Tekil Mesaj gösterimi
Alt 01-26-2012, 14:21   #3
Kullanıcı Adı
Ammar
Standart
Bir soru: Madem öyle, peki neden Hizbullah Cemaati içindeki bireyler muhbirleştiler? Halbuki Hizbullah Cemaati kişi için salih bir çevredir. Kalpleri bilen Allah’tır, ancak zahiren göründüğü şekliyle mensupları; iman, ihlas ve ilim sahibi olup ibadet ehlidir. Buna rağmen neden bazıları muhbirleşip bu kadar kirli ve çirkin işlere bulaşabiliyorlar?

Cevap: Bir kere, Hizbullah Cemaatine mensup olmak yalnız başına kişiyi kamil hale getirmez ve kurtarmaz. Ancak buna güzel bir vesile olur. Kişi cemaate girmekle, salih bir çevre içine girmiş ve böylece İslam’ı öğrenme, yaşama ve haramlardan korunma konusunda uygun bir ortam ile imkan ve fırsat bulmuş olur. Bu, kişi için önemli bir sığınaktır, lazımdır, ancak yalnız başına yeterli değildir.

Cemaat; mensuplarını iman, İslam, ilim, ahlak, ibadet ve hak yolda mücadele konularında yetiştirmeye ve yönlendirmeye gayret sarf eder, imkanlar dahilinde üzerinde durur, bunun için programlar yapar. Bunlar önemlidir. Ancak kişinin bu yönde yeterli gayreti sarf etmesi ve alıp özümsemesi de en az bunlar kadar önemlidir. Neticede iş kişide biter.

Dolayısıyla cemaat bünyesinde olduğu halde muhbirleşenler; iman, ihlas, ilim ve ibadet noktasında yeterli seviyeye gelmemiş ve zayıf kalmış kişilerdir. Netice itibariyle zafiyetlerini yenemeyenlerdir.

Bununla birlikte, cemaat içinde olup muhbirleşen insanlar, sorumlu düzeydeki, özellikle de üst düzeydeki elemanlar değildir. Üst düzeydeki sorumluluk sahibi elemanlar hiçbir şekilde Polis ve jitem ile birlikte olmamıştır. Bu, önemli bir husustur ve cemaatin hassasiyet, disiplin ve kontrolünün neticesidir. Ayrıca, polis ve jitemin sürekli ve yoğun bir şekilde cemaat üzerine gidişini, her yönden ona savaş açışını ve cemaatin potansiyelini göz önüne aldığımızda, muhbirleşenlerin sayısı son derece azdır. Diğer yapılarla mukayese edildiğinde yok denecek derecededir ve alt düzeydekilerdir. Ancak arzu edilen, hiç olmamasıdır. Bunun için gayret sarf edilmesi gerekir.

Şunu da kabul etmek gerekir ki; hiçbir hareket, elemanlarının tamamını yüzde yüz kendi kontrolünde tutamaz ve istediği noktaya getiremez. Aksini düşünmek, hayalcilikten öteye geçmez. İlahi vahyin kılavuzluğunda hareket eden Rasulullah (sav) döneminde bile O’nunla birlikte göründüğü halde münafıklık yapan, hıyanet içinde olan ve düşmanlık yapan insanlar vardı.

Allah’a emanet olun.

POLİS VE JİTEMİN İFSAT YÖNTEMLERİ -17
Ammar isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla