Asya'nın Filistin'i: Patani

**Ertuğrul ÖZGÜL** · 06-24-2009, 19:54

Patani'nin 30 yıldır sürgünde bulunan lideri Necip Salih Dünya Bülteni'ne konuştu.

Patani, Tayland'ın Güney Doğu'sunda 5 milyon Müslüman'ın yaşadığı bir bölge. Yıllardır bağımsızlık mücadelesi veren Patanililer Tayland ordusunun türlü işkencesine maruz kalıyor. Her gün 5-6 insan öldürülüyor bu bölgede. Binlerce insan hapishanelerde işkence görüyor. Burada yaşayan Müslümanlar çocuklarına isim koyarken türlü baskılara maruz kalıyor. Bölgede bağımsızlık mücadelesi veren en büyük örgüt ise Patani Birleşik Kurtuluş Örgütü. Patanili masum halka saldıran Tayland askerlerine karşı savaşan örgütün 30 yıldır sürgünde bulunan lideri Necip Salih ile bir çok insanın adını dahi duymadığı Patani'yi konuştuk. Suriye'nin başkenti Şam'da sürgünde yaşayan Necip Salih, Tayland istihbaratı başta olmak üzere CIA ve Mossad tarafından aranıyor.

Sümeyye Ertekin: Patani neresidir? Bize biraz Patani'den bahseder misiniz?

Patani Asya'nın doğusunda bağımsız bir ülkeydi. Konum olarak da Malezya ile Tayland arasında yer alıyor. Patani halkı 5 milyon civarında müslümandan oluşuyor. Halk ziraatle, işçilik yaparak ve denizde avlanarak geçimini sağlıyor…

Tayland bundan 253 yıl önce ülkemizi işgal etti. İhtilalden önce ülkede ticaret yapan Hollandalı ve Çinli işadamları güven içerisinde ticaretlerini yapılıyordu. Patani halkı müslüman bir halk. Sultanlıkla yönetiliyor. Sultanlar kendi tabiiyetleri altındaki halkın her türlü derdiyle ilgilenirdi. Mesela Muzaffer Şah ve Süleyman Şah bunları arasında önemli örneklerdir. Ama maalesef Tayland ordusunun işgali sonrasında Patani halkı katledilmeye başlandı. Birçoğu da hapishanelere atıldı veya kaçırılarak ortadan yok kaldırıldı. Patani halkının tarihi gerçekten çok hüzünlü bir tarihtir. İşgalle birlikte Patani halkı göçe zorlandı, direnenler katledildi. Kadınlarımız tecavüzlere uğradı, evlerimizin ve meralarımızın içlerine domuzlar salınarak rahatsız edildik. Dağlara çıkmamız ve hayattan tecrit edilmiş bir şekilde yaşamak için zorlandık… Kadınlarımızın çoğu hapishanelerde demir kafeslere hapsedildi. Şuan Patani'de 30.000 civarında dul bırakılmış kadın ve 40.000 civarında yetim çocuk bulunuyor. Tayland hükümeti bugünde isimlerimizi yani Müslüman kimliği temsil eden isimlerimizi putperest bir takım isimlerle değiştirmek için baskı ve şiddet uyguluyor. Bununla da yetinmiyorlar, beldelerimizin isimlerini değiştiriyor, kadınlarımızı erkeklerinden ayırıyor mescitlerimizin imamlarını katlediyorlar. Aynı şekilde bay ve bayan eğitimcilerimiz ve Patani halkından olan çalışanlarda öldürülüyor. Ve maalesef konuştuğumuz şu saatlerde bile bu zulüm devam ediyor… Patani halkı asimile edilerek yok edilmeye devam ediliyor Tayland işgalcileri tarafından… Patani halkı Osmanlı döneminde yönetime sadık bir şekilde yaşıyordu. İkinci sultan Abdülhamit tarafından atanan şeyh Ahmet tarafından yönetiliyordu, güven ve istikrar içerisideydi. Sultan ikinci Abdulhamit Patani halkını çok uzun süre desteklemiştir.

Patani'de binlerce kadının dul kaldığını söylediniz. Bu kadınlar ne yapıyor, nasıl geçimlerini sağlıyorlar?

Şimdi Tayland işgalinin başlamasıyla beraber insanların katledilmesi sonucunda çok sayıda dul kadın ve yetim çocuk maalesef ortada kaldı. 30.000 kadın ve erkek zindanlarda tutuluyor… Tayland işgalcileri Patanililerin devlet kademelerinde çakışmalarına izin vermiyor. Patanilerin çoğu pirinç tarlalarında işçi olarak çalışıyor. Zengin patanililere hizmet ediyor. Köylerinin ve evlerinin dışında çalışmalarına izin verilmiyor.

Siz Patani Birleşik Kurtuluş Örgütü liderisiniz ve 30 yıldır sürgünde yaşıyorsunuz. Örgütünüzün amacı nedir bize biraz örgütünüzden bahseder misiniz?

Patani Birleşik Kurtuluş Örgütü bir bağımsızlık örgütü. Büyük mücahit Kebir Abdurrahman Tenvira tarafından 1968 yılında kuruldu. 41 yıl önce Mekke'de ilk faaliyetine başladı. Hedefimiz ülkemizi Tayland hükümetinin işgalinden kurtararak şerri hükümlerle yönetilen bir ülke kurmaktır. Biz asla terörist değiliz ve böyle görülmeyi hoş karşılamayız. Biz ülkemiz için mücadele ediyoruz. Bizim dinimiz İslam, memleketimiz Patani. Bu çerçevede işgal edilmiş ülkemizden Tayland'ın çıkmasını ve 200 yıldır elimizden gaspedilmiş olan özgürlüğümüzü iade etmesini istiyoruz.
Direniş hareketimiz 1975'ten beri Patani içerisinde aktif olarak işgale karşı mücadele veriyor. Bizim mücadelemiz Tayvan ordusu, yetkilileri ve polisine karşıdır. İlk başlarda kırsal kesimde mücadelemizi vardı. Şehirlere ve köylere iner işgal güçlerinin araçlarını ve adamlarını rehin alarak kırsal kesime götürürdük. Bu şekilde Tayland hükümeti ve işgalcileri ile savaşımız ve mücadelemiz başlamış oldu. Bugün ise kahraman halkımız artık şehirlerde direnişi sürdürüyor. Direnişimiz artık kırsal kesimden şehirlere inmiş durumda. Ayrıca direnişimiz güçlenmiş durumda artık özgürlük savaşımızda teknolojik gelişmelere paralel silahlar kullanıyoruz.

Peki size hangi ülkeler yardım ediyor bağımsızlık mücadelenizde?

İlk merhalelerde bir çok ülkede mesela İran, Suudi arabistan ve Libya gibi ülkelerde okullarımız vardı burada siyasi faaliyetlerimizi yürüyorduk. Fakat şuan da bizleri destekleyen, direkt bağlantı içerisinde olduğumuz bir hükümet yok. Bizlere dünyanın dört bir yanında bulunan İslami cemaatlerden, hayır sahibi kimselerden ve iktisadi teşebbüslerden yardımlar geliyor. Direnişimiz sadece bir devletin veya kesimin değil, tüm İslam aleminin direnişi haline gelmiş durumda…

Bu zamana kadar kaç şehit verdiniz?

Kahraman halkımız direnişin başlangıcından beri 4.000 şehit vermiş durumda… Ama daha eskilere gidecek olursak 200 sene içerisinde 20.000 şehit verdik…Direniş hareketi içerisinde 10 bin tane mücahidimiz mevcut. Şehirlerde ise tüm öğrencilerimiz kız ve erkek fark etmeksizin hepsi direniş hareketine destek veriyor. Yani gündüz okula giden öğrencilerimiz gece birer mücahit olarak Tayland hükümetine ağır kayıplar verdiriyorlar.
Bizler direnişimizde her gün çeşitli sayılarda Tayland askeri öldürüyoruz. Bunlar gece gündüz, arabalarında veya diğer yerlerde silahla veya araçları patlatarak gerçekleştiriyoruz. Bizim şehitlerimiz ise ya okula giderken veya dönerken, camideyken veya evdeyken hayatlarını kaybediyor. Yani mesela cami baskınları düzenlenerek orada namaz kılanlar Patani'nin özgürlüğüne destek verdikleri için şehit ediliyorlar. Ancak bizim direniş hareketimiz sadece ülkemizi işgal etmiş olan Tayland askerlerine karşıdır. ve hareketimizin El kaide veya başka hiçbir örgütle bağlantısı yoktur. Biz mutedil bir hareketiz aşırılıklara karşıyız. Başkalarının hukukuna ve haklarına saygılıyız. Bizim tek hedefimiz işgal edilmiş olan topraklarımızı ve işgal altından bulunan halkımızı özgürleştirmektir.

Tayland'a Patani ile savaşında en çok destek veren ülkeler hangileridir?

Tayland'a ülkemizi işgal ederken en çok desteği ABD ve İsrail veriyor. ABD özel silahlarda Tayland askerlerine destek veriyor. İsrail ise Tayland askerlerinin üst rütbelilerini eğitiyor. Ayrıca İsrail Patani'de tıpkı Filistin'de olduğu gibi Tayland işgal güçleri ile işbirliği yaparak toprak satın alıyor. Yani ikinci bir Filistin oluşturulmaya çalışılıyor.

Patani'de bu kadar olaylar olurken dünya neden Patani'yi bilmiyor?

İşgalci Tayland hükümeti dünyayı kandırmaya çalışıyor. Yabancı basının Patani'ye girişine müsaade etmiyorlar. Bir gazeteci bayan veya erkek fark etmez fotoğraf çektiğini fark ederlerse ya kamerasına el koyuyor veya kendisini alıp bilinmeyen yer altında bulunan yerlere götürüyorlar. Yani hiçbir şekilde dünyanın buradan haberdar olmasını istemiyorlar… Mesela komşularımız Malezye ve Endonezya'dan dahi hiçbir gazeteci bölgemize giremiyor. İçerde yaşadığımız savaşı iki kabile arasında yaşanan bir savaşmış gibi dış ülkelere ve basına aksettiriyorlar. Bizler Patani halkı olarak içeride çok büyük sıkıntılar ve eziyetler çekiyoruz. Ama internet dahi yasak olduğu için bunu dış dünyaya aksettiremiyoruz…

Sümeyye Ertekin / Dünya Bülteni

**EZEL** · 07-27-2010, 21:52

Güney Asya’daki Filistin: Patani

Sokaklarda çırılçıplak yerlere yatırılan genç Müslüman erkekler ve kadınlar…

Mescidlerde namaz esnasında işgal askerleri tarafından başlarından vurularak şehid edilen Mü’minler…

Askeri birliklerde toplu tecavüz partilerinde heder edilen minik kızlar…

Onurları zedelenen, hakir görülen, katledilen, dinlerine ve kültürlerine savaş açılan koca bir coğrafya;

Hayır, hayır!... Filistin değil…

Burası Patani!...

Şu sokaklarda çıplak bir halde yatırılan, küfredilen, hakaret edilen ve hatta dipçik darbeleri ile beyinleri parçalanan gençler, bizim gençlerimiz…

Suçları bir Müslüman ismine sahip olmak büyük ihtimalle…

Çok pis bir zulüm altındalar

Karga tulumba kamyonlara doldurulan bu gençlerin yaşadığı ve uzun yıllardır Budist Tayland devletinin zulmü altında kan ağlayan “Asya’nın Filistin’i Patani, hala zulüm altında. Hem de çok keskin, çok acımasız, çok “pis” bir zulüm altında.

Kızgın ve vahşi Tayland’ın eline geçene kadar bir İslam ülkesi olarak varlığını devam ettiren Patani, Budist işgalcilere karşı direnmeye devam ediyor. Aslında Patani bizim çocukluk dönemlerimizin en önemli cihat bölgelerindendi. Cevher Dudayev Çeçenistan’da Rusları dize getirirken biz Kur’an kursu sıralarında, İmam Hatip koridorlarında arkadaşlarla Patani’yi de konuşurduk.

Muhafazakarlar Taksim’de yürüyüş yapıyor şimdi

Ümmetin ‘reel takılmayan’ dergileri Moro’dan, Patani’den haberdar ederlerdi bizi. Şimdilerin en fazla Taksim meydanında demokrasi yürüyüşü yapan muhafazakârlarına rağmen birileri hâlâ Patani’ye, Moro’ya gidiyor, mü’min yüreklerin dertleri ile dertleniyor ve yetimlerine sahip çıkıyor, bu da ayrı bir mesele tabi…

Genç kızlarının bu resimdeki gibi korku ile bekleştiği Patani, Tayland’ın güneyinde Malezya ve Tayland arasında kalan bir bölge. Yüzölçümü 13.721 metrekare. Burada yaklaşık 3 milyon Müslüman yaşıyor. Patani’nin % 80’i Müslüman. Daha önceleri bu oran % 100 imiş ancak Tayland, İsrail’in Filistin’de güttüğü siyaseti Patani’de güderek bölgeye Budist Taylandlıları yerleştirmeye başlamış.

Patani, tarihsel bir İslam toprağıdır

Patani, “yeni” Müslüman olmuş bir yer değil. O “tarihsel bir İslam toprağı.” Patani halkı 15. yüzyılda bölgeye giden Müslüman tüccarlar ve davetçiler vasıtasıyla İslam’la tanışmış ve daha sonra güçlenerek bir devlet halini almış. Patani krallığı her ne kadar inişli çıkışlı dönemler yaşasa da 1786 yılında Tayland’ın eline geçene kadar bir İslam ülkesi olarak varlığını devam ettirmiş. Patani’nin Budistler tarafından işgal edilmesini kabullenmeyen Patani halkı o tarihten başlayarak günümüze kadar defalarca yönetime isyan etmiş ve hiçbir şekilde bu işgali kabullenmemiş. O günden başlayarak devam eden direniş her ne kadar her seferinde kanlı bir şekilde bastırılsa da, farklı şekillerde varlığını koruyarak günümüze kadar gelmiş.

İşte bir cami ve sabah namazından sonra mescid içerisinde katledilen mü’minler…

Patani konusunda vebal altındayız

Çok ama çok kötü bir zulüm var Patani’de. Zulmün “çok kötüsü” olur mu? Oluyor işte. Patani ile alakalı en son Faruk Ağabeyim ile görüşmüştüm. Faruk abi sonra şehadete uçtu Afgan dağlarında. Bahattin ağabey ile beraber bir yetim okulu projesi için gittikleri Afganistan’da uçaklarının düşmesi sonucunda şehadete ulaştılar.

Dün de Patani’den bir güzel insan ile beraberdik. Yeniden o zulümleri hatırlattı bize; “Vebal altındasınız” dedi. Hakikaten vebal altındayız. Oradaki Müslümanları unuttuğumuz her dakika vebal altındayız. Bu durumda onlar mı tehlike altında, biz mi, bilmiyorum.

Sadece bu minik kıza sahip çıkamadığımız ve bir gün bu güzelim kız da Budist Tayland askerlerinin iğrenç emellerine alet edileceği için zorlu bir vebal altındayız…

Patani konusunda Türkiye medyasında çok fazla haber yok maalesef. İlgilenmemiz, yazmamız, konuşmamız, dertlenmemiz gerek. Bizler kardeşinin dertleriyle dertlenen ve onların dertlerini kendi derdi gibi bilen bir ümmetiz.

Patani’yi en azından dualarımıza ortak edebiliriz

Biz emin olun her şeyi yapabiliriz. Yeter ki herkes gücü oranında bir şeyler yapmaya çalışsın. Maddi manevi bu konuda elimizden gelen her şeyi yapabiliriz. En zayıf ve fakir olanımız bile, kardeşi için en azından dua edebilir. Onu duasına ortak edebilir. Patani halkını ve davasını çocuklarımıza, akraba ve çevremize anlatabiliriz.

Çünkü Patani davası sadece fakirlik davası değil, Patani davası bunun kadar hakları elinden alınmış, toprağı gasp edilmiş, tarihi yok edilmeye çalışılan ve türlü türlü haksızlıklara maruz bırakılmış bir halkın hikayesidir. Ve o mazlum halkın sesine ses vermek bizim boynumuzun borcudur.

M. Mustafa Uzun

FOTORAFLARIN DEVAMINI GÖRMEK İÇİN TIKLA +18

**BuRaK ReiS** · 07-28-2010, 01:41

Allah yardım etsin derken Abdülhamid hayaleti burada da karşımıza çıkıyor.Nasıl bir padişah nasıl bir yöneticidir bu Ya Rabbi.Allah nice Abdülhamidler çıkarsın müslümanlardan ve inşallah bu zulümler bitsin artık(

Allah bütün İslam aleminin yar ve yardımcısı olsun

**EpiVaTeS** · 07-28-2010, 03:00

Yüreğim burkuldu...
Gözümden de yaş geldi...

