10-23-2011, 04:19
|
#65
|
|
Alıntı:
AKıncı 34 Nickli Üyeden Alıntı
cihannur uzun uzun yazmana hiç gerek yok...
darbeye karşı koyuyoruz dedin ne koyuyoruz dedim seçimle koyuyoruz dedin...
bende diyorumki adam darbe yapıp kurallarını koyuyorda sen o kurallara bağlı olarak yaşamaya devam ediyorsan muktedir olamamışsın demektir...
bu darbeye karşı koymak değildir...
akılcılıkta değildir...
bildiğin tırsmaktır...
|
Önemli olan nedir, amaca ulaşmak değil midir? Şu sorulara cevap ver lütfen Akıncı? Türkiye'de yapılmış olan askerî darbelerden sonra asıl kazanan kimler oldu? Şu an Türkiye'nin iktidarında darbecilerin karşı oldukları AK Parti yok mu? Darbecilerin karşı olmalarına rağmen cumhurbaşkanını halkın seçmesi yasalaşmadı mı? Bundan böyle cumhurbaşkanlarımızı halk olarak bizler seçmeyecek miyiz? Darbecilerin karşı olmalarına rağmen 12 Eylül 2010 halk oylaması halkımız tarafından kabul edilmedi mi? Darbecilerin silah zoruyla iktidardan indirdikleri; Adnan Menderes, Süleyman Demirel -28 Şubat 1997'ye kadarki Süleyman Demirel- ve Necmettin Erbakan, halkımız ve devletimiz tarafından itibar görmüyorlar mı? Darbelerin ve darbecilerin milletimiz nazarında itibarları var mı? Yıllarca darbe destekçiliği yapmış olan CHP, bugün geldiği noktada darbeleri ve darbecileri savunabiliyor mu?
Darbecilerin koydukları kurallara göre yaşadığımız sözün günümüzdeki yaşantımızla pek örtüşmüyor. 1982 Anayasasını yıllar içinde epey değiştirebildik şükürler olsun. Günümüzün 1982 Anayasası, içinde her ne kadar bazı faşizan maddeler bulunsa da ilk yasalaştığı zamandaki gibi halk düşmanı ve faşist bir anayasa değil artık. Şimdiki 1982 Anayasamız pek çok açıdan demokratik ve özgürlükçü bir anayasa olarak değerlendirilebilir. Mevcut 1982 Anayasasına göre; bundan böyle cumhurbaşkanlarımızı halk olarak bizler seçeceğiz, Anayasa Mahkemesi'nin üyelerinin seçimi demokratik ölçülerde, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun üyelerinin seçilmeleri demokratik ölçülerde, Yüksek Askerî Şûra ve Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun kararları yargı denetimine açılmış durumda. Bunlar gibi daha pek çok demokratik uygulamalar mevcut 1982 Anayasamızda bulunmakta. AK Parti, 12 Haziran 2011 Genel Seçiminde 330'un üzerinde milletvekili çıkarabilseydi; sivil, demokratik ve özgürlükçü bir anayasa yapıp Türkiye'yi daha da demokratikleştirip daha da özgürleştirebilecekti. AK Parti, 12 Haziran 2011 Genel Seçiminde 327 milletvekili çıkarabildiği için; sivil, demokratik ve özgürlükçü yeni anayasanın yapılması zora girdi; ama hâlâ umut var. TBMM'de; sivil, demokratik ve özgürlükçü bir anayasaya AK Parti'nin milletvekillerinin haricinde en az 5-10 milletvekili daha destek verirse, daha demokratik, daha özgürlükçü ve sivil bir anayasaya sahip olabiliriz. Bakalım, yaşarsak neler olacağını göreceğiz inşaallah. Ülkemizin ve milletimizin önümüzdeki yıllarının, içinde bulunduğumuz yıla göre daha iyi olacağı umudu içindeyim.
Konu Cihannur tarafından (10-23-2011 Saat 04:22 ) değiştirilmiştir..
|
|
|