![]() |
#1 |
![]() ![]() Hak dostu çarşıya indiği bir gün, orada kurulu olan panayırda bir cambazın ipin üzerinde yürüdüğünü ve ipin alt tarafında da bir palyaçonun etrafta toplanan halkı eğlendirdiğini görür. Başını çevirip onu biraz seyrettiği esnada, -ihtimal Hazret’in manevi havası oraya da tesir etmiştir- yapmış olduğu ters bir hareketten dolayı ip cambazının ayağı kayar ve yere düşmeye başlar. İşte o sırada cambaz için esbab bi’l-külliye sukût etmiştir. Onun, öyle birisine teveccüh etmesi lazımdır ki, kurtulması için hiçbir vesilenin bulunmadığı o anda onu muhafaza etsin. Yere doğru düşen cambaz, hayattan ümidini kestiği dakikada içinden gele gele, dolu dolu, yüreği yırtılırcasına “Allaaaah!” der inletir her yanı. Beklenmeyen şey olur; Cenab-ı Hak onun kurtuluşuna yerdeki palyaçoyu vesile kılar ve cambaz palyaçonun iri göbeğinin üzerine düşer. Neticede palyaço ölür; cambaz ise kurtulur. Bu hadiseyi değerlendiren Hak dostu der ki: “Hayatımda bir kere böyle Allah deseydim, ben de kurtulurdum.” der
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|