Tekil Mesaj gösterimi
Alt 02-23-2012, 01:18   #10
Kullanıcı Adı
İntifada
Standart
Alıntı:
xfce Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
tırnak içinde "islami bakadan " araba almak için kredi alıyorum arabanın gerçek degeri 30 milyar lira islami banka denen banka arabayı 30 milyara satın alıyor kagıt ustunde banada 40 milyara satıyor güya aradaki 10 milyarda faiz olmuyor helal para oluyor.

bu mantıkla yaklaşırsan olaya nikahına aldığın bir kadınlada zina etmiş sayılırsın kardeşim...
ondada cinsel ilişki var ondada ne farkı var dersin...
harama helal demek kadar helale haram demekte yanlıştır...

Alıntı:
Katılım bankaları faizli kredi vermezler. Müşterinin almak veya kiralamak istediği malı kendileri alır ve müşteriye vade farkı ile satarlar veya kiraya verirler.

Mal vadeli (malın teslimi bir müddet sonra) olursa "selem" işlemi gerçekleşir ve mal daha ucuza verilir, para vadeli olursa "vade farklı satım" gerçekleşir ve mal pahalı olur. Bu iki işlem asırlardan beri vardır ve caiz olduğu kabul edilmiştir.


Vadeli satım işleminde vade geldiği halde -ödeme gücü bulunan borçlu tarafından- ödeme yapılmazsa bankaya ve buraya para yatıranlara haksızlık edilmiş olur. Faiz haram olduğu gibi borcu zamanında ödememek de haramdır, zulümdür. Ayrıca vadesi geçmiş borçlar ödenirken enflasyon farkının da ödenmesi gerekir, eğer bu ödenmezse borç eksik ödenmiş olur.


Katılım bankalarının önemli bir problemi "vadesi geçmiş alacaklara ek ödeme uygulama yasağı" olmuştur. Bunun için çeşitli çareler aranmış, enflasyon farkı, altın ve dövize endeksleme gibi çareler işe yaramamıştır. Bugün çoğunun uyguladığı iki formül vardır: 1. Daha başta akdi yaparken belli bir vadeyi kesinleştirmeyip vadeli satım listesi üzerinde anlaşmak ve fiilen ödeme zamanındaki vade farkını "akdin gereği olarak" uygulamak. 2. Ödemenin yapılmadığı dönemde kurumun ne kazandığı kesin ve sabit (böylece uğranan zarar da sabit) olduğundan bu zararın tazmin yoluyla tahsili.

Konu İntifada tarafından (02-23-2012 Saat 01:21 ) değiştirilmiştir..
  Alıntı ile Cevapla