Siyaset Forum - Siyasetin Kalbi
Haberler Dünyadan ve Ülkemizden son dakika haberler burada.



 
Stil
Seçenekler
 
Prev önceki Mesaj   sonraki Mesaj Next
Alt 04-19-2010, 14:19   #1
Kullanıcı Adı
İntifada
Standart Başbakan:Einstein sizin bu halinizi görseydi ....
Erdoğan, CHP'nin Anayasa değişiklik paketi hakkındaki ''çelişkili'' tutumuna dikkat çekerek ''Einstein sizin bu halinizi görseydi ya izafiyet teorisini rafa kaldırırdı ya da baştan yazardı'' dedi.

Başbakan'ın konuşması şöyle:
Öfkeyle ortaya konan tepkilerin milli bütünlüğümüze fayda getirmeyeceğini hatırlatmak isterim.
Hükümet olarak her türlü eyleme karşı birlik ve bütünlülüğümüzü koruyacak, terörle mücadeleye aynı şekilde tavrımızı koyacağız.
Öfke ve şiddet, bölücü terör örgütünün amacına hizmet eder.
Ülkemizde 1 milyon 900 bin esnaf bulunuyor, yanlarında çalışanlarla, aileleriyle hesapladığımızda yaklaşık 10 milyon insanımızı ilgilendiren eylem planı tarihi nitelikte adımlar içeriyor.
Kredi finansmanı konusunda, vergi, istihdam yükünün azaltılması konusunda, hukuki alt yapı gibi konularda esnafımız için yeni bir dönemi başlatmış olduk.
Avrupa da sıkıntıların daha da ağırlaştığı bir d önemde Türkiye büyüme noktasında gerçekten başarılı bir performans sergiliyor, 2010 ve sonunda bu büyümenin daha bariz görüneceğini tahmin ediyoruz.
En son çarşamba günü borsamız 59.330 endeks seviyesine ulaşarak rekor kırdı.
İşsizlik oranının ocak ayında düşündüğünü öğrendik.
Tabi her zamanki gibi felaket tellalları kollarını sıvayıp işsizlik oranını artırıp, medyayı yanıltmaya çalıştılar.
İşsizlik rakamlarını değerlendirirken aynı dönemi değerlendirmek gerekir.
Türkiye bu şekilde devam edecek ve en kısa zamanda kriz öncesi oranlara ulaşacaktır.
Aslında biz bu konuda gerçekten başarılı olan bir ülkeyiz. Neden derseniz, olay şudur, Artık Türkiye sanayide ciddi mesafeler alan bir ülkedir. İstihdam anlayışından teknoloji anlayışına geçiyoruz.
Sanayileşen bir ülkede işsizlik sıkıntısı çıkabiliyor. Aynı şekilde tarımda da. Daha önce traktör kullanımına bakın, nereden nerelere geliyoruz.
Hizmet sektöründe çok ciddi performans var, işgücü alanlarını artırabilmek için yeni yeni alanlar var, 607 ye tabi olan memurlarımızla ilgili ,emeklilik vs., kadrolar açılıyor, arkadaşlarımız çalışmalar yapıyorlar, atacağımız adımlarımızda lise mezunlarımız için üniversite mezunlarımız için meslek liseliler için yeni kapılar açılacağına inanıyorum.

İstihdam alanı oluşmadığını söyleyenler, önce üzerilerine düşeni yapmayı düşünmeliler.

Havalimanı açılışı yaptım cumartesi günü, oradaki yatırımcımızın şu ifadesi çok önemliydi, bu gelişmeyle birlikte buraya 700 eleman aldık, turizm sektörüyle birlikte 500 kişi daha istihdam edeceğim, dediler.
Ben sadece bir kişi alın dedim ama bunu bile hükümete saldırı aracı olarak kullandılar, e bırakın maaşınızı da biz ödeyelim.
Bunları biz sürekli konuşuyoruz, en ufak bir daralmada işçiyi kapı dışarı etmekte buluyorlar çözümü, böyle bir anlayış olmaz, böyle bir sevda olmaz .
Türkiye özel sektör odaklı bir büyüme takip ediyor, burada devletçiliği bir kenara bırakın. 7.5 yıldır elimizden gelen her türlü desteği sağlıyor, işverenlerin sanayicilerin önündeki engelleri kaldırıyoruz.
Özel sektörde elinden gelen desteği göstermek zorundayız.
Özel sektörümüz için bir adım atıyoruz.

