Medyanın rolünü bir kişiye indirgemek yanlış. 28 Şubat darbesi, psikolojik harp taktikleriyle yapılan bir korkutma ve sindirme harekâtıdır. O yüzden en görünen aktörü medyadır. O günkü yargı da sivil toplum görünümlü örgütler de askere tam teslim olmuş ve esaretin bedelini ödemiştir. O gün etkili olan medyayı cuntalar rehin almıştır. Manşetleri generaller atmış, basının bir bölümü tamamen tutsak alınmıştır. Bugün medyanın, 28 Şubat'taki günahı yüzünden sorgulanması gayet tabiidir. Ancak buradaki hataları birkaç isme indirgeyerek adeta her şey onların üzerine yıkılmaktadır. Mesela Doğan Grubu yetkilileri, o dönemde yanlış ve üzücü bir yayın politikası izlemiş, pek çok hataya imza atmıştır; lakin bunların faturasını Aydın Doğan'a kesmek ve onu adeta linç etmek de yanlış. Bilinenin tam aksine Aydın Bey kimi zaman büyük bir direniş de göstermiştir. Mesela o dönemin kudretli generali, Doğan Grubu'na gelip yazarları topyekûn aydınlattığında(!) komutana methiye dizenler olmuştu. Şimdi o övgücülerin adı bile zikredilmiyor bugünkü tartışmalarda. Halbuki o malum görüşmelerde hakperest yorum yapan bir düşünce insanına tek destek veren kişi Aydın Doğan'dı; bunu görmezden gelmek hata olur kanısındayım." __________ Nazlı Ilıcak ile başladı Aydın Doğan hakkında olumlu konuşma süreci şimdi Ekrem Dumanlı ile devam ediyor 28 Şubatın baronu meğer ne sevimliymiş