Siyaset Forum - Siyasetin Kalbi
Bugün ve Sabah "Bugün" ve "Sabah" Gazetesi köşe yazıları.



 
Stil
Seçenekler
 
Prev önceki Mesaj   sonraki Mesaj Next
Alt 10-08-2008, 10:38   #1
Kullanıcı Adı
siyah gül 07
Standart 'Elimizi soğutmayın' diye diye bu hale getirdiler (Emre AKÖZ)
Diyorlar ki: " Hükümetler bu konuda ( Kürt sorunu, PKK sorunu; her ne ise) sorumluluk almaktan kaçtı. Sorumluluk askerin üstüne kaldı. "
Yanlış!
Katılmıyorum!
1980'leri, 1990'ları anlatan; anı kitaplarını, araştırmaları, itiraf ve ifşaat röportajlarını okuyun. Hepsinde şunu görürsünüz: Asker, sivillere, " Siz bu işe karışmayın; benim istediğim politikalar uygulanacak " dedi.

Bildiğiniz gibi PKK saldırıları 1984'te başladı. 1980'lerin ikinci yarısından itibaren de, " demokratik/siyasi çözüm " önerileri ortaya atılmaya başlandı.
Peki, bu öneriler basında yer alınca ne oldu? Bunları dile getiren gazeteciler Ankara'ya çağrıldılar. Onlara özetle şunlar söylendi:
" PKK ancak güçten anlar. Silaha, silahla karşılık vereceğiz. Biz büyük devletiz, bunlar karşımızda fazla dayanamaz. Sizin önerileriniz ülkeyi böler.
Demokrasi memokrasi gibi romantik laflar etmeyin; çenenizi kapatın. "

Siyasetçilere verilen mesaj da farklı değildi:
" Bu askeri bir meseledir. Siviller anlamaz. Sizin yapmanız gereken bizi sonuna kadar desteklemektir. "
Yani sorun, askerin sırtına yüklenmedi. Hareket alanını genişleteceğini düşünerek (ki öyle de oldu), asker meseleyi üstlendi. Başkasının da karışmasını engelledi.

Sivil siyasetçiler ne zaman askeri yaklaşıma karşı çıksalar, ucundan kıyısından eleştirseler; " Elimizi soğutmayın " diye uyarıldılar.
"Elimizi soğutmayın" lafı, " Talep ettiğimiz paraları ve yetkileri vermezseniz; biz de doğru dürüst mücadele etmeyiz " anlamına geliyordu.

Bugün, yani ilk saldırıdan çeyrek asır sonra, aptal aptal laflar ediliyor: " Aktütün sorumluları cezalandırılsın. "
İzlediğin politika doğru mu ki üç beş kişiyi cezalandırmakla mesele hallolsun?
Kürt sorunu dağ gibi ortada duruyor; sen kalkmışsın kulağını çekecek adam arıyorsun. Küçük adamın, küçük hesabı işte!

Eskiden PKK militanları bölgeden çekerdi. Şimdi İstanbul'dan, Avrupa'dan katılımlar oluyor.
Çeyrek asırdır dökülen kandan sonra, hala " Gençler kandırılıyor " diyorsan. Pes!

Ben artık TSK adına konuşanlara değil, kendime inanıyorum.
Bakın 27 Aralık 2007'de ne yazmışım: " Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Kandil Dağı'ndaki bazı PKK hedeflerini bombalaması... Medyada yer alan kimi haber ve yorumlarda iddia edildiği gibi... Örgütün ' çökertildiği', ' belinin kırıldığı', ' tarumar edildiği' anlamına geliyor mu?
Sanmıyorum... Muhakkak ki örgüte bir miktar zarar verilmiştir. Ama o kadar!"
Ben geçen yıl o satırları " oturduğum yerden " yazdım. Tek bildiğim, dağları taşları bombalamanın, karşı tarafa fazla zayiat vermeyeceği idi.
" Kandil, Alemdağ değil! " ( 1 Kasım 2007 ) Böyle dedim diye dalga geçenler oldu.
Bakalım " tepesine bomba yağmış ", " militanlarının ölümü termal kameralarla izlenmiş " örgütün; yüzlerce kişiyle ve ağır silahlarla yaptığı saldırıdan ve 17 şehitten sonra ne diyecekler?


08.10.2008

 

siyah gül 07 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
 


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2026 © Siyaset Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı