01-08-2012, 06:28
|
#22
|
|
''Beşşar Esad'ı nasıl durdurabiliriz?
Artık ölüleri saymıyoruz, sayamıyoruz. Bir tarafta özgürlük isteyen Suriyeliler, diğer tarafta tanklarıyla toplarıyla halkın üzerine ateş açan Baas ordusu.
Babadan oğula geçen kırk yıllık bir saltanatın artık devam etmesini istemiyor Suriyeliler.
Suriye bir "aşiret rejimi"nin tasallutu altındadır.
Mısır'dan da, Tunus'tan da, Yemen'den de daha katmerli bir diktatörlük rejimiymiş meğer..
Mısır ordusu da, Tunus ordusu da tercihlerini diktatörlerden değil halklarından yana yaptılar.
Peki sözde Suriye ordusu ne yapıyor?
Tanklarını şehirlerin üzerine sürüyor, slogan atan insanların üzerine kurşun yağdırıyor..
31 yıl önce babasının yerle bir ettiği Hama'yı şimdi de oğlu yakıp yıkıyor.
Beşşar Esad ocaklara ateş düşürüyor..
Amcası Rıfad Esad'ın özel birlikleri 1982'de 'Müslüman Kardeşleri' yok ettiği için Amerikan bloku da, Sovyet Rusya da sessiz kalmıştılar Hama'ya.
Şimdi her şey dünyanın gözü önünde gerçekleşiyor.
Hama katliamı hakkında Amerikalı yazar Thomas L. Friedman bakın ne yazmıştı 1980'lerde:
"(Bu Olay), görece genç bir ulus-devlet olan Suriye'de, 20. Yüzyıl'ın seküler cumhuriyetini kurma yönünde kaydedilen bütün ilerlemeyi tersine çevirmeyi amaçlayan gerici unsurları-yani fundemantalist İslamcıları-etkisiz hale getirmek isteyen modernizm yanlısı bir siyasetçinin (Devlet başkanı Hafız Esad) doğal tepkisinin sonucuydu. Bu nedenle, eğer Hama katliamından sonra Suriye'de tarafsız bir kamuoyu yoklaması gerçekleştirmek mümkün olsaydı, Esad'ın ayaklanmayı bastırma yönteminin, Sünni Müslümanlar da dahil olmak üzere, büyük çoğunluk tarafından onaylandığı görülürdü... Herhalde şöyle derlerdi: Lübnan gibi 14 yıl iç savaş yerine, Hama'da yaşanan bir ay daha iyidir."
Bir katliam ancak bu kadar soğukkanlı olarak haklı gösterilebilir.
Ne tuhaf İsrail yanlısı olarak bilinen Freidman, Hama Katliamını haklı göstermeye çalışırken Hafız Esad katlettiği insanları "Siyonist uşağı" olarak itham ediyordu.
Şimdi de bazı Müslümanlar Esad rejimini birtakım gerekçelerle haklı çıkarmaya çalışıyorlar.
Bu hikayede değişmeyen şey, Esad rejiminin haklılığıdır.
Suriye halkı her halükarda haksızdır.
Bunu bir kenara not ederek sadede gelelim.
Suriye halkını Esad rejiminden nasıl koruyacağız?
Daha doğrusu Beşşar Esad'ı nasıl durduracağız?
Bölge dışı güçlerin bu bölgeye müdahale etmelerine hiçbir zaman rıza göstermedik, göstermeyiz.
Ama masum insanların öldürülmelerini nasıl önleyeceğiz?
Elimizde bir formül var mıdır?
Esad rejimi yolun sonuna geldiğini bir türlü anlamak istemiyor.
O halde ne yapacağız?
Bunca insan ölürken kahvemizi yudumlayıp Esad'ın hidayete ermesini mi bekleyeceğiz?
Direniş eksenleri hikayesi anlatıp vicdanlarımızı mı rahatlatacağız?
Eksen arayanlar yanlış yerde aramasınlar, Suriye halkı direnişin de, ekseninin de ta kendisidir.
Zalimlerden ve katillerden haklı direniş ekseni olmaz.
Oluyorsa bir tespit zaafı var demektir, belki de bir ahlak zaafı, bilemiyorum.''
Abdullah Muradoğlu
http://yenisafak.com.tr/Yazarlar/?t=...ullahMuradoglu
|
|
|