Açıklamalarımdan dolayı kimse kızmasın, darılmasın.
Kayıt dışının önümüzdeki büyük bir engel olduğunu her zaman dile getiriyorlar, kayıt dışılık milli servete göz dikmektir.
Şu anda vergi gelirinin yüzde 85i hangi kaynaktan geldiği malum.
Bizim petrol kuyularımız yok, bizim kaynağımız burası, çalma çırpma burada olursa, ne olur.
Türkiye'nin gerçekleri var, ve bizim bu manzaralardan el birliğiyle kurtulmamız gerekiyor.
Uluslararası ilişkiler bakımından da gelişmeler oldu.
Merkel'le olan ikili görüşmelerimiz verimli oldu.
Önceki hafta Bosna Hersek ve Fransa'da bulundum.
Çevre ülkelerden gelen vatandaşlarımız Fransa'daki salonu hınca hınç doldurdu.
Bir kez daha şahit olduk ki, yurtdışında yaşayan yurtdaşlarımız Türkiye'nin başarılarından dolayı büyük bir mutluluk duyuyor.
Nükleer güvenlik zirvesi vesilesiyle gerçekleştirdiğimiz zirve oldu.
Türkiye adaletten, hak ve hukuktan yana tavır koydu.
Ermenistan'la ilişkilerimizin normalleşmesi ve protokollerin gerçekleşmesi için görüşme yaptık.
Azerbaycan konusunda çözüme ulaşılmasının protokollerinin hayata geçirilmesi için belirleyici olacağının altını çizdik.
Şu hususa dikkatlerinizi çekmek istiyorum.
Türkiye bugün bölgesinde barış ve huzuru temin için samimi bir gayret sarf ettiği kadar, her ülkeyle iletişim kurabilen bir ülke konumuna yükselmiştir.
Çatışmadan, diklenmeden, darılmadan, masadan ve uzlaşmadan kaçmadan hem kendi meselelerimizi hem bölge sorunlarını konuşabilecek ülkeyiz.
Bu şekilde bir dünya ülkesi bulamazsınız.
Türkiye'nin itibarından kaynaklanan yeni bir durumdur, biz masadan kaçan taraf olamayız, biz her zaman çözümden diplomasiden yana oluruz.
Ortadoğu'da kalıcı barış ve istikrar sağlanmasını istiyoruz.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde seçimlerin başarıyla gerçekleşmesinden mutluluk duyduğumu söylüyorum. Cumhurbaşkanı seçilen Derviş Eroğlu'nu kutluyorum.
Biz Anavatan olarak her zaman Kıbrıs'ın yanında olduk, çabalarımızı sürdüreceğiz.
Biz o buluşmaları nasıl olur da Türkiye'nin birlik ve beraberliğini güçlendirebiliriz diye yapıyoruz. her 3 toplantıdan da çok faydalı notlar edindim, katılamayıp mektup gönderenler oldu, onları da kaydettim, sanatçılarımızın böyle önemli bir meselede azmimizi artırdıklarını söyleyebilirim. Bu toplantılardan aldığım izlenim şudur, Türkiye bu meseleleri çözer, çözecektir. Görüyorum ki herkes de bu
meselelerin çözümü için yüreğini ortaya koyuyor.

Türkiye'nin büyük ustası Ahmet Hamdi Tanpır'a ait alıntıyı aktarmak istiyorum.
Devam ederken değişen, değişirken devam eden...
Cumhuriyetimiz böyle bir süreçten geçti, kimi zaman hızlı kimi zaman yavaş süreçler yaşadı ama her zaman değişmeye ilerlemeye devam etti.
Esasen 7.5 yıldır da AK Parti bu kavramı en iyi şekilde ifade ettiğini düşünüyorum.
7.5 yıl önce aşılmaz olarak düşünülen engeller aşıldı.
Şunu tüm samimiyetimle ifade ediyorum, gönül isterdi ki bir gecede işsizlik meselesi çözülebilsin, bir gecede Türkiye dünyanın en ekonomik müreffeh ülkesi olsun, bir gecede haksızlıklar bitsin. Ama Türkiye'nin sırtına yüklenen yüklerden bir gecede kurtulmak mümkün olmuyor.
Şahsi hırsların millet menfaatlerinin önüne geçtiği bir süreç yaşıyoruz. Tuzu kuruların oturdukları makamları kendi isimleriyle özdeşleştirenlerin , sorumluluk taşımayanlar Türkiye'nin dertlerini görmezden gelebilirler. Biz milletin bize yüklediği kutsal emanetin farkındayız.
Biz hiçbir zaman böyle geldi böyle gitsin diyenlerden olmadık.
1982'de yazıldığı andan itibaren mevcut anayasa her zaman tartışma konusu oldu.

Türkiye arzuladığı anayasaya kavuşamadı.
Herkes konuştu, herkes eleştirdi.
28 yıl sonra bu kadro en cesur en demokratik değişikliği yapmak için kolları sıvadık yola çıktık.
2008 yılı başında yaptığımız anayasa değişikliği çalışması parti kapatma davasıyla karşımıza çıktı.
Anayasa değişikliği bugünün konusu değildir. Şu gerçeği milletim çok iyi biliyor, biz uzlaşmadan hiçbir zaman kaçmadık, kaçmayız. AK partinin 7.5 yıldır Türkiye'ye yaşattığı mutluluk temelinde uzlaşma kültürü vardır.
Sivil toplumun destek kuruluşlarının, üniversitelerin ilgili kurum ve kuruluşların bu konudaki çalışmalarını inceledik.
Aynı desteği siyasi partilerden göremedik.
Meclis başkanım davetini yaptı, cevap gelmedi.
Kimse kimseyi suçlamayı kalkmasın.
Kim uzlaşmadan kaçıyor, kim uzlaşmaya geliyor...
Dünyanın hiçbir yerde görülmeyen bir muhalefetle karşı karşıyayız.
Meclis çalışmalarının nasıl kilitlendiğinin şahidi sizlersiniz.
Siyaset namına ne tür karalamaların yapıldığının şahidi sizlersiniz.
MHP başkanı önceki hafta, helal süt emmiş kimsenin anayasayı desteklemeyeceğini söylüyor.
Uzlaşma arayışına nezaketten uzak engeller çıkarılıyor.
Uzlaşma arayışına nezaketten uzak engeller çıkarılıyor.
Yüksek yargı üzerinden mili egemenliğin temsil yönü olan yasamayı etkisiz kılmaya çalıştılar.
Anayasa değişikliğine toptan karşı çıktılar, taslağı dahi okumadılar.
Cumhurbaşkanı 3 maddeyi referanduma sunsunlar dediler, cumhurbaşkanı taslak olan bir şeyi nasıl sunsun, şark kurnazlığı dedik ya... Bu işin muhatabı neresi, bu müracaat meclis başkanına yapılır, Cumhurbaşkanına değil.
Biz söyledikten sonra bunlar akıllarına geldi, sonra 3 maddeyi 3 konuya getirdiler.
Bu iş seçim sonrasına kalsın dediler
Sabahtan akşama değişen, yazdığı başka söylediği başka olan, kendisi başka konuşan ekibi başka olan başka bir siyasi parti bulmak zordur arkadaşlar.
Desteklediklerin doğruysa o zaman niye anayasa mahkemesine götürüyorsun? Suçüstü yakalandın!
Einsten gelse bu hali görse izafiyet teorisini rafa kaldırır, üzerinde değişiklik yapar ya da yeniden yazardı.
En az zararla nasıl çıkarız diye çırpınıyorsun
Ama tutarlı bir tavır takınamıyorsun.
Şimdi yeni bir adım atılıyor.
Tartışmalara katılıp oylamalara muhalefet mecliste bulunmayacaklarını belirtiyor.
Bu milletvekillerinin iradesine ipotek koymak değildir de nedir.
Biz bunları yaşadık daha önce, ama ne oldu, tarihe karıştılar, nasıl müzakereleri katılıyorlarsa, bırak, iradelerini ortaya koysunlar.
Demokratik parlamenter sistemde yapılacak olan budur.
Bu şark kurnazlığıdır, suyu bulandırma taktiği... Ne biz, ne aziz milletimiz bu oyunlara aldırmaz aldırmayacaktır.
Aziz milletimiz artık bu değişimin ertelenemez olduğunu görüyor, Türkiye'nin artık daha fazla vakit kaybetmemek gerektiğini biliyoruz.
Ben CHP, MHP, ve BDP tabanının bu değişikliğe destek verdiğini görüyorum.
Yapılan yargının siyasallaşması değil, siyasallaşan yargının bağımsızlığının sağlanmasıdır.
Türkiye'nin kalkınmasını ileri demokrasiye ulaşmasını istemiyorlar.
Türkiye kapatılan partiler mezarlığına döndü, biz bunu aşmak istiyoruz.
Bu meclis bu anayasayı değiştirecektir.
Referanduma gerek kalmaksızın anayasa değişecek inanıyorum, muhalefet üzerine düşeni yapacak.
Aziz milletimiz ferasetiyle en doğru kararı verecektir.
Bizi zorlu bir süreç bekliyor.
Bugün genel kurulda görüşülmeye başlayacak olan anayasa değişikliği, muhalefetin her zaman yaptığı gibi, germe girişimlerine sahne olacaktır.
Biz gerginlik tarafı değiliz.
Aklı selimi elden bırakmayacağız.
Milletimiz için varız ve milletimiz için çalışıyoruz.
Sabırla süreci nihayetlendireceğiz.
Bir kez daha tarih yazacak kadroyu selamlıyorum.
Başbakan'ın konuşması şöyle:

Öfkeyle ortaya konan tepkilerin milli bütünlüğümüze fayda getirmeyeceğini hatırlatmak isterim.
Hükümet olarak her türlü eyleme karşı birlik ve bütünlülüğümüzü koruyacak, terörle mücadeleye aynı şekilde tavrımızı koyacağız.
Öfke ve şiddet, bölücü terör örgütünün amacına hizmet eder.
Ülkemizde 1 milyon 900 bin esnaf bulunuyor, yanlarında çalışanlarla, aileleriyle hesapladığımızda yaklaşık 10 milyon insanımızı ilgilendiren eylem planı tarihi nitelikte adımlar içeriyor.
Kredi finansmanı konusunda, vergi, istihdam yükünün azaltılması konusunda, hukuki alt yapı gibi konularda esnafımız için yeni bir dönemi başlatmış olduk.
Avrupa da sıkıntıların daha da ağırlaştığı bir d önemde Türkiye büyüme noktasında gerçekten başarılı bir performans sergiliyor, 2010 ve sonunda bu büyümenin daha bariz görüneceğini tahmin ediyoruz.
En son çarşamba günü borsamız 59.330 endeks seviyesine ulaşarak rekor kırdı.
İşsizlik oranının ocak ayında düşündüğünü öğrendik.
Tabi her zamanki gibi felaket tellalları kollarını sıvayıp işsizlik oranını artırıp, medyayı yanıltmaya çalıştılar.
İşsizlik rakamlarını değerlendirirken aynı dönemi değerlendirmek gerekir.
Türkiye bu şekilde devam edecek ve en kısa zamanda kriz öncesi oranlara ulaşacaktır.
Aslında biz bu konuda gerçekten başarılı olan bir ülkeyiz. Neden derseniz, olay şudur, Artık Türkiye sanayide ciddi mesafeler alan bir ülkedir. İstihdam anlayışından teknoloji anlayışına geçiyoruz.
Sanayileşen bir ülkede işsizlik sıkıntısı çıkabiliyor. Aynı şekilde tarımda da. Daha önce traktör kullanımına bakın, nereden nerelere geliyoruz.
Hizmet sektöründe çok ciddi performans var, işgücü alanlarını artırabilmek için yeni yeni alanlar var, 607 ye tabi olan memurlarımızla ilgili ,emeklilik vs., kadrolar açılıyor, arkadaşlarımız çalışmalar yapıyorlar, atacağımız adımlarımızda lise mezunlarımız için üniversite mezunlarımız için meslek liseliler için yeni kapılar açılacağına inanıyorum.

İstihdam alanı oluşmadığını söyleyenler, önce üzerilerine düşeni yapmayı düşünmeliler.

Havalimanı açılışı yaptım cumartesi günü, oradaki yatırımcımızın şu ifadesi çok önemliydi, bu gelişmeyle birlikte buraya 700 eleman aldık, turizm sektörüyle birlikte 500 kişi daha istihdam edeceğim, dediler.
Ben sadece bir kişi alın dedim ama bunu bile hükümete saldırı aracı olarak kullandılar, e bırakın maaşınızı da biz ödeyelim.
Bunları biz sürekli konuşuyoruz, en ufak bir daralmada işçiyi kapı dışarı etmekte buluyorlar çözümü, böyle bir anlayış olmaz, böyle bir sevda olmaz .
Türkiye özel sektör odaklı bir büyüme takip ediyor, burada devletçiliği bir kenara bırakın. 7.5 yıldır elimizden gelen her türlü desteği sağlıyor, işverenlerin sanayicilerin önündeki engelleri kaldırıyoruz.
Özel sektörde elinden gelen desteği göstermek zorundayız.
Özel sektörümüz için bir adım atıyoruz.

Açıklamalarımdan dolayı kimse kızmasın, darılmasın.
Kayıt dışının önümüzdeki büyük bir engel olduğunu her zaman dile getiriyorlar, kayıt dışılık milli servete göz dikmektir.
Şu anda vergi gelirinin yüzde 85i hangi kaynaktan geldiği malum.
Bizim petrol kuyularımız yok, bizim kaynağımız burası, çalma çırpma burada olursa, ne olur.
Türkiye'nin gerçekleri var, ve bizim bu manzaralardan el birliğiyle kurtulmamız gerekiyor.
Uluslararası ilişkiler bakımından da gelişmeler oldu.
Merkel'le olan ikili görüşmelerimiz verimli oldu.
Önceki hafta Bosna Hersek ve Fransa'da bulundum.
Çevre ülkelerden gelen vatandaşlarımız Fransa'daki salonu hınca hınç doldurdu.
Bir kez daha şahit olduk ki, yurtdışında yaşayan yurtdaşlarımız Türkiye'nin başarılarından dolayı büyük bir mutluluk duyuyor.
Nükleer güvenlik zirvesi vesilesiyle gerçekleştirdiğimiz zirve oldu.
Türkiye adaletten, hak ve hukuktan yana tavır koydu.
Ermenistan'la ilişkilerimizin normalleşmesi ve protokollerin gerçekleşmesi için görüşme yaptık.
Azerbaycan konusunda çözüme ulaşılmasının protokollerinin hayata geçirilmesi için belirleyici olacağının altını çizdik.
Şu hususa dikkatlerinizi çekmek istiyorum.
Türkiye bugün bölgesinde barış ve huzuru temin için samimi bir gayret sarf ettiği kadar, her ülkeyle iletişim kurabilen bir ülke konumuna yükselmiştir.
Çatışmadan, diklenmeden, darılmadan, masadan ve uzlaşmadan kaçmadan hem kendi meselelerimizi hem bölge sorunlarını konuşabilecek ülkeyiz.
Bu şekilde bir dünya ülkesi bulamazsınız.
Türkiye'nin itibarından kaynaklanan yeni bir durumdur, biz masadan kaçan taraf olamayız, biz her zaman çözümden diplomasiden yana oluruz.
Ortadoğu'da kalıcı barış ve istikrar sağlanmasını istiyoruz.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde seçimlerin başarıyla gerçekleşmesinden mutluluk duyduğumu söylüyorum. Cumhurbaşkanı seçilen Derviş Eroğlu'nu kutluyorum.
Biz Anavatan olarak her zaman Kıbrıs'ın yanında olduk, çabalarımızı sürdüreceğiz.
Biz o buluşmaları nasıl olur da Türkiye'nin birlik ve beraberliğini güçlendirebiliriz diye yapıyoruz. her 3 toplantıdan da çok faydalı notlar edindim, katılamayıp mektup gönderenler oldu, onları da kaydettim, sanatçılarımızın böyle önemli bir meselede azmimizi artırdıklarını söyleyebilirim. Bu toplantılardan aldığım izlenim şudur, Türkiye bu meseleleri çözer, çözecektir. Görüyorum ki herkes de bu
meselelerin çözümü için yüreğini ortaya koyuyor.

Türkiye'nin büyük ustası Ahmet Hamdi Tanpır'a ait alıntıyı aktarmak istiyorum.
Devam ederken değişen, değişirken devam eden...
Cumhuriyetimiz böyle bir süreçten geçti, kimi zaman hızlı kimi zaman yavaş süreçler yaşadı ama her zaman değişmeye ilerlemeye devam etti.
Esasen 7.5 yıldır da AK Parti bu kavramı en iyi şekilde ifade ettiğini düşünüyorum.
7.5 yıl önce aşılmaz olarak düşünülen engeller aşıldı.
Şunu tüm samimiyetimle ifade ediyorum, gönül isterdi ki bir gecede işsizlik meselesi çözülebilsin, bir gecede Türkiye dünyanın en ekonomik müreffeh ülkesi olsun, bir gecede haksızlıklar bitsin. Ama Türkiye'nin sırtına yüklenen yüklerden bir gecede kurtulmak mümkün olmuyor.
Şahsi hırsların millet menfaatlerinin önüne geçtiği bir süreç yaşıyoruz. Tuzu kuruların oturdukları makamları kendi isimleriyle özdeşleştirenlerin , sorumluluk taşımayanlar Türkiye'nin dertlerini görmezden gelebilirler. Biz milletin bize yüklediği kutsal emanetin farkındayız.
Biz hiçbir zaman böyle geldi böyle gitsin diyenlerden olmadık.
1982'de yazıldığı andan itibaren mevcut anayasa her zaman tartışma konusu oldu.

Türkiye arzuladığı anayasaya kavuşamadı.
Herkes konuştu, herkes eleştirdi.
28 yıl sonra bu kadro en cesur en demokratik değişikliği yapmak için kolları sıvadık yola çıktık.
2008 yılı başında yaptığımız anayasa değişikliği çalışması parti kapatma davasıyla karşımıza çıktı.
Anayasa değişikliği bugünün konusu değildir. Şu gerçeği milletim çok iyi biliyor, biz uzlaşmadan hiçbir zaman kaçmadık, kaçmayız. AK partinin 7.5 yıldır Türkiye'ye yaşattığı mutluluk temelinde uzlaşma kültürü vardır.
Sivil toplumun destek kuruluşlarının, üniversitelerin ilgili kurum ve kuruluşların bu konudaki çalışmalarını inceledik.
Aynı desteği siyasi partilerden göremedik.
Meclis başkanım davetini yaptı, cevap gelmedi.
Kimse kimseyi suçlamayı kalkmasın.
Kim uzlaşmadan kaçıyor, kim uzlaşmaya geliyor...
Dünyanın hiçbir yerde görülmeyen bir muhalefetle karşı karşıyayız.
Meclis çalışmalarının nasıl kilitlendiğinin şahidi sizlersiniz.
Siyaset namına ne tür karalamaların yapıldığının şahidi sizlersiniz.
MHP başkanı önceki hafta, helal süt emmiş kimsenin anayasayı desteklemeyeceğini söylüyor.
Uzlaşma arayışına nezaketten uzak engeller çıkarılıyor.
Uzlaşma arayışına nezaketten uzak engeller çıkarılıyor.
Yüksek yargı üzerinden mili egemenliğin temsil yönü olan yasamayı etkisiz kılmaya çalıştılar.
Anayasa değişikliğine toptan karşı çıktılar, taslağı dahi okumadılar.
Cumhurbaşkanı 3 maddeyi referanduma sunsunlar dediler, cumhurbaşkanı taslak olan bir şeyi nasıl sunsun, şark kurnazlığı dedik ya... Bu işin muhatabı neresi, bu müracaat meclis başkanına yapılır, Cumhurbaşkanına değil.
Biz söyledikten sonra bunlar akıllarına geldi, sonra 3 maddeyi 3 konuya getirdiler.
Bu iş seçim sonrasına kalsın dediler
Sabahtan akşama değişen, yazdığı başka söylediği başka olan, kendisi başka konuşan ekibi başka olan başka bir siyasi parti bulmak zordur arkadaşlar.
Desteklediklerin doğruysa o zaman niye anayasa mahkemesine götürüyorsun? Suçüstü yakalandın!
Einsten gelse bu hali görse izafiyet teorisini rafa kaldırır, üzerinde değişiklik yapar ya da yeniden yazardı.
En az zararla nasıl çıkarız diye çırpınıyorsun
Ama tutarlı bir tavır takınamıyorsun.
Şimdi yeni bir adım atılıyor.
Tartışmalara katılıp oylamalara muhalefet mecliste bulunmayacaklarını belirtiyor.
Bu milletvekillerinin iradesine ipotek koymak değildir de nedir.
Biz bunları yaşadık daha önce, ama ne oldu, tarihe karıştılar, nasıl müzakereleri katılıyorlarsa, bırak, iradelerini ortaya koysunlar.
Demokratik parlamenter sistemde yapılacak olan budur.
Bu şark kurnazlığıdır, suyu bulandırma taktiği... Ne biz, ne aziz milletimiz bu oyunlara aldırmaz aldırmayacaktır.
Aziz milletimiz artık bu değişimin ertelenemez olduğunu görüyor, Türkiye'nin artık daha fazla vakit kaybetmemek gerektiğini biliyoruz.
Ben CHP, MHP, ve BDP tabanının bu değişikliğe destek verdiğini görüyorum.
Yapılan yargının siyasallaşması değil, siyasallaşan yargının bağımsızlığının sağlanmasıdır.
Türkiye'nin kalkınmasını ileri demokrasiye ulaşmasını istemiyorlar.
Türkiye kapatılan partiler mezarlığına döndü, biz bunu aşmak istiyoruz.
Bu meclis bu anayasayı değiştirecektir.
Referanduma gerek kalmaksızın anayasa değişecek inanıyorum, muhalefet üzerine düşeni yapacak.
Aziz milletimiz ferasetiyle en doğru kararı verecektir.
Bizi zorlu bir süreç bekliyor.
Bugün genel kurulda görüşülmeye başlayacak olan anayasa değişikliği, muhalefetin her zaman yaptığı gibi, germe girişimlerine sahne olacaktır.
Biz gerginlik tarafı değiliz.
Aklı selimi elden bırakmayacağız.
Milletimiz için varız ve milletimiz için çalışıyoruz.
Sabırla süreci nihayetlendireceğiz.
Bir kez daha tarih yazacak kadroyu selamlıyorum.

 

  Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
 


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı




2007-2026 © Siyaset Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.


Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı