İsrailliler elini kolunu sallayarak ülkemize giriyor. Türk vatandaşları, 'vize' ve 'gümrük' işkencesine tabi tutuluyor.
Bayram tatilini fırsata çevirip Kudüs'ü ziyaret etmek isteyen Türk turist kafilesinin gümrük geçişinde muhatap olduğu insanlık dışı çirkin tavır, akıllara iki ülke arasındaki garip ve mantıksız 'vize' rejimi uygulamasını getirdi. Çünkü ortada anlaşılmayan bir durum sözkonusu. ABD, Almanya, İngiltere gibi ülkelere mütekabiliyet esası gereği vize uygulayan Türkiye, her nasılsa Filistin'in işgalcisi ve 9 Türk vatandaşının katili İsrail'den istemiyor.
BM'nin cinayet raporu sonrası bir dizi yaptırımla karşı karşıya kalan İsrail ile Türkiye arasında yıllardır yürürlükte olan garip'vize' rejimi uygulaması bir kez daha gündeme geldi. Ülkeler arasındaki vize şartı, uluslar arası hukuk çerçevesinde karşılıklı mütekabiliyet esasına göre ya iki taraflı isteniyor ya da istenmiyor. Ancak İsrail ile durum nedense çok farklı. İsrail vatandaşları yıllardır Türkiye'ye girişlerinde vizeden muaf tutuluyor. Ama Türk vatandaşları, İsrail'e ve işgal altındaki Filistin'e gitmek için bin bir çeşit 'vize' ve 'gümrük' işkencesine tabi tutuluyor.
Bayram tatilini fırsata çevirip Kudüs'ü ziyaret etmek isteyen Türk turist kafilesinin gümrük geçişinde muhatap olduğu insanlık dışı çirkin tavır, akıllara iki ülke arasındaki garip ve mantıksız 'vize' rejimi uygulamasını getirdi. Çünkü ortada anlaşılmayan bir durum sözkonusu. ABD, Almanya, İngiltere gibi ülkelere mütekabiliyet esası gereği vize uygulayan Türkiye, her nasılsa Filistin'in işgalcisi ve 9 Türk vatandaşının katili İsrail'den istemiyor.
90 günlük muafiyet
Dışişleri Bakanlığı'nın 'Yabancıların tabi olduğu vize rejimi' listesinde, ülkemize gelecek İsrail vatandaşları için 'Resmi ve umuma mahsus pasaport hamilleri 90 gün süreyle vizeden muaftır' deniliyor. Buna göre, tatil yapmak için Türkiye'ye gelecek bir İsrailli turistin pasaportunu alıp sınır kapısına kadar gelmesi yeterli. Pasaportuna vurulan giriş damgasından sonra, gümrükten elini kolunu sallayarak geçiyor. Ve hiçbir zorluk çıkarılmadığı gibi aksine döviz getirdiği gerekçesiyle de birçok kolaylık gösteriliyor. Çoğunluğu Akdeniz'in güzelliklerini hiçbir sıkıntı çekmeden yaşamaya devam ediyor.
2010'da 109 bin İsrailli geldi
Üstüne üstlük birçok ülke ile karşılıklı vizelerin kaldırılmasına rağmen ülkelerdeki ikamet süresi bir ayla sınırlı tutulurken, İsraillilere Türkiye'de kalmak için tam 3 ay gibi uzun bir süre ikamet etme hakkı veriliyor. İsrail'e tanınan bu ayrıcalık, yaşanan bütün krizlere rağmen değişmedi. Uygulama şu anda sürüyor.
Bu nedenle de, 2010'da 109 bin 559 İsrailli tatil için Türkiye'yi seçerken; bu yılın ilk yarısında bunun tam 2 katı rakama ulaşıldı. Edinilen bilgiye göre ilk 6 ayda Türkiye'ye gelen İsrailli turist sayısı 200 bini aştı. Yıl sonunda bu sayının 400 bine ulaşacağı tahminleri yapılıyor.
Türk vatandaşlarına işkence
Öte yandan Türk vatandaşlarının İsrail'e ve işgal altındaki Filistin topraklarına seyahati ise tam bir işkence. Çünkü İsrail, kendi ülkesine girecek Türklere karşı çok katı bir vize rejimi uyguluyor. Dışişleri Bakanlığı'nın vize listesinde, bu ülkeye seyahat edecek Türk vatandaşları, vizeye karşı uyarılıyor.
Filistinlilere yıllardır zulmeden İsrail, Türkiye başta olmak üzere İslam ülkelerinden geleceklere karşı sıkı bir kontrol mekanizması işletiyor. Büyükelçilik deyim yerindeyse, bin dereden su getiriyor. Gümrükten geçecek olan Türk vatandaşı ve Müslüman birisi ise, sorgu üstüne sorgu yapılıyor. Başbakan Erdoğan bile, Ramallah'ta sınır kapısında yarım saat bekletildi.
İsrail'e gitmek için ne isteniyor?
İsrail'e gitmek isteyenlere; turist, işçi, iş gezisi ve eğitim için dört çeşit vize rejimi uygulanıyor. Kudüs'ü ve Mescidi Aksa'yı ziyaret etmek isteyen bir turistten, tam olarak doldurulmuş ve imzalanmış bir İsrail Vize Formu Başvurusu, 1 fotoğraf, geçerliliği olan pasaport, iş yerinden aldığı ve çalıştığını gösteren sigorta, bordro gibi belgeler, iş yerinin Ticaret Odası kaydı, otel ve uçak rezervasyonları, eğer İsrail de tanıdığı varsa ismine yazılmış bir davetiye isteniyor.
Ayrıca, Konsolosluğa hitaben antetli kağıda yazılmış bir dilekçe, hesap cüzdanı ve varsa gayri menkul tapu fotokopileri de istenen belgeler arasında yer alıyor.
Vize başvurusu yapan tüm ziyaretçilerin Ankara ve İstanbul'daki konsolosluklara giriş yaparken havaalanı güvenlik kontrolü uygulamasından geçiriliyor. Başvuruya gelenlerden kesinlikle büyük çanta ve elektronik eşya getirmemeleri isteniyor.
Milligazete