06-24-2009, 19:54	#1
Kullanıcı Adı Ertuğrul ÖZGÜL	Asya'nın Filistin'i: Patani Patani'nin 30 yıldır sürgünde bulunan lideri Necip Salih Dünya Bülteni'ne konuştu. Patani, Tayland'ın Güney Doğu'sunda 5 milyon Müslüman'ın yaşadığı bir bölge. Yıllardır bağımsızlık mücadelesi veren Patanililer Tayland ordusunun türlü işkencesine maruz kalıyor. Her gün 5-6 insan öldürülüyor bu bölgede. Binlerce insan hapishanelerde işkence görüyor. Burada yaşayan Müslümanlar çocuklarına isim koyarken türlü baskılara maruz kalıyor. Bölgede bağımsızlık mücadelesi veren en büyük örgüt ise Patani Birleşik Kurtuluş Örgütü. Patanili masum halka saldıran Tayland askerlerine karşı savaşan örgütün 30 yıldır sürgünde bulunan lideri Necip Salih ile bir çok insanın adını dahi duymadığı Patani'yi konuştuk. Suriye'nin başkenti Şam'da sürgünde yaşayan Necip Salih, Tayland istihbaratı başta olmak üzere CIA ve Mossad tarafından aranıyor. Sümeyye Ertekin: Patani neresidir? Bize biraz Patani'den bahseder misiniz? Patani Asya'nın doğusunda bağımsız bir ülkeydi. Konum olarak da Malezya ile Tayland arasında yer alıyor. Patani halkı 5 milyon civarında müslümandan oluşuyor. Halk ziraatle, işçilik yaparak ve denizde avlanarak geçimini sağlıyor… Tayland bundan 253 yıl önce ülkemizi işgal etti. İhtilalden önce ülkede ticaret yapan Hollandalı ve Çinli işadamları güven içerisinde ticaretlerini yapılıyordu. Patani halkı müslüman bir halk. Sultanlıkla yönetiliyor. Sultanlar kendi tabiiyetleri altındaki halkın her türlü derdiyle ilgilenirdi. Mesela Muzaffer Şah ve Süleyman Şah bunları arasında önemli örneklerdir. Ama maalesef Tayland ordusunun işgali sonrasında Patani halkı katledilmeye başlandı. Birçoğu da hapishanelere atıldı veya kaçırılarak ortadan yok kaldırıldı. Patani halkının tarihi gerçekten çok hüzünlü bir tarihtir. İşgalle birlikte Patani halkı göçe zorlandı, direnenler katledildi. Kadınlarımız tecavüzlere uğradı, evlerimizin ve meralarımızın içlerine domuzlar salınarak rahatsız edildik. Dağlara çıkmamız ve hayattan tecrit edilmiş bir şekilde yaşamak için zorlandık… Kadınlarımızın çoğu hapishanelerde demir kafeslere hapsedildi. Şuan Patani'de 30.000 civarında dul bırakılmış kadın ve 40.000 civarında yetim çocuk bulunuyor. Tayland hükümeti bugünde isimlerimizi yani Müslüman kimliği temsil eden isimlerimizi putperest bir takım isimlerle değiştirmek için baskı ve şiddet uyguluyor. Bununla da yetinmiyorlar, beldelerimizin isimlerini değiştiriyor, kadınlarımızı erkeklerinden ayırıyor mescitlerimizin imamlarını katlediyorlar. Aynı şekilde bay ve bayan eğitimcilerimiz ve Patani halkından olan çalışanlarda öldürülüyor. Ve maalesef konuştuğumuz şu saatlerde bile bu zulüm devam ediyor… Patani halkı asimile edilerek yok edilmeye devam ediliyor Tayland işgalcileri tarafından… Patani halkı Osmanlı döneminde yönetime sadık bir şekilde yaşıyordu. İkinci sultan Abdülhamit tarafından atanan şeyh Ahmet tarafından yönetiliyordu, güven ve istikrar içerisideydi. Sultan ikinci Abdulhamit Patani halkını çok uzun süre desteklemiştir. Patani'de binlerce kadının dul kaldığını söylediniz. Bu kadınlar ne yapıyor, nasıl geçimlerini sağlıyorlar? Şimdi Tayland işgalinin başlamasıyla beraber insanların katledilmesi sonucunda çok sayıda dul kadın ve yetim çocuk maalesef ortada kaldı. 30.000 kadın ve erkek zindanlarda tutuluyor… Tayland işgalcileri Patanililerin devlet kademelerinde çakışmalarına izin vermiyor. Patanilerin çoğu pirinç tarlalarında işçi olarak çalışıyor. Zengin patanililere hizmet ediyor. Köylerinin ve evlerinin dışında çalışmalarına izin verilmiyor. Siz Patani Birleşik Kurtuluş Örgütü liderisiniz ve 30 yıldır sürgünde yaşıyorsunuz. Örgütünüzün amacı nedir bize biraz örgütünüzden bahseder misiniz? Patani Birleşik Kurtuluş Örgütü bir bağımsızlık örgütü. Büyük mücahit Kebir Abdurrahman Tenvira tarafından 1968 yılında kuruldu. 