![]() |
#1 |
![]() Ey siz inananlar.
Tanrınızın yarattıklarına düşmanlık mı besleyeceksiniz? Öldürecek misiniz onları? Yoksul mu bırakacaksınız? Acılarına sırtınızı mı döneceksiniz? Sadece kendi kavminiz için mi şefaat dileneceksiniz? Kendinizi ayıracak mısınız Rabbinizin yarattığı diğer kullardan? Dininizle, ırkınızla böbürlenecek misiniz? Ey siz, huzursuz ruhlar... Ey siz, binlerce yıldır kendi ihtirasının dikenleriyle kanayanlar... Ey siz, fıtrattan eksikli yaratılmış olanlar... Dinleyin. Fırtına kuşları gibi içinde uçtuğunuz sert rüzgarlarla yorgunsunuz, günahlarınızla, hiç bitmeyen hırslarınızla yorgunsunuz, kavgalarla, düşmanlıklarla, kızgınlıklarla yorgunsunuz, avucunuzda sıktığınız bir ustura gibi sizi yaralayan bencilliklerinizle yorgunsunuz. Rüzgarın dinmesini özlediniz. Sessizliği ve sükûneti özlediniz. Düşmanlarınızla ve kendinizle barışmayı özlediniz. Daha doğduğunuz gün bir hapishane gibi kapıları üstünüze kapanan hayatın dağdağasından kurtulmayı özlediniz. Bir lahzalık bir huzur için yakarıyorsunuz. İçinizdeki öfkeli çığlıklar sussun, dışınızdaki insafsız dövüş naraları kesilsin istiyorsunuz. Kasırgalardan çıkıp sakin bir vahaya konmak istiyorsunuz. Rüzgar uğultusundan başka sesler de duymak, gözlerinize dolan o karmaşık karaltılardan başka şeyler de görmek, sükûnetin tadını çıkarmak, soluklanıp gücünüzü yeniden toplamak istiyorsunuz. Ve, tanrı isteklerinize cevap verdi. Ve, bayramlar bağışladı size, kendinizden ve kavgalarınızdan kurtulun diye. Ve dedi ki, "bugün durun, bugün barışın, bugün düşmanlıklarınızı, hırslarınızı unutun, bugün kendi eksiğinizi başkalarının eksikliklerini severek tamamlayın." Ve, ben, Rabbimin eksikli kulları o günlerde mükemmeliyete erişip düşmanlarını sevdikleri, ruhlarını hırpalayan kasırgalardan kurtuldukları için bayramlara iman ettim. Ve dedim ki, "hiddetine değil imanım ama şefkatine iman ediyorum." O, benim güzel Allahım. O, eksik yarattığı kullarını eksiklikleriyle sevecek kudrete sahip olan. O, kasırgaları ve vahaları yaratan. O, imanını kaybetmiş bir adamın çocukluğunda kıldığı teravih namazlarında söylenen "salavat-ı şerif"e sesini veren. Bayramlar, benim inançsızlığımın durduğu, dinlendiği, huzurlu vahalar. Bayramlar, benim kaybettiğim tanrımı bulduğum büyük ve huzurlu mabetler. Ey siz, binlerce yıldır kendi ihtiraslarıyla kanayanlar, sizlersiniz bana bayramlarda tanrımı bulduran. Düşmanınıza gösterdiğiniz merhamet, yoksula gösterdiğiniz şefkat, muhtaca gösterdiğiniz rikkat bana tanrının varlığını gösteren. Ruhunuzu saran huzur, sizdeki huzurla o müthiş kasırganın ani duruşu, hepimizi kucaklayan hoşgörülü sevecenlik, o temizlik kokusu beni inanmadığıma inandıran. Bayramlar, benim tanrımın sizin mükemmeliyetinizde ortaya çıktığı muhteşem duraklar. Ve dedi ki benim Allahım, "kendiniz için değil düşmanınız için dua edin." Ve dedi ki, "kendiniz için değil düşmanınız için şefaat isteyin." Ve dedi ki, "sizi birbirinize emanet ettim, emanetinize hıyanet etmeyin." Ve dedi ki, "düşmanlarınızı da benim yarattığımı unutmayın." Ve dedi ki, "bu menzilde öyle yüce bir merhamet gösterin ki bana inanmayanlar sizin merhametinizin ışığında görsünler beni." Bayramlar, dünyadaki imtihanları en zorlu geçenlerin, yoksulların, kimsesizlerin, evsizlerin, çocuğuna portakal alamayan işsizlerin, dağda ölümü bekleyenlerin, nöbet yerinde hasret çekenlerin, hastaların, gurbete çıkanların, hapistekilerin, kaderin kendilerine daha iyi davrandığı insanlar tarafından tevazuyla, ağırbaşlılıkla, şefkatle kucaklandığı duraklar. Benim güzel Allahım (22 Ekim 2006 / Hürriyet) Ahmet Altan...
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|