Siyaset Forum - Siyasetin Kalbi
Makale & Deneme Makale ve deneme içerikleri.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 06-24-2008, 18:01   #1
Kullanıcı Adı
NuR-eFSaN
Standart Dinle İstanbul! Sana bir sır vereyim…






Dinle İstanbul! Sana bir sır vereyim… Vereyim de, halimi bilenlerin katına usulca göndereyim… Kızgın bir çöl sabahından eğirdiğim, kaygı kutbundan devrilen tereddütlerin buzunu eriterek suladığım ne varsa! Kuruttum gül nefesinde… Şimdi zaman geçmek bilmiyor… Bu vuslat arefesinde!





Tuna akşamlarında sızlayan mızrapların sözüyle şenlenir gönül… Kıyımsız bekleyişlerin doyumsuz zevkini gördüm aynalarda… Kasvet çekip gitti uzaklara! Ah gülleri gül teninde gülden eden ah! Varlığını yudumlamak meğer ne hoş imiş… Vallahi bu âlem dedikleri iki kapılı saray… Sevdanın kavurmadığı her an boş imiş… Yanmanın yangından ziyade yakandan sirayet eden bir hâl-i güzîn olduğunu tekrara ne gerek var? Unutulmuş olmaktansa tutuşmuş olmaktır aşığın muradı… Ve gam denilen acı iksir… Vuslatı yudumlamak telaşına yaradı!





İstanbul! Hey İstanbul! Çocuk gözlerimin sineme sardığı hayal! Titre ve ayağa kalk bu seher… Yâr dudağında bir dua olmuşum duy! Duy da kıskan sana meftun olan şair-i fukaranın ömre sığmaz destanını… Boğaz’ın martıları çınlatır şimdi o nazenin semayı… İstanbul! Ah İstanbul… Seni senden çaldım bu gece… Aşk adına ne kadar sır var ise zimmetime geçirdim sessiz sedasız… İstanbul biliyor musun? Sultan olmaz imiş gedâsız… Gedâ-ı aşkım ben İstanbul… Ve veda-ı hüzün!



Kol gezer her semtini içime sığmaz bu neşe… Haydi İstanbul! Selam ver bakalım sadık bir dost gibi, ömrüme doğan güneşe… Çamlıca’dan başını kaldıran güneş, Fethi Paşa’dan salınarak ışıtır Üsküdar açıklarını… Sarayburnu bin temaşa ile karşılar hayal kalyonumu… Sen ne durursun İstanbul? Bilirim… Hakiki yârini buldu diye bu garip, sarsılan tahtın yüzünden kudurursun… Kudur İstanbul kudur! Gözümü diktiğim yegâne nokta… Muradın ayağına serilmiş saadet ufkudur…



Dokuz adımda geçtim bu sırlı kapının ardına… İşte o vakit koptu yâr gözünden özüme mayalanan fırtına… Fırtına dedimse… Saran sarmalayan, cana reha bırakan, sözü kuru laftan sıyırıp hakikate erdiren bir fırtına… Uyan İstanbul! Aşkın gafili olma… Sende bin şaha kalkmış gönlümün yiğit sırtına… İki yâre dar mı sanırsın bu gönlü? Sen ve yâr… Yeter bu gönül ikinize…



Tamburlar inliyordu o gece… Kudümler sessizce, içimdeki alevin titreyişini dinliyordu. Nefesler nefeslere ulana dursun… Hayal, hakikat zemininde aşk deyû çınlıyordu. Perdeler, birbiri ardınca savrulurken rüzgarda… Ve perdeler omuz omuza can şarkımı terennüm ederken… Gonca… Gül olmak hevesinden öte bir iştiyak ile yırttı bağrını… Gel dedi ey garip bülbül… Kızıl yanaklarımla dindireyim bu cân ağrını… Teslim olmak aşktı İstanbul! Uzattım gül kokana ruhumun sarp kulesinin anahtarını… İşte… O an her zerreme yâr bellettim, o buğulu esrarın sahibi, çiğ tanesi kadar saf yâri… Yâri… Yani gönlümün yegâne mühürdârını…


Fatih’te sabahı buldurur söz yokuşu… Canân dilinden dinlemek ne de hoştur, âti denilen o kuşu… Bilirsin İstanbul senle gördüğümüz o rüya… Hani şu öbür yarısını bir türlü feleğin elinden çekip alamadığımız… O rüya… Artık sanma ki güya! Sevda budur İstanbul… Beyhude kulak verme güft ü gûya! Hem böyle şaşkın bakma yüzüme… Yâr kırılır bunca şaşarsan! Yâri kırma İstanbul… Emanetimi incitme sakın! Artık gül devri sandığından da yakın…


Âşikâr olmaya soyunan sır, Haliç’te mehtabın şahadetiyle mor feracesini sulara bırakır aheste… Kına kokar avuçları, Eyüp Sultan avlusunda şükür için açılır her dem… Kına, gül ve tül kızıl olunca… Akla gelendir muradın raksı… Ve sen İstanbul! Ah sen değil misin dolunay denen çiçeği sabırla ekip yeşerttiğim o billur saksı? Göz nuru, gönül süruru yâr… Dolunayda ışıldar görmez misin? Ah saadet mekânı şehr-i şahane! Bu garip yüreciğimin hakkını vermez misin?


Tuzhurmatu akşamlarıyla, Şumnu seherlerinin buluştuğu gönül, benimdir! Ben ki bülbül tabiatıyla tutuşmuş mısraların kırbaçlayanı… Ben bende değilem a dostlar! Gül vurgunu kanatlarım taşımaz beni bana… Ben gülde açan bir nidâyım artık… Gönül gözüyle bakanlara görünen, gülün omuzlarından dökülen bir ridâyım…


İşte İstanbul… Donat her yanını aşkım hatırına… Olma sana alev kusan şaire şâkî… Mâlum… Sevda taşıyan fani olsa da bâkî…

 

NuR-eFSaN isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 06-24-2008, 18:21   #2
Kullanıcı Adı
haritaci70
Standart Dinle İstanbul! Sana bir sır vereyim…
Gerçekten harika muhteşem süper daha ne denir bilmiyorum... :-* +5
haritaci70 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 06-24-2008, 18:22   #3
Kullanıcı Adı
NuR-eFSaN
Standart Dinle İstanbul! Sana bir sır vereyim…
Düşüp bayılacağım + 5 mi verdim bir bardak soğuk su lütfenn :P :-[
NuR-eFSaN isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2026 © Siyaset Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı