...
"Türkiye Cumhuriyeti'nin en muktedir başbakanı kim" sorusuna bugün kim ne cevap verir bilinmez ama yakın tarihte bir derginin bu minvaldeki kapağı hayli ibretliktir

1950-60’lı yılların estirdiği rüzgarlarla adından söz ettiren en önemli siyasi dergisi şüphesiz
AKİS’tir. Künyesinde imtiyaz sahibi bölümünde “milli damat”
Metin Toker’in ismi yazılıdır.
Yeni nesil bilmeyebilir, zat-ı alileri; merhum cumhurbaşkanı, merhum başbakan, merhum komutan
İsmet İnönü’nün kızıyla evliydiler.
Künye demişken
AKİS’in Genel Yayın Yönetmenliğini
Cüneyt Arcayürek yapıyor, karikatürlerini
Turhan Selçuk çiziyordu. Bir de künyede -muhtemelen arınmak için- ömrünün son yıllarını fotoğrafçılığa adayan,1996 yılında çıktığı Erzincan dağlarında kaybolan,
bir daha da geri dönmeyen yazı işleri müdürü
Yusuf Ziya Ademhan’ın ismi var.
Kim ne derse desin 1960 darbesinin
mimarı ve
Adnan Menderes, Hasan Polatkan, Fatin Rüştü Zorlu’nun idamlarının müsebbibi dönemin basınıdır.
Cumhuriyet, Ulus, Vatan, Milliyet, Hürriyet ve Akşam gazeteleri irtica ve provakatif haberlerle ihtilale zemin hazırlıyor, asker üzerinde çok etkili olduğu bilinen
AKİS dergisi de yapılması gerekenleri askere öğütlüyordu.
Bütün yapılanları ve yazılanları buraya sığdırmak mümkün değil ancak idamları önlemek üzere güya çok çabalayan
İsmet İnönü ile
AKİS dergisi arasındaki organik bağa değinmenin yeterli olacağı kanaatindeyim.
İhtilali hazırlayan ve gerek
28 Şubat süreci gerekse de
Ak Parti iktidarı döneminde yeni nesillerin de tanık olduğu öğrenci olayları, rektörlerin açıklamaları, öğretim görevlilerinin yürüyüşleri, para veya emirle yazılmış köşe yazıları, yalan haberler, e-muhtıralar, irtica yaygaraları, YAŞ kararıyla dindar subayların ordudan atılması şeklinde hükümete psikolojik baskı yapılması gibi bütün süreçler olduğu gibi 27 Mayıs öncesinde de cereyan etmiştir. Ancak ihtilalin olmasını müteakiben basının takındığı tavır çok daha çirkindir.
İhtilalden 3 gün sonraki
30 Mayıs 1960 tarihli sayısı 150.000 den dafa fazla basmıştır
AKİS’in. Bu tirajda 28 ve 29 Mayıs tarihlerinde günlük gazetelerin pompaladığı
“halkın ihtilal ve ihtilalcileri bağrına bastığı” haberlerinin şüphesiz çok büyük bir rolü var.
İlerleyen sayılarda henüz yargılama bile başlamamış olmasına rağmen
Celal Bayar’ı idam sehpasında gösteren bir fotoğrafı kapağına taşıyacak olan dergi yine
AKİS olacaktır. Basın özellikle de AKİS, askerlerin kararları üzerinde son derece etkilidir.
Öyle ki
Dr. Mükerrem Sarol yıllar sonra anılarında o dönem
AKİS dergisinin yazdığı uydurma haberlerin
Yassıada’daki yargılamalarda kendisine sorulduğu yazacaktır.
Sadece siviller değil askerlerin de akıbetinde o günkü basının büyük bir rolü olmuştur.
“-27 Mayıs bir darbe değil, devrimdi!” diyenlerin şimdi
Ergenekon’dan tutuklu genaral sayısının 49 olmasından şikayet ettiğine bakmayın. 1960’ta darbeden sonra ordudan “atılan” general sayısı kaç biliyor musunuz?
325. Evet evet tamı tamına
üçyüzyirmibeş. O dönem orduda kaç general vardı bilmiyorum ama şimdiki sayı kadar (363) idiyse “
gazeteciler orduda general bırakmamış” denebilir.
Geçen gün
Aydın Menderes’in
Demirkırat belgeseli çekilerken
Mehmet Ali Birand’a 90’lı yıllarda söylediklerini bir kez daha dinledim.
Aydın Menderes, İsmet İnönü’yü babasının idamını engellemesi için annesiyle beraber ziyarete gittiklerini anlatıyor.
Yok İnönü’nün gözleri nemliymiş, yok elinden geleni yapacağını söylemişmiş, yok çok üzgünmüş. Ertesi gün Menderes asılıyor. Bırakın Allah aşkına bunları. Bakın
American Life dergisi muhabiri
James Burke’in ihtilalden sadece 4 gün sonra Ankara’da çektiği fotoğraflar her şeyi yeterince açıklamıyor mu? Herkesin yeri belli.
Metin Toker üzerine çarpı işareti koyduğu
Adnan Menderes’in fotoğrafı ile eski başbakanın biletini kesmiş ve
AKİS’e kapak yapmış eğleniyor, ihtilalin lideri
Orgeneral Cemal Gürsel masasında
AKİS dergisinin söz konusu sayısı mutlu bir şekilde poz veriyor,
İsmet İnönü, ihtilalin askerlerinden birinin ve gençlerin keyifle yanağını okşuyor,
Adnan Menderes ve bakanları da
Yassıada’da idamlarını bekliyor.
Manzara yeterince berrak değil mi?
Atatürk’ün silah arkadaşları içinde tek torpilli komutan
İsmet İnönü’dür. Devrimler ihtilalin bütün çocuklarını yemiş, nedendir bilinmez İnönü ve ailesine dokunmamıştır.
Bunun
İnönü’nün devletin meclisteki temsilcisi konumunda bulunan
CHP’nin Genel Başkanlığını yapıyor olması ve
Lozan görüşmeleri esnasında aldığı (veya verdiği) bir taahhütle ilişkisi olduğunu düşünüyorum.
Mevzumuz İnönü değil ancak bütün hayatını
siyasi dengelerve
duruma göre davranmak üzerine başarıyla bina etmiş olan kayınpederinden
Metin Toker’e de bir şeyler geçtiği aşikar.
27 Mayıs 1960 darbesinin öncesi ve sonrasında bu denli
Menderes ve
Bayar düşmanlığı yapmış olan
AKİS’in 1. sayısı
14 Mayıs 1954 tarihlidir.
Kapağında
Celal Bayar’ın resmi, manşetinde de “
Türkiye’nin yeni 4 senelik reisicumhuru” ibaresi yer almaktadır.
21 Mayıs 1954 tarihli 2.sayı; kapağındaki
Adnan Menderes’in (
üstünde çarpı işareti yer almayan) fotoğrafı ve fotoğraf altında yer alan haber spotuyla daha da ironiktir:
“CUMHURİYETİMİZİN EN MUKTEDİR BAŞVEKİLİ”
Dr. Hamid Aydın - Haber 7