Siyaset Forum - Siyasetin Kalbi
Köşe Yazıları Köşe yazıları burada paylaşılıyor.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 08-01-2010, 00:48   #1
Kullanıcı Adı
Cihannur
Standart Arzu Erdoğral - Mustafa Sarıgül Hangi Bölgede "Hayır" Avında?
Arzu Erdoğral



Mustafa Sarıgül hangi bölgede "Hayır" avında?

CHP’li isimlere bakıyorum hepsi birbirinden ilginç!
Baykal, Kılıçdaroğlu, Sav, Sarıgül vs.
İnsanın bir söylediği diğerini tutmaz mı?
Bunlarınki tutmuyor.
Şu aralar hepsi anayasa değişikliğine kilitlendi. Birbirlerine etmedik hakaret bırakmasalar da bugünlerde birlikte hareket etme sanatını icra ediyorlar.
Anayasa değişikliğinin gerçekleşmemesi için dikkati başka yönlere çekme çabası içerisindeler.
Bir yandan 35. madde değişikliği tartışmalarıyla gündemi değiştirmeye çalışırken, dört koldan etrafa yayılmayı da ihmal etmiyorlar.

2007'de yayınlanan 27 Nisan bildirisini birçok CHPlinin ve Deniz Baykal’ın, çiftetelli eşliğinde "Devletin anayasal kurumlarının kaygılarını ifade etme ihtiyacı" diye adlandırılmasını unutan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, türkü sözleri eşliğinde “Bu e-muhtıra AKP'nin tekrar iktidara gelmesi için konmuştur. Erdoğan ile Büyükanıt işbirliği yaptı, ağam da yar paşam da yar” diyerek farklı atraksiyonlar peşinde!
Baykal bir telden Sav başka bir cepheden “çok sesli hayır korosuna” eşlik ederken, ortalarda görünmeyen Sarıgül’de boş durmuyor hani!

İtiraf edeyim kuşkularım olmasına rağmen Sarıgül’ün demokrasi adına çıkışları beni şaşırtırdı bir zamanlar. Ta ki Ergenekon zanlısı Mehmet Haberal ile arasında geçen ilginç telefon konuşmasının 3. Ergenekon iddianamesine yansımasına kadar!

Bir öyle bir böyle olduğu iyiden iyiye açığa çıkmaya başlamıştı zaten…

Çok değil Mart ayında, o zaman Türkiye Değişim Hareketi'nin lideri olarak Tekirdağ’da halka seslendiğinde, "CHP'nin oyunu böldüğü" şeklindeki eleştirilere de cevap vermiş ve "Diyorlar ki, TDH, CHP'yi bölecekmiş. Ben de diyorum ki, bugünkü CHP 1970'lerin CHP'si değil. Bugünkü CHP yüzde 20'lerde; nesini böleceğiz. Biz yüzde 10-15'lerle meşgul değiliz” dediğini unutarak, “Kılıçdaroğlu'nun genel başkanlığındaki CHP'nin bir umut estirdiğini gördüklerini” söyleyerek, CHP’yi desteklediğini ilan etti. Kılıçdaroğlu’nu destekleyen Sav hakkında daha önce neler söylediğini anlatmıyorum bile!
Yine Mart ayında, Deniz Baykal'ın hakkında çıkan kaset iddialarıyla ilgili olarak "Kendisine komplo kurulduğu" yönündeki açıklamalara cevaben, suikast iddialarıyla ilgili Baykal'a seslenmiş ve "Senin başkalarına kurdurttuğun komplo ne olacak? Bir komplo başka bir komplo ile kapatılır mı?" diye soran Sarıgül, geçtiğimiz günlerde, Adalet eski Bakanı Seyfi Oktay ile birlikte Baykal’ı ziyaret etti. Eleştiriler ile karşılaşınca da daha önce söylediği birçok sözü yine unutup, “Kimseyle kişisel bir mücadelemiz ve husumetimiz olamaz. Yetiştiğimiz siyasi gelenek ve aldığımız siyasi kültür bize bunu öğretmiştir” deyiverdi.

Hadi diyelim Ergenekoncuların baskısına maruz kaldı. Yok yaa! Böyle siyaset olmaz.
Peki, tüm bu çelişkilerin yanı sıra Mustafa Sarıgül şu an ne yapıyor?
Trakya’da halkın “hayır” demesi için uğraş veriyor.
Hem de öyle böyle bir uğraş değil…

“Hayır mitinglerinin” organizasyonunda otobüs paralarına kadar desteğini esirgemiyor. Gerisini siz düşünün artık!
Tamam, daha önce de, Türkiye'nin bugünkü anayasa ile yönetilemediğini ve bundan sonra da yönetilemeyeceğini söylemesine rağmen, "Anayasayı orasından burasından değiştirmekle olmaz” dese de açık açık “Hayır” dediğini duymamıştım.
Sarıgül’ün, özellikle “hayır kampanyasını” Trakya bölgesinde yapması kendisini bu bölgede güçlü görmesinden kaynaklanıyor olabilir mi acaba!
Yoksa birileri “Hadi bakalım, “hayır” için senin bölgen Trakya olsun mu dedi.

Belki de ikisi de bir arada!

***

ÜLKÜCÜ GENÇLER OYUNA GELMEYİN


Provokatörlüğün de bu kadarı olmaz!

Ergenekoncu Türk Solu dergisinin, Ülkücüleri sokağa çıkmaya çağırması oldukça manidar ve düşündürücü!
İnegöl ve Dörtyol'daki gerilim karşısında sağduyu çağrılarının yapılması gerekirken, Gökçe Fırat imzalı başyazıda; "Selam sana ülkücü... Senin de yüreğin yanıyor biliyorum. Biliyorum ve o nedenle sana sesleniyorum. Belki zor gelecek sana dediklerim ama dinle kardeşini" diye başlayan çağrı da ülkücüleri, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'yi dinlemeyerek sokağa çıkmaya çağırmak hangi mantıkla izah edilebilir.
Sokağa çıkmanın çatışmaya eş değer olduğunu anlamamak için aptal olmak gerekmez mi?
Bunlar 12 Eylül’ün tekrarını prova etmek istiyor.
Bunun başka bir açıklaması yok!

ADALETİM, ADALETİN NEREDE?

Vakit'in hukukçu yazarı Ali İhsan Karahasanoğlu, gazetelerinin sorumlu müdürünün, 15 gün içinde 3 ayrı davadan sorgusu dahi alınmadan mahkûm edilmesi karşısında âdeta isyan etti.
Haberi yazan kişinin adı bile sorulmamış kendisine…
İddianame tebliğ edilmemiş, yüzüne okunmamış, sorgusu yapılmamış…
Peki, siz bu gazeteciye nasıl ceza verdiniz?
HSYK, kanuni zorunluluk gereği, basın davalarına bakan 2. Asliye Ceza Mahkemesi’ne hâkim olarak Kürşat Hamurcu’yu boşuna yetkilendirmemiş desek haksız sayılmayız herhalde.
Bu arada bizim “bağımsız medyamız” nerede acaba!
Bilmiyorum ama armut toplama zamanı mı geldi?

Habervaktim 30.07.2010

 

Cihannur isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2026 © Siyaset Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı