![]() |
#1 |
![]() ![]() İstanbul bağımsız milletvekili adayı Sırrı Süreyya Önder, kendisini 'Nurcu Sosyalist' olarak betimledi ve bakın neler dedi? Tempo Dergisi'nde Radikal Gazetesi eski yazarı ve İstanbul 2. Bölge bağımsız milletvekili adayı Sırrı Süreyya Önder'le ilgili ilginç bir portre yazısı ve kendisiyle yapılan söyleşi yayınlandı. SOSYALİZMDE NURCULUK Yazının "Sosyalizmde Nurculuk" başlıklı bölümünde Önder'le ilgili şunlar anlatılıyor: "Devrimciydi, her eylemde vardı. Ortaokulun son günlerinde annesi, babasının kitaplarını çıkarmış; Sırrı da meraktan o kitapları okumuş, babası gibi olmuştu. Bir yandan da Risale-i Nur külliyatını ezberliyordu. Çünkü dayısı Nurcu'ydu. Ama sosyalistlik karar kılacaktı. 'Neden solu tercih ettiniz' sorusuna, bir sigara daha yakıp, derin bir nefes çektikten sonra şu yanıtı veriyor: Risale-i Nur ekolü daha mütevekkil bir yapıdır. Yaşamım ve mizacım, hayatı mütevekkil karşılamaya yetmedi. 'Devrim ve hemen şimdi' dedik. Bu kararı, ilk gözaltını, dayağı, işkenceyi lise yıllarında tatmasına neden oldu. 1 Mayıs, 30 Mart (Mahir Çayan'ın öldürülmesi) gibi tüm özel günlerde karakolda ağırlanıyordu." ÜSTÜ ET BALIK, ALTI İŞKENCEHANE Yazının, bu başlık altındaki bölümünde, Önder'in daha sonraki yıllarda yaşadığı işkenceler ise şöyle özetleniyor: "Önce 'Ankara Dal Grubu'na, Et Balık Kurumu'nun altında, Emniyet Müdürlüğü'nün yanındaki işkence merkezine götürüldü. Burada hemen her günü işkenceyle geçen 105 günün ardından Mamak Askeri Cezaevi'ne gönderildi. 12 yıl ceza verildi. Açlık grevlerine ve isyana katıldığı, emre itaatsizlik yaptığı gerekçesiyle infazı yandı." "RUHUNU KAMYON ŞOFÖRLÜĞÜ DİNLENDİRDİ" Peki Önder, cezaevinden çıktıktan sonra ne oldu? O da şöyle özetleniyor portre yazısında: "1987'de cezaevinden çıkınca baba memleketine gitti. İş yok, aş yok, üstelik kimse selam bile vermiyordu. Berberlik yapan kardeşi de askere gidince, Önder de yönünü İstanbul'a çevirdi. Sirkeci'de bir firmaya kamyon şoförü olarak girdi. Neredeyse tüm Anadolu'yu görme fırsatı buldu. 'Ruhuma da iyi geldi' dediği bu iş, bir buçuk yıl sürdü. Kendi kamyonunu alıp, çalışmayı denedi. Borç harç aldı da. Sonuç, yine hüsran. Vergi, harç, icra, haciz... Baktı ki olacak gibi değil, kaçtı Türkiye'den Kazakistan'a; Adıyamanlı bir arkadaşının yanına gitti. İnşaatlarda çalıştı..." "RÖVANŞLA KAYBEDECEK ZAMANIMIZ YOK" Dergide yer alan söyleşiden bazı bölümler ise şöyle: Ne zaman evlendiniz? Eşimle, 1991'de Şile'de, Adıyamanlı bir arkadaşımın yazlığında tanıştık. Birkaç ay içinde de evlendik. Bir çocuğumuz oldu. Ama dört yıl sonra ayrıldık. Bugün Bilgi Üniversitesi'nde Kültür Yönetimi bölümünde okuyan kızım Ceren (19), annesi yoğun çalışmak zorunda olduğu için ilkokuldan sonra benimle kaldı. Aramız çok iyidir. Eski eşimle de hâlâ çok sık görüşürüz. Milletvekilliği adaylığınız açıklandığında Radikal Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Eyüp Can, köşesinde 'Sırrı'nın sırrı' başlıklı bir yazı yazdı. Kızınıza vurgu yaptı. Nedir o sır? Kızıma, henüz kararımı vermeden önce, bana milletvekilliği teklifi yapıldığını anlattım. Üniversiteyi yarım bırakmak zorunda kalmam, Ceren'in çok zoruna gidiyor. "Onlar, seni bu kadar hayatın dışına ittiler, sen de git onların ta göbeğine gir" dedi. Rövanş gibi algıladı. Böyle konuşunca aday olmaya karar verdim. Ama bizim rövanşla falan kaybedecek zamanımız yok. Hâlâ kızınızla birlikte mi yaşıyorsunuz? Üniversiteyi kazanınca "Git başımdan" dedim. Annesiyle birlikte şimdi. Neden milletvekili olmak istiyorsunuz? Önümüzdeki dönemin Meclis'i tarihi işler yapacaktır. Kürt sorununun kalıcı, onurlu bir barışa evrilmesi için anayasanın engelleyici hükümlerden arındırılması gerekiyor. Barışa omuz vermek için milletvekili olmak istiyorum. Neden başka bir parti ya da tamamen bağımsız değil de 'Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku' çatısı altında aday oldunuz? Çünkü sosyalistim. Neden memleketiniz Adıyaman'dan değil de İstanbul 2'nci Bölge milletvekili adayısınız? Adıyaman adayı, son iki seçimdir çalışan, bölgeyi çok iyi bilen bir arkadaşımız. Ben Adıyaman'dan ayrılalı neredeyse 30 yıl oldu. 30 yıldır da İstanbul'dayım. Milletvekili seçilmeniz durumunda Meclis'i çok renklendireceğinizi söyleyenler var. Kimse benden böyle bir 'pigmentlik' beklemesin. Sanırım, Meclis'in çok kuru bir yer olmasına atıfta bulunuyorlar. Sırrı Süreyya Önder kişiliği, bazı milletvekilleri gibi, Meclis'te yumruk yumruğa kavga eder mi? Saldırı olmadıkça asla! Ankara'da zor yıllar geçirdiniz milletvekili olarak döndüğünüzde nasıl bir ruh hali içinde olacağınızı hiç düşündünüz mü? Son terk ettiğimde "Kuş olsam, üzerinden uçmam!" diye başlayan tekerlemeyi söylemekten son anda caymıştım. haber365
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|