41 yıl önce Mekke'de ilk faaliyetine başladı. Hedefimiz ülkemizi Tayland hükümetinin işgalinden kurtararak şerri hükümlerle yönetilen bir ülke kurmaktır. Biz asla terörist değiliz ve böyle görülmeyi hoş karşılamayız. Biz ülkemiz için mücadele ediyoruz. Bizim dinimiz İslam, memleketimiz Patani. Bu çerçevede işgal edilmiş ülkemizden Tayland'ın çıkmasını ve 200 yıldır elimizden gaspedilmiş olan özgürlüğümüzü iade etmesini istiyoruz. Direniş hareketimiz 1975'ten beri Patani içerisinde aktif olarak işgale karşı mücadele veriyor. Bizim mücadelemiz Tayvan ordusu, yetkilileri ve polisine karşıdır. İlk başlarda kırsal kesimde mücadelemizi vardı. Şehirlere ve köylere iner işgal güçlerinin araçlarını ve adamlarını rehin alarak kırsal kesime götürürdük. Bu şekilde Tayland hükümeti ve işgalcileri ile savaşımız ve mücadelemiz başlamış oldu. Bugün ise kahraman halkımız artık şehirlerde direnişi sürdürüyor. Direnişimiz artık kırsal kesimden şehirlere inmiş durumda. Ayrıca direnişimiz güçlenmiş durumda artık özgürlük savaşımızda teknolojik gelişmelere paralel silahlar kullanıyoruz. Peki size hangi ülkeler yardım ediyor bağımsızlık mücadelenizde? İlk merhalelerde bir çok ülkede mesela İran, Suudi arabistan ve Libya gibi ülkelerde okullarımız vardı burada siyasi faaliyetlerimizi yürüyorduk. Fakat şuan da bizleri destekleyen, direkt bağlantı içerisinde olduğumuz bir hükümet yok. Bizlere dünyanın dört bir yanında bulunan İslami cemaatlerden, hayır sahibi kimselerden ve iktisadi teşebbüslerden yardımlar geliyor. Direnişimiz sadece bir devletin veya kesimin değil, tüm İslam aleminin direnişi haline gelmiş durumda… Bu zamana kadar kaç şehit verdiniz? Kahraman halkımız direnişin başlangıcından beri 4.000 şehit vermiş durumda… Ama daha eskilere gidecek olursak 200 sene içerisinde 20.000 şehit verdik…Direniş hareketi içerisinde 10 bin tane mücahidimiz mevcut. Şehirlerde ise tüm öğrencilerimiz kız ve erkek fark etmeksizin hepsi direniş hareketine destek veriyor. Yani gündüz okula giden öğrencilerimiz gece birer mücahit olarak Tayland hükümetine ağır kayıplar verdiriyorlar. Bizler direnişimizde her gün çeşitli sayılarda Tayland askeri öldürüyoruz. Bunlar gece gündüz, arabalarında veya diğer yerlerde silahla veya araçları patlatarak gerçekleştiriyoruz. Bizim şehitlerimiz ise ya okula giderken veya dönerken, camideyken veya evdeyken hayatlarını kaybediyor. Yani mesela cami baskınları düzenlenerek orada namaz kılanlar Patani'nin özgürlüğüne destek verdikleri için şehit ediliyorlar. Ancak bizim direniş hareketimiz sadece ülkemizi işgal etmiş olan Tayland askerlerine karşıdır. ve hareketimizin El kaide veya başka hiçbir örgütle bağlantısı yoktur. Biz mutedil bir hareketiz aşırılıklara karşıyız. Başkalarının hukukuna ve haklarına saygılıyız. Bizim tek hedefimiz işgal edilmiş olan topraklarımızı ve işgal altından bulunan halkımızı özgürleştirmektir. Tayland'a Patani ile savaşında en çok destek veren ülkeler hangileridir? Tayland'a ülkemizi işgal ederken en çok desteği ABD ve İsrail veriyor. ABD özel silahlarda Tayland askerlerine destek veriyor. İsrail ise Tayland askerlerinin üst rütbelilerini eğitiyor. Ayrıca İsrail Patani'de tıpkı Filistin'de olduğu gibi Tayland işgal güçleri ile işbirliği yaparak toprak satın alıyor. Yani ikinci bir Filistin oluşturulmaya çalışılıyor. Patani'de bu kadar olaylar olurken dünya neden Patani'yi bilmiyor? İşgalci Tayland hükümeti dünyayı kandırmaya çalışıyor. Yabancı basının Patani'ye girişine müsaade etmiyorlar. Bir gazeteci bayan veya erkek fark etmez fotoğraf çektiğini fark ederlerse ya kamerasına el koyuyor veya kendisini alıp bilinmeyen yer altında bulunan yerlere götürüyorlar. Yani hiçbir şekilde dünyanın buradan haberdar olmasını istemiyorlar… Mesela komşularımız Malezye ve Endonezya'dan dahi hiçbir gazeteci bölgemize giremiyor. İçerde yaşadığımız savaşı iki kabile arasında yaşanan bir savaşmış gibi dış ülkelere ve basına aksettiriyorlar. Bizler Patani halkı olarak içeride çok büyük sıkıntılar ve eziyetler çekiyoruz. Ama internet dahi yasak olduğu için bunu dış dünyaya aksettiremiyoruz… Sümeyye Ertekin / Dünya Bülteni

07-28-2010, 01:41	#3
Kullanıcı Adı BuRaK ReiS	Allah yardım etsin derken Abdülhamid hayaleti burada da karşımıza çıkıyor.Nasıl bir padişah nasıl bir yöneticidir bu Ya Rabbi.Allah nice Abdülhamidler çıkarsın müslümanlardan ve inşallah bu zulümler bitsin artık(Allah bütün İslam aleminin yar ve yardımcısı olsun

07-27-2010, 21:52	#2
Kullanıcı Adı EZEL	Güney Asya’daki Filistin: Patani Sokaklarda çırılçıplak yerlere yatırılan genç Müslüman erkekler ve kadınlar… Mescidlerde namaz esnasında işgal askerleri tarafından başlarından vurularak şehid edilen Mü’minler… Askeri birliklerde toplu tecavüz partilerinde heder edilen minik kızlar… Onurları zedelenen, hakir görülen, katledilen, dinlerine ve kültürlerine savaş açılan koca bir coğrafya; Hayır, hayır!... Filistin değil… Burası Patani!... Şu sokaklarda çıplak bir halde yatırılan, küfredilen, hakaret edilen ve hatta dipçik darbeleri ile beyinleri parçalanan gençler, bizim gençlerimiz… Suçları bir Müslüman ismine sahip olmak büyük ihtimalle… Çok pis bir zulüm altındalar Karga tulumba kamyonlara doldurulan bu gençlerin yaşadığı ve uzun yıllardır Budist Tayland devletinin zulmü altında kan ağlayan “Asya’nın Filistin’i Patani, hala zulüm altında. Hem de çok keskin, çok acımasız, çok “pis” bir zulüm altında. Kızgın ve vahşi Tayland’ın eline geçene kadar bir İslam ülkesi olarak varlığını devam ettiren Patani, Budist işgalcilere karşı direnmeye devam ediyor. Aslında Patani bizim çocukluk dönemlerimizin en önemli cihat bölgelerindendi. Cevher Dudayev Çeçenistan’da Rusları dize getirirken biz Kur’an kursu sıralarında, İmam Hatip koridorlarında arkadaşlarla Patani’yi de konuşurduk. Muhafazakarlar Taksim’de yürüyüş yapıyor şimdi Ümmetin ‘reel takılmayan’ dergileri Moro’dan, Patani’den haberdar ederlerdi bizi. Şimdilerin en fazla Taksim meydanında demokrasi yürüyüşü yapan muhafazakârlarına rağmen birileri hâlâ Patani’ye, Moro’ya gidiyor, mü’min yüreklerin dertleri ile dertleniyor ve yetimlerine sahip çıkıyor, bu da ayrı bir mesele tabi… Genç kızlarının bu resimdeki gibi korku ile bekleştiği Patani, Tayland’ın güneyinde Malezya ve Tayland arasında kalan bir bölge. Yüzölçümü 13.721 metrekare. Burada yaklaşık 3 milyon Müslüman yaşıyor. Patani’nin % 80’i Müslüman. Daha önceleri bu oran % 100 imiş ancak Tayland, İsrail’in Filistin’de güttüğü siyaseti Patani’de güderek bölgeye Budist Taylandlıları yerleştirmeye başlamış. Patani, tarihsel bir İslam toprağıdır Patani, “yeni” Müslüman olmuş bir yer değil. O “tarihsel bir İslam toprağı.” Patani halkı 15. yüzyılda bölgeye giden Müslüman tüccarlar ve davetçiler vasıtasıyla İslam’la tanışmış ve daha sonra güçlenerek bir devlet halini almış. Patani krallığı her ne kadar inişli çıkışlı dönemler yaşasa da 1786 yılında Tayland’ın eline geçene kadar bir İslam ülkesi olarak varlığını devam ettirmiş. Patani’nin Budistler tarafından işgal edilmesini kabullenmeyen Patani halkı o tarihten başlayarak günümüze kadar defalarca yönetime isyan etmiş ve hiçbir şekilde bu işgali kabullenmemiş. O günden başlayarak devam eden direniş her ne kadar her seferinde kanlı bir şekilde bastırılsa da, farklı şekillerde varlığını koruyarak günümüze kadar gelmiş. İşte bir cami ve sabah namazından sonra mescid içerisinde katledilen mü’minler… Patani konusunda vebal altındayız Çok ama çok kötü bir zulüm var Patani’de. Zulmün “çok kötüsü” olur mu? Oluyor işte. Patani ile alakalı en son Faruk Ağabeyim ile görüşmüştüm. Faruk abi sonra şehadete uçtu Afgan dağlarında. Bahattin ağabey ile beraber bir yetim okulu projesi için gittikleri Afganistan’da uçaklarının düşmesi sonucunda şehadete ulaştılar. Dün de Patani’den bir güzel insan ile beraberdik. Yeniden o zulümleri hatırlattı bize; “Vebal altındasınız” dedi. Hakikaten vebal altındayız. Oradaki Müslümanları unuttuğumuz her dakika vebal altındayız. Bu durumda onlar mı tehlike altında, biz mi, bilmiyorum. Sadece bu minik kıza sahip çıkamadığımız ve bir gün bu güzelim kız da Budist Tayland askerlerinin iğrenç emellerine alet edileceği için zorlu bir vebal altındayız… Patani konusunda Türkiye medyasında çok fazla haber yok maalesef. İlgilenmemiz, yazmamız, konuşmamız, dertlenmemiz gerek. Bizler kardeşinin dertleriyle dertlenen ve onların dertlerini kendi derdi gibi bilen bir ümmetiz. Patani’yi en azından dualarımıza ortak edebiliriz Biz emin olun her şeyi yapabiliriz. Yeter ki herkes gücü oranında bir şeyler yapmaya çalışsın. Maddi manevi bu konuda elimizden gelen her şeyi yapabiliriz. En zayıf ve fakir olanımız bile, kardeşi için en azından dua edebilir. Onu duasına ortak edebilir. Patani halkını ve davasını çocuklarımıza, akraba ve çevremize anlatabiliriz. Çünkü Patani davası sadece fakirlik davası değil, Patani davası bunun kadar hakları elinden alınmış, toprağı gasp edilmiş, tarihi yok edilmeye çalışılan ve türlü türlü haksızlıklara maruz bırakılmış bir halkın hikayesidir. Ve o mazlum halkın sesine ses vermek bizim boynumuzun borcudur. M. Mustafa Uzun FOTORAFLARIN DEVAMINI GÖRMEK İÇİN TIKLA +18

07-28-2010, 03:00	#4
Kullanıcı Adı EpiVaTeS	Yüreğim burkuldu... Gözümden de yaş geldi...

Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)