![]() |
#1 |
![]() Hz. Mevlânâ"nın Mesnevî-i Şerîf"ini ve Dîvân-ı Kebîr"ini incelendiğimizde onun Ramazan ayı ve oruç ibadeti hakkındaki görüşlerini şöylece özetleyebiliriz:
“Oruç sevdası bambaşka bir sevdadır” diyen Mevlânâ, orucu çok özlediğinden ve hasretle beklediğinden bahseder. Bazen ise orucu bir “ana” gibi görür. Oruç ayı olan Ramazan"a neşeli olarak girilmeli; ona kavuşulduğu için Cenâb-ı Hakk"a şükredilip sevinilmelidir. Oruç; kişide imanın, Allah"ı sevmenin, O"na bağlanmanın, O"ndan sakınmanın, haramdan kaçınmanın varlığına şahitlik eder. Ramazan"da sadece yemek ve içmekten kaçınmak değil, kötü söz söylemek ve kötü iş işlemekten de kaçınmak, bunlara sabır göstermek gerekir. Orucun bazı zorlukları varsa da, yüzlerce çeşit hüneri de vardır. Oruç; şeytanı ve nefsi güçsüz ve etkisiz hâle getirir, maddî ve manevî açıdan temizliği gerçekleştirir, gönlü bedenî isteklerin tahakkümünden kurtarır, nefsi kirlerinden arındırır, ruhu özgürleştirir, gönül gözünü açar, manevî görüşü artırır, sabrı öğretir, bedenî hastalıklardan korunmanın yollarını öğretir, insanın insanlığı olgunlaşır, manevî rızıklara ulaştırır, Allah"a yakınlaştırır. Bu namaz, oruç, hacc ve cihad da inanışa tanıktır. Bu zekât "hediye", bu hasedi bırakma da "kendi sırrından haber verme" dir. İhsanda bulunmak, doyurmak, konuk davet etmek: “Ey ulular, biz sizinleyiz, size doğru bir özle inandık” demektir. Hediyeler, armağanlar, sunulan şeyler: “Ben seninleyim; seni seviyorum” diye tanıklıktan ibarettir. Kim, bir mal veya afsun için çalışır, uğraşırsa bu ne demektir? “İçimde bir cevherim var”, demektir. Allah"tan çekinmemden yahut cömertliğimden bir cevherim var ki bu zekatla oruç ikisine de şahittir. Oruç der ki: “Bu, helalden çekindi, bil ki harama ulaşmasına artık imkân yok.” Zekât der ki: “Kendi malını bile veriyor, artık, kendisiyle aynı dinde, aynı yolda olandan nasıl çalar?” Fakat bu işleri riya ve tezvirle yaparsa o iki tanık, Allah"ın adalet mahkemesine kabul edilmez. Avcı tane saçar ama acımasından değil, avlanmak için. Kedi de oruç ayında oruç tutar ama kendisini av avlamak için uyur gösterir. Bu eğrilikten yüzlerce kavim, kötü sanılmıştır. Bu kötü kişi, cömert kişilerle oruç tutanların adını da kötüyü çıkarmıştır. Fakat Allah"ın lütuf ve ihsanı, o eğri işlerde bulunmakla beraber nihayet onu hepsinden de arıtır. Rahmeti, o kötülüğü aşmış, ayın on dördüne bile vermediği ışığı vermiştir. Allah, onun çalışmasını bu kötülükle karışmadan yıkar; rahmeti onu bu hatadan arıtır. Bu sûretle de Allah"ın yarlıgayıcılığı meydana çıkar, bu miğfer kulun kelliğini örter. Yağmur, pis şeyleri arıtmak için gökten yağar.1
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|