrikaları demirden yapılmış ipekböcekleridir! Sanayi devriminden sonra ilerleyen vakitlerde fabrika işçileri aşka gelip daha çok çalışsınlar diye “Rock, metal” müzik çeşitleri bulundu. Fabrika seslerinden esinlenerek yapılan bu müzik şu an barlarda çalıyor ya ona yanarım! Dikkat ederseniz, bu kez kök yumuşak yapraklar sert!

Neyse; Birçok ağacın meyvesini sırıkla döverek veya taşlayarak toplarsınız, mesela ceviz gibi, ama dut taşlanarak toplanmaz. Onun dallarını silkeleyerek meyvelerini aşağıdaki hasavana düşürürsünüz. Müslüman, dallarını esnek tutarsa meyvelerini başkası yer. (Of, mesaja bak, mesaja…Evimde kombi var ama kombinin zararlarını anlatıyorum diye bana eleştiri getiren arkadaşlar şimdi bahçende dut ağacı var mı diye soracaklar, oturduğum sitenin bahçesi çam ağaçlarıyla dolu, ne yapacağım şimdi ben?)

Uzun zaman önce az ücretle fabrikalarda çalışan işçiler, ayaklarındaki dut ağacından yapılmış saboları makinelerin dişlilerine sokup grev yaptılar. Çarklar durdu, aletler bozuldu, işçiler zam aldılar, sendikalar kuruldu… Sabotaj buradan geliyor arkadaşlar… (Ayaklarımızdaki takunyalarla her zaman düzeni değiştirebiliriz diyorum yaanee…)


Geliyoruz; dut yemiş bülbül deyimine…

Bülbül, dut yiyince dili damağına yapışır, gırtlağındaki şeker sesine bent olur ötemez. Bu deyim Anadolu’da susmak, keyifsizlik anlamında kullanılır. (Bu paragrafın mesajını yazmıyorum, onu da siz bulun yanee…)

Neler öğrendik tekrar göz atalım:

1- Dut ağacı suya koşarken bacak kası geliştirdiğinden dolayı dibi sert olur, bu sebeple dut ağacından düşen ölür veya iflah olmaz.
2- Kendisi sert, yaprakları yumuşak olur. İpekböcekleri onunla beslenir ve ince ipek kumaşlar yapılır… Sertten yumuşak, yumuşaktan sert olmak mümkündür. Bazı cemaatler yaprak ve yumuşaklık kısmını abartmış olsalar da doğru yoldadırlar.

3- Dut yiyen bülbül albüm çıkartamaz.

4- Dut ağacından takunya yapılır, dayanıklıdır. Takunya, sabo demektir. Saboyla sabotaj yapılmış ve işçiler zam almışlardır.
5- Bahçesinde dut ağacı olan adam dışarıdan yumuşak görünse de özünde serttir! Dikkat edelim!
  Alıntı ile Cevapla