Siyaset Forum - Siyasetin Kalbi
Yeni Şafak , Akit ve Milat "Yeni Şafak" ve "Vakit" Gazetesi köşe yazıları / Vakit'ten Hafızalardan Silinmeyen Habercilik Başarıları..



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 06-07-2008, 01:34   #1
Kullanıcı Adı
CeVHeR
Standart Ya bunları yargılayın, ya da Meclis’i kapatın!
Kim, ne derse desin; bütün söylemlerin vardığı ortak nokta, Anayasa Mahkemesi’nin 9 üyesi tarafından verilen “karar”ın, daha doğrusu yaptıkları “yorum”un, bir “Yargı Darbesi” olduğudur... Bu, öyle bir “yargı darbesi”dir, öyle bir “cüppeli kalkışma”dır ki, “367 kararı” bile bu son kararın yanında “solda sıfır” kalır!.. Bu karar, “AK Parti’nin kapatılması” yönünde verilecek bir karardan bile daha önemlidir!.. Kaldı ki; bu saatten ya da bu karardan sonra “AK Parti’nin kapatılması”nın veya “açık tutulması”nın hiçbir önemi yoktur!..
Çünkü; varlık sebebi; “özgürlük”leri genişletmek ve “demokrasi”yi hakim kılmak olan bir partinin “varlık sebebine darbe” indirilmiştir!..
Bu “ucube karar”dan sonra; AK Parti’yi “açık tutsalar” ne farkeder, “kapatsalar” ne farkeder!..
Çünkü ortada ne “hukuk” kaldı, ne “demokrasi” ve ne de “milli irade!”


9 ÜYE DERHAL YARGILANMALIDIR


Bir defa daha ortaya çıktı ki;
Bu milletin AK Parti’ye verdiği 16 milyon küsur oyun, MHP’ye verdiği 5 milyona yakın oyun, “yargı”nın gözünde hiçbir kıymet-i harbiyesi yoktur!..
Anayasa Mahkemesi’nin 9 üyesi; “başörtüsünün serbestliği”ne karar veren “Meclis’in 411 milletvekili”ne ve “başörtüsüne özgürlük” isteyen “21 milyon vatandaş”a, bir başka ifadesiyle, “Türkiye’deki iki kişiden biri”ne demiştir ki;
“Siz ne derseniz deyin, önemli olan benim ne dediğim!.. Sizin ne istediğinizin hiçbir önemi yok!..
Önemli olan benim ne istediğim!”

Ve, önceki gün kararlarını açıkladılar:
“Anayasa’nın 10. ve 42. maddelerinde yapılıp, başörtüsüne özgürlük getiren değişiklikler, laikliğe aykırıdır!”
Hemen söyleyelim;
Anayasa Mahkemesi üyeleri, “karar” verirler ama “yorum” yapamazlar!..
Meclis’in yaptığı değişikliği “laiklik bahanesi”ne sığınarak “yok saymak” ise, “karar” vermek değil, “yorum” yapmaktır!..
Evet, yaptıkları, “keyfî bir yorum”dur!..
Yorum yapmak ise, “Anayasa’nın 148. maddesi”ne göre; “görev ve yetkinin kötüye kullanılması”ndan başka bir şey değildir!..
“Görev ve yetkinin kötüye kullanılması”nın da, “suç” olduğunu söylemeye herhalde gerek yok!..
Mahkeme üyeleri, sadece “Anayasa’nın 148. maddesi”ni değil, aynı zamanda “Türk Ceza Kanunu’nun 311-1. maddesi”ni de ihlâl etmişlerdir!..
Bu madde, özetle şöyledir:
"... TBMM'nin görevlerini kısmen veya tamamen yapmasını engellemeye teşebbüs edenler ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla cezalandırılırlar"
Demek oluyor ki;
“Millet iradesinin tecelligâhı” olan Meclis’in kararını, dolayısıyla “milletin talebi”ni yok saydıkları için, Anayasa Mahkemesi’nin 9 üyesini “müebbet hapis” talebiyle yargılamak mümkündür!..
Öyle ya;
Meclis’in görev yapmasını, “kısmen” değil, “tamamen” engellemişlerdir!..


KÖKSAL TOPTAN’A DüŞEN GöREV

TBMM’yi “devredışı” bırakmışlar ve adeta, “sizi takmıyoruz” demişlerdir!..
Bu da demektir ki;
Dört yılda bir “seçim” yapılması, milletin önüne “sandık”lar konulması, insanların “oy” kullanarak tercihte bulunması, bir partiye “yüzde 47” oy verip de onu “iktidar”a getirmesi hiç önemli değildir!..
Önemli olan, “Yargıçlar Hükümeti”nin, ne dediği!.. Önemli olan “Millet Meclisi”nin değil, “Yargıçlar Meclisi”nin ne dediği!..
AK Parti ve MHP’ye oy vermiş toplam “21 milyon vatandaş”ın tercihinin hiçbir değeri yok da, “Türk Milleti Adına”(!) karar verme yetkisi “Anayasa Mahkemesi’nin 11 üyesinin iki dudağının arasında” ise, yapılması gereken iki şey vardır!..
Ya “Anayasa Mahkemesi’nin yapısı” değiştirilip “çağdaş ülkeler”e uydurulacak, ya da bu Meclis; tası-tarağı toplayıp “Sine-i Millet”e dönecektir!..
Evet, evet;
TBMM Başkanı Köksal Toptan’ın yapması gereken tek şey; “üçüncü yol arayışı” gibi eksantrik çabaları bir yana bırakıp, bir an önce “Meclis’in kapısına kilit vurmak” ve “anahtar”ını da götürüp, “Anayasa Mahkemesi Başkanı”na teslim etmektir!..
Öyle ya;
“Meclis’in 411 milletvekili” hiçbir şey bilmiyor da, sadece “Mahkeme’nin 9 üyesi” biliyorsa, yapılacak tek şey “Meclis’in kapısına kilit vurmak” ve “sine-i millete dönmek”tir!..
Ya da;
Milli iradenin “yok” sayıldığı, milli iradenin “linç” edildiği, çok partili demokrasinin “kanına girildiği” bu kararı “yok saydığını” bütün dünyaya deklâre etmektir!..
Çünkü bu kararda “hukuk” yoktur!..
Tam aksine, kararın böyle çıkmasında; mahkeme üyelerinin “ideoloji”leri ve “mezhebî aidiyet”leri rol oynamıştır!..


LAİKLİK, DİNSİZLİK MİDİR?

Biraz önce dediğim gibi;
Bu kararda “hukukî delil” yok, “şahsî yorum”lar vardır!..
Burada “laiklik” yorumlanmış ve adeta laikliğin “dinsizlik” olduğuna hükmedilmiştir!..
Öyle değil midir;
Başörtüsü “İslâm’ın bir emri”dir!..
İslâm, ne diyor;
“Kadınlar başlarını örtsün!”
Peki, Anayasa Mahkemesi’nin 9 üyesi ne diyor;
“Başörtüsü, laikliğe aykırıdır!”
Ne demektir bu;
“İslâmiyet, laikliğe aykırıdır!”
İslâmiyet, bir “din” olduğuna ve “laikliğe aykırı” sayıldığına göre; “laiklik” demektir ki, “dinsizlik!”
Hayır, hiç kimse oraya-buraya çekiştirmesin...
Ne yani, Anayasa Mahkemesi’nin 9 üyesinin “yorum” yapmaya hak ve yetkisi oluyor da, benim niye “yorum” yapma hakkım olmasın!?!..
Ben de, “Mahkemenin laiklik yorumu”nu işte böyle yorumladım!..
Eğer, “laiklik eşittir dinsizlik” değil ise, mahkeme üyelerinin, kalkıp da “Allah’ın emrine kafa tutar” tarzda bir karar vermemesi gerekirdi!..
Onlar, “Allah’ın emrini yok saydıkları” için, benim de kendilerine şu soruyu sormaya hakkım olsa gerek: Kararınızda “hangi ideoloji” veya “hangi mezhebî aidiyet” rol oynadı?..
Çünkü İslâm; “örtünmeyi” emrediyor!..
Bu emri reddettiğinize ve yok saydığınıza göre,
“Siz kimsiniz” acaba?..

BU ÜLKEDE BöYLE BİR MİLLET YOK!

Evet, siz kimsiniz?..
“Adına” karar verdiğiniz “millet” nerede?..
Türkiye’de, “başörtüsüne hayır” diyecek bir millet olmadığına göre, sizin milletiniz “uzayın neresinde”dir veya hangi “galaksi”dedir!?.
Öyle ya;
Ya “Türkiye’de böyle bir millet yoktur” ya da, Anayasa Mahkemesi’nin 9 üyesi “bu ülkede yaşamıyor” demektir!..
Çünkü, mahkemenin kararı, kesinlikle ve kesinlikle “Türk Milleti Adına” değildir!..
O halde, gereği yapılmalıdır!..
Türk Milleti lağvedilemeyeceğine göre, Anayasa Mahkemesi “lağvedilmeli”dir!..

---------
Bu bir “tecavüz”dür!
Bir “hacıyatmaz” gibi; zaman zaman yan yatan ama hep ayakta kalma ve her dönem “milletvekili” seçilme becerisini gösteren “siyasi”lerden birisi, Anayasa Mahkemesi’nin “yargı darbesi”ne adeta destek verip, diyor ki;
“Anayasa Mahkemesi’nin başörtüsü aleyhinde verdiği kararın gerekçesini görmeden konuşmam!..”
Ne demektir bu; “Tecavüze uğrayan kadının rahmindeki bebeğin cinsini görmeden konuşmam!..”
Öyle değil midir?.. Bu kararla; milli iradenin tecelligâhı olan Meclis’e “tecavüz” edilmiş değil midir?..
Adam bu “tecavüz”e karşı çıkmıyor da, “gerekçe” bekliyor!..
Sorarım size;
Mahkemeden “gerekçe” beklemekle, “tecavüz bebeğinin cinsiyeti”ni beklemek arasında ne fark vardır!..
Ulan, ortada “tecavüz” var, tecavüz!.. Bu tecavüzün “gerekçe”si açıklansa ne olur, açıklanmasa ne olur?!?..
Tecavüzün haklı gerekçesi olur mu hiç?..



Hasan KARAKAYA / VAKİT 07/05/2008

 

  Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 06-07-2008, 01:45   #2
Kullanıcı Adı
ümitli_bekleyis
Standart Ya bunları yargılayın, ya da Meclis’i kapatın!
Af Allah 'ım Af. Yargının En büyüğü Ölünce olacak herkes için ! İşte o zamana kadar sabretmek gerekiyor. En zoru da ezilmeye çalışılan ve sabretmesi gereken grupta olmak .Hadi hayırlısı .Bakalım daha neler göreceğiz ?
ümitli_bekleyis isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 06-07-2008, 01:54   #3
Kullanıcı Adı
tayyipleyiz
Standart Ya bunları yargılayın, ya da Meclis’i kapatın!
Cübbeli darbe, darbenin yeni vizyonu olmuştur. Tanklar yürümüyor, cübbeler giyiliyor, milli iradeyi "seni hiçe sayıyorum, istediğimi yapıyorum" diyebiliyor. Kimden alıyor bu yetkiyi ? Bu yetkiyi kim veriyor, kimin adına kullanıyor ? Bağlayıcılığı kim oluyor ? El-cevap: Sözde "milli irade" ...

Yeni "Babayasa" Bu mahkemenin de haddini bilidrebilmeli. Bu dönemde bu kadar ateşli davranırsak, havale geçirmemiz de kaçınılmaz olabilir. Bunun sancısını da yine ve de yeniden, KAOS a girmiş bir Türkiye çeker. Benzetme çok da Reel gelmedi bana ... Herşey bitmiş değil. 2. şık gerçel olan sanki ...

Elimizdekileri de kaybetmek istemiyorsak, eski tip darbeye de sıcak bakmıyorsak sağduyu engin olmalı, hislere galip gelebilmeli. Son Koz kullanılmadı. Sonucu bekleyen açıklama da bence yerinde bir açıklama. Devlet admlığı, Hukuk olmasa bile Hukuk a uygun davranabilme bilincini getirebilmeli ... Hangi hukuk derseniz ? Evrensel hukuk veya olması gereken hukuk diyebiliriz.

Bu dönem aklın galip gelmesi gereken, sağduyunun zirve olduğu öngörünün konuştuğu, zamanlamanın da zirve olduğu bir dönem olabilmeli. Eğer Mefkure ülke ise, halkı Ötekilere, yani Laikçilere teslim etmemek, yeniden eskiye dönmemek için bu şiar edinilebilmeli.

Yazının ateşi oldukça yüksek ama aksine ben de çok sakinim ...

Paylaşım için teşekkürler Nusretim ... (+)

tayyipleyiz isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 06-07-2008, 01:59   #4
Kullanıcı Adı
YavuzSultanSelim
Standart Ya bunları yargılayın, ya da Meclis’i kapatın!
Artık bu damlayı taşıran son damla oldu bu işe kim dur diyecek çok merak ediyorum resmen ülke elden gidiyor
YavuzSultanSelim isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 06-07-2008, 02:24   #5
Kullanıcı Adı
nar
Standart Ya bunları yargılayın, ya da Meclis’i kapatın!
Olayın sıcaklığıyla alınacak fevri kararlar mevcut durumu daha kötü hale getirebilir. Dolayısıyla halkın da galeyana gelmemesi için daha sakin, sağduyulu olmakta fayda var...

Paylaşım için teşekkürler...+1
nar isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 06-07-2008, 02:30   #6
Kullanıcı Adı
CeVHeR
Standart Ya bunları yargılayın, ya da Meclis’i kapatın!
Rica eder, ben teşekkür ederim arkadaşlar...
Okuyup yorum yazan hekese de ben bir (+)...
  Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı




2007-2026 © Siyaset Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.


Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı