![]() |
#1 |
![]() Başbakan Tayyip Erdoğan, Tokat'ta 7 askerimizin şehit olmasına neden olan terörist saldırı ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
Saldırıyı PKK'nın üstlendiğini belirten Erdoğan, ancak olayın arka planının tam olarak aydınlanmadığını söyledi. Başbakan, "Terör örgütü, saldırıyı bu ya da şu ayağıyla gerçekleştirmiştir. Ancak gerçek bu mudur?" sorusunu yöneltti. Erdoğan, Gabar'daki operasyonların ve terör örgütü elebaşısının yeni koğuşunun saldırıya bahane olarak sunulmasının ise gerçekçi olmadığını söyledi. Demokratik açılımdan dönüşün söz konusu olmadığının altını çizen Erdoğan, gerçekleri anlatmak için Türkiye'yi dolaşacaklarını vurguladı: "Çünkü, iki seçenek var. Terör devam etsin ya da kardeşlik olsun." ABD ve Meksika temaslarının ardından Türkiye'ye dönüş yolunda gazetecilere konuşan Erdoğan, Cumhurbaşkanı Gül'ün gerginliğin giderilmesi için yapacağı 'liderler zirvesi' çalışmasına katılacağını açıkladı. Ancak buradan bir netice çıkmasını beklemediğini kaydetti. Muhalefeti şehitler üzerinden siyaset yapmakla eleştiren Başbakan, "Asıl bu yaklaşım ihanettir, hıyanettir. Ateşe, körükle gittiler. Sayın Baykal'ın da, Sayın Bahçeli'nin de diğerlerinin de hayatı budur." dedi. Başbakan Tayyip Erdoğan, ABD ve Meksika temaslarını tamamlamasının ardından Türkiye'ye dönüş yolunda Tokat saldırısı, yaşanan gerginlikler ve demokratik açılıma ilişkin önemli açıklamalar yaptı. Başbakan, özetle şunları söyledi: PKK'DAN KOPUK DERSİM GRUBU YAPTI DENMESİ MANİDAR: Saldırıyı PKK'nın üstlenmesi söz konusu. Tabii üstlenirken de kendi merkezlerinin talimatıyla değil de kopuk olan Dersim grubunun saldırıyı yaptığına dair bir yaklaşımı dillendirmeleri manidar. Anlamlı bir durumdur. PKK'nın üstlenmesi söz konusu ama gerçeği bu mudur? Çalışmalarımız sürüyor. PKK üstlendi diye 'bu budur' türünde bir yaklaşım doğru değil. Ne olursa olsun terör örgütü şu ya da bu ayağıyla bu işi yapmıştır. Olayın şekli, bölücü terör örgütü tarafından yapıldığını gösteriyor. PKK'nın bu bölgede zaman zaman paslaştığı örgütler var. Yapılan açıklamada Gabar'da, Cudi'de yapılmış olan operasyonlarla İmralı'ya yönelik yaklaşımlar var. Bunlar sadece bahanedir. Öyle bahsedildiği gibi Gabar'da filan yoğun operasyon söz konusu değil. Operasyon gerekirse güvenlik güçleri yapar. Görevi zaten bu. İMRALI F TİPİ CEZAEVİ, AB STANDARTLARINDA: Gerekli bütün açıklamaları bakanlığımız yaptı. Biliyorsunuz İmralı'dan F tipi cezaevine alınması yönünde talepleri vardı. Şu andaki İmralı F Tipi Cezaevi aslında aynı model cezaevlerinden bile iyi. AB standartlarına tam anlamıyla uygun. Hatta üstte bile. Resimleri yayınlandı. Tavanda pencere var filan deniyordu. Gördünüz, alakası yok. Haftada 10 saati aşmamak kaydıyla diğer mahkûmlarla da görüşme imkanı tanınıyor. Adalet Bakanlığı'mız uluslararası hukuk neyi gerektiriyorsa yapmıştır. Bizler mutmainiz. ASIL İHANETİ MUHALEFET YAPIYOR: Demokratik açılım sürecini hazmedemeyenler var. Anamuhalefet hazmedemediği gibi muhalefetin diğer kanadı da aynı şekilde. Biz başından bu yana çok açık ve net biçimde söyledik. Biliyoruz ki; milletimiz bizimle beraber ve milletin desteği çok önemli. Bayrağa sarılı tabutların gelmesini milletim istemiyor. Gittiğimiz cenazelerde anneler 'artık yetsin, bitsin' diyor. Bu nasıl bitecek, nasıl duracak? Hamaset yapmak suretiyle, kurusıkı konuşmak suretiyle bunun bitmesi söz konusu değil. Şu anda gerek anamuhalefet, özellikle MHP'nin, DTP'yi zaten ifade etmeme gerek yok; takındıkları tavrı anlamak mümkün değil. Şehidin üzerinden siyaset yaparak rant elde etme çalışması içine giren bir anlayışı dünyada görmek mümkün değil. Böyle bir dönemde bile şehidimin üzerinden rant elde etme gayreti içerisindeler. Bunları milletim adına üzüntüyle izliyorum. 