Tekil Mesaj gösterimi
Alt 07-15-2007, 13:14   #2
Kullanıcı Adı
ergin
Standart AK PARTİ'NİN ÖZELLEŞTİRME POLİTİKASI
Alıntı:
HAN Nickli Üyeden Alıntı
alıntı : Değerli arkadaşım,

bir satış yapıldımı bunu bozmanın bedeli çok ağırdır.Bir şirketi satarsın,şirketin büyümesi açısından,gelişmesi açısından iyide olabilir bu.
Ancak söz hakkını elden bıraktığımız zaman bu şirketi geri alamazsın.%49'una kadar olan kısımları satılmalıydı,illa satmak gerekliyse.AKP bunu yapmadı,ülkenin en büyük şirketlerini,2senelik net karlarına sattı,hemde yabancı şirketlere.

Burada ciddi anlamda düşünmeliyiz.Hesap sormalı sorgulamalıyız.

SAtılan şirketleri geri nasıl alacağız?Böyle bir alternetif olduğunu söyleyen arkadaş lütfen açıklasın.

-----

şimdi kanunlar felan var deniyor da bilemiyorum zamanında 12 adaları geçici olarak vermiştik şimdi elde avuçta ne var? bu iş de o duruma benzemesin inşallah. tamam kanunlar felan var da tehlikeli bir durum yani yine de. inşallah sonuçları kötü olmaz ne diyelim ...
Değerli arkadaşım;
Bir ülkenin ekonomik refahını değerlendirirken o ülkenin işsiz sayısına makmayacaksın. Daha basit bir benzetmeyle sen bir şeker fabrikası kuruyorsun. 500 kişi çalışıyor. Ancak başka biri aynı kapasiteye sahip fabrikayı 100 kişiyle çalıştırıyor. Hangisinin rekabet gücü daha fazla olur?
Bir işçi asgari ücret alsa.;
SSK ve Net maaş dahil 562 YTL maliyet, + 100 YTL aylık yemek parası ödeseniz. 3 aydan 3 aya bir ikramiye verseniz. (ada 180 YTL demektir)+ servis ücretini verseniz(150 YTL)=992 YTL
Asgari ücret verince herşey bitmiyor. Rakamın nasıl büyüdüğünü görüyorsunuz.400 işçi ile bu rakamı çarpın ve bir de 12 ayla çarpın. Bu kadar fazla harcaması olan bir fabrika mı fiyatlar düşünce rakabet edebilir yoksa devlet teşebbüsü olup, Devletin belirli kademelerinden gelen "Kart hamili yakinimdir" imzalı kartlarla bir kişinin yapabileceği işe üç kişi getirirsek mi?
Unakıtan'ın mizacı pek çok kişiye hoş gelmeyebilir ancak söylediği sözler "herşeyi satacağım!" çok önemli. Herşeyi satarsanız arpalık bırakmazsanız. Görev zararı dediğiniz şey kalmaz. Devlet işin içinden çıktıktan sonra tüm kuruluşların dünya ölçeğinde rekabet edebileceği güce gelmesi için çalışır.
Çok basit bir örnek vereyim;
Özal ile birlikte başlayan ekonominin dışa açılması ülkemizde 20 yıl önce başlasaydı bugün dünya çapında Türk otomotiv firmalarımız olurdu. Neden olmadı peki? Koç anadol gibi hırhırı üretti, beş para etmeyen araba için sıraya girdik. Karşısında rakip yoktu, kendini hiç geliştirmedi. Rekebet gücüne yönelik hiç yatırım yapmadı. Çünkü ne üretse müşterisi aylar öncesinden hazırdı. 80 lerden sonra dışa açılmaya başlayınca yalınayak kaldı. Pazarın ne kadarına hakim? Dolayısıyla rekabet vitamindir güçtür. Ne yaparsak yapalım rekabet gücümüzü artırmamız lazım. Katma değer yaratmamış için bu gerekli.
Hiç kimse bir firmaya 2,05 milyar dolar verip söz hakkının başkasında olmasına izin vermez. Bırakın adamları yatırıp yapsınlar kendi paralarıyla, verimliliği artırsınlar. Bakın Telekom özelleştirmesine neler demediler? 2010 yılına kadaar memleketin her tarafı fiberoptik ağlarla örülecek. Bunun için 1 milyar doların üstünde bu yıl bütçe ayrılmış. 40 mbps ile internete gireceğiz. Türk telekom özelleştirilmeseydi, o kurumun ettiği kar başka bir kurumun zararını kapamak için kullanılacak, yatırıma dönüşmeyecekti.
Kuru kuruya düşmanlık, ahmaklıktır. Düşüncelerimizin altını doldurmadan ortaya atmayalım lütfen.
Saygılarımla....
ergin isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla