efganiden bir kaç söz
Bazen materyalistler gayelerinin dimağlarımızı batıl hurafelerden arındırmak ve zihinlerimizi doğru bilgiyle aydınlatmak olduğunu ileri sürerler. Bazen de kendilerini bizlere fakirin dostu, zayıfın koruyucusu, ezilmişin savunucusu olarak takdim ederler. Bunlardan hangisi olurlarsa olsunlar, yaptıkları işler toplumu da temellerine kadar sarsmaktan ve onun alın terinin ürünlerini yok etmekten geri kalmayacak derecede dehşet verici bir şok tesiri meydana getirirler. Sözleri yüreklerimizde kıpırdaşan o asil coşkuyu sindirecek türdendir. Fikirleri de ruhlarımızı zehirler ve kıvrılıp duran kolları kurulu düzen için devamlı bir rahatsızlık kaynağı durumundadır.
Bugün müslüman yöneticilerin devlet meselelerini ve hatta kendi vatanlarındaki meseleleri düzene sokmak üzere yabancılara el açtıklarını ve yabancı boyunduruğunu kendi boyunlarına geçirdiklerini görüyoruz. İslam topraklarını ele geçirebilmek için can atan Avrupalılar onların dinî birliğini yıkmanın ve böylece içte çıkan anlaşmazlıklardan yararlanmanın yollarını arıyorlar
Vatan haini demekle biz ülkesini para için satan ve onu çok ya da az bir fiyat karşılığı düşmana teslim eden bir ferdi kastetmiyoruz. Bir kimsenin vatanı karşılığında alacağı hiçbir fiyatın ölçüsü yoktur. Asıl hain, topraklar üzerine bir adım dahi olsa düşmanın ayak basmasından mesul olan ve yerinden sallayıp sökebilecekken düşmanın ülkesi, toprağı üzerinde mevzilenmesine göz yumandır. Hangi kılığa girmiş olursa olsun gerçek hain odur. Her kim düşmana karşı koyabilecek durumda olup da bunda üstüne düşeni yerine getirmezse o bir haindir.
Kendisinden daha büyük ve güçlü bir milletin silah gücü karşısında yenik düştü diye hiçbir küçük ve zayıf millet için utanç söz konusu değildir. Ancak geçen zamanın silemeyeceği utanç... Milletin yahut onun fertlerinden birinin veya bir grubun ister işlerini düzenlemekteki dikkatsizliklerinden, isterse geçici bir menfaat arzusundan kaynaklansın, kendilerini düşmanın boyunduruğuna koşmalarıdır. Zira bu şekilde kendi mahvlarının failleri olurlar.
|