Tekil Mesaj gösterimi
Alt 02-01-2012, 04:33   #19
Kullanıcı Adı
werret
Standart
Alıntı:
mehmetakif24 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
tabiki baas rejminden yana değilim. Ama çıkacak olan iç karışıklıklardan istifade eden halk değil siyonizm olmasından endişeliyimki zaten gündemde de suriye ve iranın vurulması mevcut. Allah korusun bu iki ülke siyonizmin egemenliğine girerse sırada türkiyedeki kürt halkının özgürlüğü olacaktır. En yakın örneği ırak halkının "özgürlüğüdür"
İran, ABD'nin Irak'ı işgal etmesini desteklemişti ve Irak'ta ABD ile işbirliği yapmıştı!..

Irak'lı şiilerin dini lideri Ali Sistani ABD'nin Irak'ı işgal etmesi ve işgalci ABD askerlerine karşı savaşılmaması yönünde fetva vermişti...


Tabi İran'cı siteler bunlardan bahsetmez...

ABD, Suriye'yi mi vuracakmış? O zaman 11 aydır vurmak için neyi bekliyor ? Beşşar'ın daha fazla müslüman katletmesini mi?



''Peki, Batı bu değişime nasıl bakar? Batı İran’la düşman olduğuna göre Suriye’nin demokratikleşmesine bölgede İran’ın kolunu kanadını kıracağı için olumlu bakar ve bu değişimi destekler değil mi?

Yok!. Kazın ayağı öyle değil!


Bir defa başta İran Devrimi ve İslam dünyasının arasına paslı kama gibi sokulan Şii yayılmacılığı bir projedir. Batının, ABD-İsrail’in İran’la kavgası bir tiyatrodan, mizansenden ibarettir. BOP projesi 1979 İran İslam devriminden çok önce yazılmıştır ve İran devrimi bu projenin ana unsurlarından birisidir.
Yahudi-Anglosakson ittifakı İslam coğrafyasının bir gün bir şekilde güçleneceğini ve batı medeniyetinin güç kaybına uğradığını, uğrayacağını gördü. Daha önce binlerce yıl tek başına baş edemediği İslam’ı ve Müslümanları bu defa kendi içinde vuruşturmanın, parçalamanın ve önünü kesmenin yollarını aradı. Müslümanların hakkından gelmenin en verimli ve kestirme yolu onları ayrıştırıp vuruşturmaktı. Bu ise hem İngilizlerin, hem Yahudilerin çok iyi bildikleri ve becerdikleri bir işti. Bu yol, İslam coğrafyasında Şii ve Sünni ayrımını körüklemek ve bunları birbiri ile vuruşturarak hem enerjilerini tüketmek, hem de bu coğrafyaya daha kolay hakim olmak, petrol ve yeraltı zenginliklerini sömürmeye devam etmekti. İşte İran İslam Cumhuriyeti denilen devlet bu hedeften hareketle ve batının bir projesi olarak ortaya çıkarıldı. Şii inançlarına dayanan devrim Müslümanlar arasında çok kabul görmedi. Ama İran dünyadaki bütün Şiilerin toparlayıcısı ve lideri, hamisi haline getirildi. Son yıllarda batının üzerinde en çok durduğu şey İran merkezli bir Şii eksen oluşturmak ve Ortadoğu’yu bu ikilemle, ayrışma ile vurmak, İslam’ın tehdit potansiyelini kendi içindeki kırılmalarla bitirmektir. Batı İran’ı kendisine kafa tutabilen, “mücahit”, “kahraman” bir ülke haline getirerek İslam dünyasında öne çıkarıyor; İran’a ve Şiiliğe karşı hayranlık uyandırıyor.

Son olayların yaşandığı Suriye bahsi geçen İran’ın en önemli müttefikidir. Ortadoğu’da oluşturulan Şii hilalinin, İran ekseninin en temel paydaşıdır.
Eğer Suriye’ye demokrasi gelir, çoğunluğun sözü geçmeye başlarsa İran en büyük müttefikini kaybeder. Daha da önemlisi Batının İran merkezli bir Şii ekseni oluşturarak Müslümanları birbirine kırdırma projesi rafa kalkmış olur.

Bu nedenlerden dolayı ne İran ne de batı Suriye’nin demokratikleşmesini istemezler. Batı, dünya kamuoyunun gazını alacak şekilde sözler sarfeder; Angelina Jolie’yi gönderir vs. ama Nusayri yönetimi devirecek adımlar atmaz. Mısır’da, Libya’da gösterdiği kararlılığı göstermez.


Üzerine konulacak kaynaklar ve petrol olsaydı batının Suriye’ye yaklaşımda daha farklı olabilirdi. Ama Suriye’de dikkate değer petrol ve gazda yok!…


Dolayısıyla Suriye’deki değişim oradaki halkın gayretlerine kalmış durumda. Daha önce 1982 Hama Humus olaylarında 80.000 insanı öldüren baskıcı Nusayri yönetimi yine büyük katliamlar yapabilir; çok kan akıtabilir. Batının birkaç kınama dışında Suriye’ye karşı harekete geçeceğini sanmıyorum.''

Yusuf Gezgin


http://www.yusufgezgin.com/suriyede-...e-nasil-bakar/

Konu werret tarafından (02-01-2012 Saat 04:35 ) değiştirilmiştir..
  Alıntı ile Cevapla