'Bu ihanettir' şeklindeki yaklaşım tarzları çok çirkin. Bence asıl bu yaklaşım tarzı ihanettir, hıyanettir. Yapacağın bir şeyin var mı, bunu söyle. Bugüne kadar ağızlarından bir şey çıkmadı. Sadece ateşe körükle gittiler. Sayın Baykal'ın da, Sayın Bahçeli'nin de hayatı bu. Diğerlerinin hayatı da budur. AÇILIMDAN GERİ ADIM, TERÖR ÖRGÜTÜNE YARAR: Geriye dönüş söz konusu olamaz. Zaten böyle yapacak olursak bölücü terör örgütüne hizmet etmiş oluruz. CHP ve MHP anlayışına hizmet etmiş oluruz. Biz onların oyununa da, tuzağına da asla gelmeyiz. LİDERLER ZİRVESİNE HAYIR DEMEM AMA NETİCE ÇIKACAĞINA DA İNANMAM: (Cumhurbaşkanı'nın liderler zirvesi toplama düşüncesi hakkında) Böyle bir toplantı yapılabilir. Sayın Cumhurbaşkanı'mız daha önce de böyle bir toplantı yaptı. Netice alınmadığı gibi bir de Sayın Cumhurbaşkanı'mızla ilgili çok çirkin yaklaşımlarda bulundular. Sayın Cumhurbaşkanı'mızın kendi takdirleridir. Ben kendisinden gelecek böyle bir talebe 'hayır' demem. Ama netice çıkacağına da inanmam. YA KARDEŞLİK YA TERÖR: Muhalefet, sürekli 'iktidar oy kaybediyor' diyecek. Muhalefetin gereği, 'AK Parti oy kazanıyor' diyemezler. Biz yaptığımız işin doğru olduğuna inanıyoruz. Sürekli test ediyoruz, etmeye devam edeceğiz. Onlar da hep aleyhte çalışacaklar. Biz bütün ekiplerimizle, bu işe inanan tüm insanlarla, medya ve akademisyenlerle Türkiye'yi adım adım dolaşacağız. İlk etapta ilkbaharın sonuna kadar aralıksız çalışacağız. Meclis'te yapılan konuşmaların da içinde olduğu, görüntülü malzeme ve broşürler hazırlanıyor. Bütün bunlarla beraber Türkiye'yi teşkilatlarımızla dolaşacağız, tarayacağız. İlçelere varıncaya kadar anlatacağız. Medyadan duyarlılık bekliyoruz. İki seçenek var; terör devam etsin ya da kardeşlik olsun. İki seçenek var; ya o ya da diğeri. Davos boykotunu sürdürecek DAVOS'A GİTMEYECEĞİM: Bu yıl Davos'a katılmayacağım. Benim Davos boykotum sürüyor. Belki arkadaşlardan bir ikisinin katılmasına müsaade ederiz. KATSAYI KARARINI BU MİLLET AFFETMEZ: Danıştay, yapacağını yaptı. Bunun üzerine bir şey söylememe gerek yok. YÖK ne yapacak ona bakalım. Yani yargı kararını vermişse kimse bir şey söyleyemez diye bir durum yok. Hangi alanda uygulanacaksa uygulanır. Ama dediğimiz gibi on binlerce gencimizin mağduriyetini getiren bir neticedir. Tabii böyle bir neticeyi doğuranları inanıyorum ki; bu millet affetmeyecektir. YÖK Başkanı, gençlere güven veren bir açıklama yaptı. Hukukçuları da var, kendileri de biliyor. Ayrıca bu konuda Danıştay'ın daha önce verdiği iki tane karar var. O verdikleri kararlarda bu konuda yetkinin YÖK'te olduğunu söylüyorlardı. Şimdi ise böyle karar veriyorlar. Hangi Danıştay'ı biz tanıyacağız? YÖK hangi Danıştay kararına uyacak? YÖK herhalde tartacak, ona göre de kararını verecek. KİMSE TİB'DEN MAHKEME KARARI OLMADAN BİR ŞEY İSTEYEMEZ: Ben ne TİB başkanından ne de bir başka yerden bilgi sahibi olmadım. Bir defa hakkında mahkeme kararı olan bir konunun dışında herhangi bir şey için kimse TİB'den bir şey isteyemez. TİB'in kendine göre bir gizliliği var. Her istediğimi alırım diye bir şey söz konusu değil. BÜYÜKELÇİLER ARASINDA YERİNDE DURAMAYAN DA, VAKİT ÖLDÜREN DE VAR: Geçmişten bu yana baktığımızda dış ilişkilerde her alanda ıskalamışız. Göreve geldikten sonra gittiğimiz ülkelerde ne kadar zayıf olduğumuzu gördük. Buraları toparlayıp yeni bir heyecan başlatıyoruz. İthamda bulunmak istemem. Yeni yeni elçilikler açıyoruz. Görev alanların çok farklı bir heyecanı duyması lazım. Öyle büyükelçiler var ki; yerinde duramıyor, bazılarına da bakıyorsun 'burada süreyi doldurayım' derdinde. Bizim Afrika'da 52 devlette şu ana kadar elçilik sayımız 12'ydi, 22 oldu. Bizim hedefimiz; tamamına yakınına doğru ilerleyelim. Bugün değil ama beş yıl sonra Afrika bugünkü Afrika olmayacak. Libya'nın 52 ülkenin 50'sinde büyükelçiliği var. Libya seyahatinde anlaştık. Dayanışma içinde olacağız. Gerek Kürşad Tüzmen gerekse de Zafer Çağlayan, yerlerinde duramıyor. İşadamlarıyla devamlı turluyorlar. Bunlar olmamış olsa netice alamazsınız. Erdoğan'dan 'bu tür olaylar artabilir' uyarısı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin birliği için başlatılan çalışmaların akamete uğratılması için bazı çevrelerin harekete geçtiğini belirtti. Tokat saldırısını hatırlatan Başbakan, 'bundan sonraki süreçte bu tür olayların o bölgelerdeki hassasiyetleri artırmak suretiyle devam edebileceği' uyarısında bulundu. Erdoğan, saldırıyı PKK'nın üstlendiğini belirterek, "Güvenlik güçlerimiz işin gerçek yüzünü ortaya çıkarabilmek için çalışmalarına devam ediyor." dedi. Bölücü örgütün bölgedeki değişik terör örgütleriyle işbirliği içinde olduğuna dikkat çeken Erdoğan, "Bu da ayrı bir strateji ve taktik olabilir." cümlesini kullandı. Başbakan Erdoğan, ABD ve Meksika gezisi dönüşünde Ankara Esenboğa Havalimanı'nda açıklamalarda bulundu. ABD ziyareti esnasında milletçe kendilerini derin hüzne boğan Tokat Reşadiye'de acı kayıplar olduğunu hatırlatan Erdoğan, "Güvenlik ve istihbarat birimleri, bu saldırının planlayıcılarını, hazırlayıcılarını, tetikçilerini, yardım ve yataklık edenleri yapanları her kim olursa olsun inanıyorum ki tümünü ortaya çıkaracaklardır." dedi. Basın mensuplarının sorularını da cevaplandıran Başbakan Erdoğan, "Bu tür saldırıların hepsi bizim milli birlik ve kardeşlik projemizle demokratik açılım sürecini engellemeye, baltalamaya, yani bu projeyle ilgili umutları ortadan kaldırmaya yönelik saldırılardır. Bunu orada da söyledim. Aynı şekilde teyit ediyorum. Terör örgütünün Tokat Reşadiye bölgeleri Karadeniz'e inme çalışmalarıdır. Bunlar da yeni değildir. Bunu başarabilmenin gayretleridir. Bölgedeki güvenlik, hassasiyet fazlasıyla daha da artırılacaktır." diye konuştu. Bu anlayışla asla bir araya gelmem Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, 'Liderleri bir araya getirebilirim' sözünün hatırlatılması üzerine Erdoğan, "Bu tür değerlendirmeleri yaparken benim özellikle medyadan ricam şu. Ateşi mi söndüreceğiz, yoksa benzin mi dökeceğiz? Sayın Cumhurbaşkanı iyi niyetle bu adımı ilk defa atmıyor. Bundan önce de buna benzer adımlar atmıştır. Ben gelebilecek böyle bir davete katılırım. Temenni ederim ki oradan da olumlu bir netice çıksın, temennim odur. Ama beklentiniz nedir derseniz, bundan öncekilerden herhalde farklı olmayacaktır diye düşünüyorum. Çünkü şehitlerimiz üstünden siyasi istismar konusu yapmak suretiyle kalkıp hükümeti hıyanetle, ihanetle adeta hakarete varan anlayıştan ben hiçbir şey beklemiyorum. Onlarla bir araya gelmeyi de arzu etmiyorum." şeklinde konuştu. Terörle mücadele konusunda güvenlik birimlerinin zaten çalışma içinde olduğunu hatırlatan Başbakan, "Bizim şu yaptıklarımızın dışında terörle mücadelenin güvenlik boyutuysa bunun zaten bir askerî kanadı vardır, bir emniyet kanadı vardır. Askerî kanat da emniyet kanadı da elinden geleni yapmıyor mu? Elinden geleni yapıyor. Hükümet olarak biz güvenlik güçlerimize niye şunu yapıyorsunuz diye bir müdahalemiz mi oldu? Hayır. Ama biz bu güvenlik güçlerimizin yaptığının dışında yeni bir süreç başlattık. Nedir bu? Bunun psikolojik, sosyolojik, diplomatik, ekonomi boyutu vardır. Bütün bunları içeren milli birlik ve kardeşlik projesi dedik. Ve hedefi de demokratik açılım süreci olsun dedik. Bu çalışmayı bu şekilde başlattık. Bu beyefendiler bu çalışmaya başından beri takoz oldular." dedi. DTP'nin tavrı ile ilgili olarak ise "DTP alışılmış görevini yerine getiriyor." şeklinde konuştu. ZAMAN
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|