Tekil Mesaj gösterimi
Alt 02-25-2012, 12:46   #17
Kullanıcı Adı
depare
Standart
Bu sisteme yani fikir yapsına illumunati diyorsanız kabul ama illumunati örgütünden bahsediyorsanız onun modası geçti artık faal değiller en iyimseri Gül ve Haç örgütü illumunatiyi beş kere cebinden çıkartır..

İllumunati 1500'lü yıllar da ortaya çıkıp o dönemler de faal olmuş bir örgüt bugün onu aratmayacak pek çok örgüt mevcut artık teknolojiyle insanların beyinlerini kontrol etmeyi amaçlayan çok güçlü örgütler var Tavistock'da bunlar dan birisi..


Zihin kontrol üzerine çalışmalar

Tavistock kurumu, dünyanın şekillendirilmesinde en önemli enstrüman olan ENFORMASYON sahasında karşımıza çıkıyor. Bu kurum; basın, ilmî kurumlar, muhtelif kuruluşlar, hükümetler ve askerler aracılığıyla etkisini yayan, önde gelen dünya “kontrol” merkezlerinden biri. Royal Institute of International Affairs (Uluslararası İlişkiler Kraliyet Kurumu) tarafından kurulmuş olan Tavistock; Rockefeller’ler, Carnegie’ler ve The British Home Office’ten gelen ödeneklerle faaliyetini sürdürüyor. İngiliz emperyalist ve farmason Cecil Rhodes tarafından kurulmuş olan İngiliz Rhodes Yuvarlak Masa grubunun da kolu. Bu kurum, farmason İngiliz istihbarat ajanlarından oluşmaktadır ve iki ana hedefi vardır:

1. Millî devletin ortadan kaldırıldığı ve tek bir totaliter “kontrol” merkezi bulunan bir dünya düzeni.

2. Dünyanın yahud onların tabiriyle “society”nin eş zamanlı psikolojik “kontrol”ü. Tavistock’un resmî literatürü dahi, dünyanın “zihnî kontrolü” arzusunu ifşa edecek kadar açık. [2]

Tavistock’un temel doktrini, TRAVMA SONRASI, insan karakterinin istenildiği şekilde tekrar şekillendirilebileceği üzerine kuruludur. 1932'de, CIA'nın öncüsü olan Amerikan OSS istihbarat ağının kurucularından Alman psikolog Kurt Lewin, Tavistock'un idaresinin başına geçmiştir. Lewin, fert ve toplulukları yeniden programlamak için travma metodunun kullanılmasını ilk savunanlardandı. Onun “modus operandi”si (serî katillerin karakteristik izi), muhtemelen farmason “Ordo Ab Chao”dan (kaostan çıkan düzen) daha fazlasını ifade ediyordu.

Evet, şahsiyeti “yeniden programlama”ya hazırlamak için, öncelikle işkence ve travma yoluyla onun yapısını bozmak... Lewin'in işte bu teorisi, 20. yüzyılın dünya “zihin kontrolü” ve kültürel programlamasının metod bilimidir. William Sargant, “zihin kontrolü” teknolojisinin bugün vardığı noktayı ifade eden -cihazlara dayalı- TELEGRAM’a giden yolu hazırlayan ilk “zihin kontrolü” projelerinin içinde inceleyeceğimiz MKULTRA projesinde çalıştığı dönemde kaleme aldığı Battle for the Mind – A Psychology of Conversation and Brain Washing adlı ve 1957 tarihli kitabında, Lewin'in teorilerine katkıda bulunuyor:

- «Korku, öfke veya heyecan gibi duyguların kasden yahud kasdî olmayan biçimde uyarılmasıyla beyin fonksiyonları yeterince zarar gördüğünde, kişilere çeşitli inançlar dayatılabilir. Bu türden olayların sebeb olduğu sonuçlardan en yaygın olanları, geçici muhakeme bozukluğu ve “tesire-telkine” yüksek derecede açık olma hâlidir. Bunun çeşitli tezahürleri, bazen “sürü dürtüsü” başlığı altında tasnif edilir; endişenin arttığı ve dolayısıyla fert ve kitlenin “tesire-telkine” açık hâle geldiği savaş zamanlarında, ciddi salgınlarda ve benzeri tehlike dönemlerinde, en muhteşem hâlleriyle görülür.»

II. Dünya Savaşı sırasında İngiliz Psikolojik Savaş İdare Kurulu'nu yöneten Tavistock, askerî istikametini savaştan sonra da korudu. Tavistock ajanları, Amerikan istihbarat temsilcilikleri, psikiyatri kurumları, endüstri, basın ve politik kurumlara sızarak, Tavistock kontrolcülerinin amaçlarıyla ittifak hâlindeki bu yabancılara rehberlik etti. [3]

Tavistock'un temel amaçlarından biri, Millî Eğitim Laboratuvarları tarafından gerçekleştirildi. Ferdin kişiliğine müdahale ederek onu gruba uydurmayı hedefleyen “grub hassasiyeti programları” başarıya ulaştı; başka bir deyişle, “Yeni Dünya Düzeni makrokozmosu” adına “mikrokozmik” müdahaleler yapıldı. Devlet dairelerinden donanmaya, Eğitim Bakanlığı'ndan Millî Eğitim Birliği'ne kadar bir çok önemli mevkîde çalışan Amerikalı üst seviye yönetici ve memurlar da dahil, milyonlarca kişinin bu türden bir süreçten geçtikleri tahmin ediliyor.

“Grub hassasiyeti” programları, ferdî ve zümrevî serbestlik sağlamanın ötesinde, grub liderinin isteği doğrultusunda, kitlenin “kontrol”ünü sağlayacak etkili araçlar niyetine de kullanılabilirlerdi. Benzeri metodların kullanımının birer örneği, Charles Manson ve Jim Jones gibi tarikatvârî grublara hâkim kişilerde görülebilir.

depare isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla