Siyaset Forum - Siyasetin Kalbi
Sağlık Sağlığımızla ilgili bütün paylaşımlar bu bölümümüzde.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 12-02-2007, 07:07   #1
Kullanıcı Adı
erenon
Standart 1 Aralık Dünya AIDS Günü


AIDS, Acquired Immuno Deficiency Syndrome kelimelerinin kısaltması olarak ortaya
çıkmış ve Edinilmiş Yetersiz Bağışıklık Sistemi Sendromu olarak Türkçe'ye çevrilmiştir.İlk AIDS tanısı 1981 yılında Amerika Birleşik Devletleri'nde bir hastaya konmuştur. O günden bugüne AIDS tüm dünya için bir sağlık sorunu haline gelmiştir. Epidemi görünür bir hızla ilerlemektedir. WHO verilerine göre dünya üzerinde 18 milyon erişkin ve adölesan, 1.5 milyon çocuk HIV ile enfekte durumdadır. Bugün dünya üzerinde 4.5 milyon üzerinde AIDS hastası vardır. AIDS' ten etkilenen kadın hasta sayısı giderek artmaktadır. Aynı yıl 5 ile 10 milyon arasında çocuk AIDS nedeniyle anne ya da babasını kaybetmiş olacaktır. 2000 yılında 30 - 40 milyon kişi HIV ile enfekte olacak ve bu bireylerin %90'ı gelişmekte olan ülkelerde bulunacaktır.
Genel bilgiler
HIV virüsü, insan vücudunda hastalıklara karşı direncini sağlayan bağışıklık sistemini etkisiz hale getirmektedir. Vücut bağışıklık sisteminin etkisiz hale gelmesi, virüsten etkilenmeden önce kolayca baş edebildiği diğer hastalık mikroplarıyla artık çarpışamayacak duruma gelmesi demektir. Bu da basit bir enfeksiyonun bile ölümcül olmasına sebep olabilir. AIDS hastalarının yarısından çoğu bağışıklık sistemlerinin etkisiz hale gelmesi yüzünden basit enfeksiyonlara yenilerek hayatlarını kaybetmişlerdir.
İnsan vücudu bir defa HIV virüsü ile enfekte olmuşsa artık bu virüsün hiçbir şekilde yok edilmesi yada vücuttan atılması mümkün değildir. Fakat, virüsün etkilerine engel olmak için bir takım ilaçlar geliştirilmiştir. Bunlardan ilki ve en çok bilineni AZT (Zidovudine) adı verilen ilaçtır. Bu ilaç virüsün çoğalmasını engellemektedir. AZT AIDS virüsünün meydana getirdiği belirtilerin görünmesini engellemekte ve AIDS' li hastanın yaşamının kısmen de olsa uzamasını sağlamaktadır.

Bulaşma yolları
Seksüel birleşme, uyşturucu kullanıcılarının enjektyörlerini paylaşması ve kan transferidir.
AIDS dokunma, öpüşme, solunum gibi dış kontaklarla bulaşan bir hastalık değildir. Ayrıca AIDS evcil hayvanlardan, tuvaletlerden, yüzme havuzlarından, tabak yada bardaklardan bulaşıcı özellik göstermez. Bu nedenle insanların AIDS' li hastalara yaklaşmaması yada onları toplumdan dışlaması hem gereksiz hem de yanlış bir tutumdur. Çünkü AIDS' li bir hastaya dokunarak veya yanında bulunarak AIDS' e yakalanmanın mümkün değildir.

Risk Grupları
Kontrol edilebilir riskler
Çok eşli yaşam sürdürmek
Eşcinsel ilişkide bulunmak
Damar yoluyla uyuşturucu madde kullanmak
Kontrolümüz dışında kalan riskler

AIDS mikrobu taşıyan annelerin doğum yapması
AIDS yönünden test edilmemiş kan ve kan ürünlerinin kullanımı
AIDS mikrobu taşıyan cerrahi aletler ve akupunktur iğneleri ile tedavi yapılması
AIDS mikrobu taşıyan döğme aletleriyle vücuda döğme yapılması

Klinik belirtiler
Fiziksel ve zihinsel aktiviteleri etkileyen, sebebi açıklanamayan aşırı bir yorgunluk.
Zayıflama yada diet gibi herhangi bir aktivite söz konusu olmadan iki aydan kısa bir sürede 7-10 kilo kaybı.
Birkaç haftanın sonunda ateşin açıklanamayacak bir şekilde 39 derecenin üstüne çıkması.
Uyku sırasında kişinin üstünü sırılsıklam edecek derecede terleme.
Sebebi bilinmeyen bir şekilde vücuttaki salgı bezlerinin şişmesi.(Özellikle boğazda, boyunda ve koltuk altında bulunan lenf bezlerinin şişmesi)
Dilin üzerinde ve ağız içinde beyaz noktalar yada lekelerin oluşması.
Israrla devam eden ishal.
Herhangi bir solunum enfeksiyonuyla meydana gelen ve çok uzun süren kuru - Öksürük. Özellikle öksürükle birlikte oluşan nefes darlığı.
Deri üstünde yada altında oluşan kat kat, yada yükselen bir şekilde leke ve şişliklerin meydana gelmesi. Başlangıçta çürükmüş gibi algılanabilir fakat bunlar zamanla kaybolmazlar ve genellikle etraflarındaki derilerden çok daha serttirler.

Hastalığın seyri
HIV ile enfekte olmuş insanların bazıları hiçbir zaman kendilerini hasta hissetmeyebilirler. Fakat onlar da virüsü seksüel birleşme yada diğer yollarla başka insana bulaştırabilirler. Bu insanlarda bulunan enfeksiyona asymptomatic (BELİRTİSİZ) enfeksiyon ismi verilir. Bu tür insanlara "TAŞIYICI" adı verilmektedir. Bu insanlar hiç bir zaman virüsün enfeksiyonundan etkilenmez, ancak sadece bulaştırıcı etmen rolü oynarlar.
HIV virüsü hakkında açıklamalar kişiden kişiye farklılık göstermektedir. Çünkü enfeksiyonların sınırı insanların yakalandığı mantarsal, bakteriyel ve viral hastalıklarla birlikte çok geniştir. Fakat çok sık duyduğumuz iki hastalık Kaposis Sarcoma ve Pneumocystic Carinii Pneumonia'dir.

Kaposi Sarcoma kan hücresi kanseri olarak bilinir. Kan kanseri hastalarının derilerinde portakal rengi bölgeler oluşmaya başlar. Bu bölgelerin vücut içinde olması ve dışarıdan görünmemesi de olasılıklar dahilindedir. Zamanla oluşan bölgelerin sayısında ve büyüklüğünde iki kat artma görülür. Hastalık zaman geçtikçe vücudun her tarafını sarar.

Pneumocystic Carinii Pneumonia AIDS hastalarında en çok görülen fırsatçı enfeksiyondur. Hastalığa protozoan adı verilen tek hücreli mikroskopik bir canlı organizma neden olur. PCP hastalarında hastalığın ortaya çıkmasıyla beraber şiddetli yorgunluk, kilo kaybı, ateş, kuru öksürük ve nefes almakta güçlük görülmeye başlar. Hastalığın şiddetli olması nedeniyle hastanın mutlaka bir hastanede kontrol altına alınması gerekir. PCP' de diğer AIDS ilgili hastalıklar gibi tedavi edilebilir; fakat bağışıklık sistemi ve ilgili problemlerin yok edilmesi mümkün olmamaktadır.

AIDS hastaları, şaşkınlık, hafıza kaybı, denge kaybı, kekeleme, felç gibi problemler oluşturabilen bazı enfeksiyonlardan kolayca etkilenebilirler. Bu problemler beyinin direk olarak HIV virüsü ile etkilenmesinden yada texaplasmosis adı verilen bir hastalıktan kaynaklanmaktadır. Görülen diğer hastalıkların HIV enfeksiyonu taşımayan kişilerde görülmesi çok nadirdir.

Testler
HIV'i tesbit etmek için uygulanan testler;

Tarama Testleri
Anti HIV- ELISA ( Enzyme Linked Immunosorbent assay) testi
Aglutinasyon esasına dayanan testler (lateks, hemaglutinasyon vb.)

Doğrulama testleri
Anti HIV- Western Blot testi
HIV mevcudiyeti ve yoğunluğunun RT-PCR (Polymerase Chain Reaction) ile tayini,

Takip testleri
p24 core antijen tayini
p24 antikor tayini
Virüsü alan kişi virüse karşı antikor (bağışıklık maddeleri) üretir. Anti-HIV testi bu antikorların varlığını gösterir.
Pozitif sonuç virüsün vücutta bulunduğunun işaretidir. HIV virüsü taşıyan bir kişide hastalık belirtileri on yıl hatta daha geç ortaya çıkabilir. Fakat bu süre içinde HIV testi pozitif olan kişi gerekli önlemleri almazsa hastalığı başkalarına bulaştırabilir. HIV testi yaptırmanın önemi buradan kaynaklanır.

Bazı önlemlerle, test sonucu pozitif olan kişinin kendisi ve çevresi için zararlı olması engellenir. Virüsün tekrar tekrar bulaşması önlenebilirse, düzenli ve sürekli doktor kontrolü ile HIV virüsü taşıyan kişide AIDS'le ilgili hastalıkların ortaya çıkması gecikir. Virüsü taşıdığını bilen kişi güvenli seksle cinsel eşini virüse karşı koruyabilir, Doğacak çocuğun hastalıklı olmaması için gebeliğe karşı önlemler alınabilir.

Kitlesel taramalar için serolojik testler uygun değildir. Çünkü bu testlerin %0.1 oranında yalancı pozitif reaksiyon verme olasılığı olup gereksiz yere birçok yalancı pozitif vakanın ortaya çıkmasına neden olunacaktır. Diğer taraftan bu tür tarama testleri çok pahalı ve zaman alıcı olup sarfedilen para yanında yararlılıkları çok sınırlıdır. Bunun yerine hikayesinde HIV enfeksiyonu için riskli davranış ve durumların olduğu kişilerde bu testin yapılması daha etkin ve yararlı olur. Yaşamında HIV enfeksiyonu için riskli bir durumu olmayan kişilerin bu testi yaptırmalarına gerek yoktur.

Negatif test sonucu vücutta hiçbir şekilde virüs bulunmadığı anlamına gelmektedir. Negatif test sonucunun olası iki açıklaması vardır. Bunlar;

Test yapılan kişi virüs tarafından enfekte olmamıştır.
Vücut daha önce bir enfeksiyona maruz kalmış fakat vücut virüsü belirleyecek antibody'i geliştirecek zaman bulamamıştır. Vücutta virüsün olup olmadığını belirleyen antibody'nin gelişme evresi iki ila sekiz hafta arası olmasına rağmen bu sürenin bir yıla kadar uzaması olasıdır. Eğer virüsün varlığı konusunda herhangi bir kuşkuya düşülmüşse testin 6 ayda bir tekrarlanması gerekmektedir


! ! ! SÖZÜNDE DUR AİDS İ DURDUR ! ! !

 

erenon isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 12-02-2007, 07:15   #2
Kullanıcı Adı
erenon
Standart 1 Aralık Dünya AIDS Günü
Türkiye'de 2 bin 544 AIDS hastası var
Türkiye'de bin 921'i taşıyıcı olmak üzere toplam 2 bin 544 AIDS hastası bulunuyor. Hastaların yüzde 68.7'sini erkek, yüzde 31.3'ünü kadınlar oluşturuyor.

Avrupa Birliği destekli Türkiye Üreme Sağlığı Programı kapsamında hazırlanan 'Türkiye'de Cinsel Yolla Bulaşan Enfeksiyonlar ve AIDS'in Sürveyans Sistemine İlişkin Durum Analizi'nde, AIDS vakalarından bildirilen ölümlerin sayısının, 1985-2006 yılları arasında 111 olduğu belirtildi.

Analize göre, Türkiye'de en sık 20-49 yaş arasında AIDS vakalarına rastlanıyor ve cinsiyete göre dağılımına bakıldığında vakaların yüzde 68.7'sinin erkek, yüzde 31.3'ünün kadın olduğu gözleniyor.

İlk HIV vakasının bildirildiği 1985'ten bu güne Türkiye'de hastalığın yaş grubu dağılımı da değişiklik gösteriyor.

10-19 yaş arası grubun 1985-1995 yıllarında yüzde 13.4 olan hastalığa yakalanma oranının, 1996-2000 yıllarında yüzde 20.4'e çıktığı görülüyor.

Analizde şu bilgilere yer veriliyor:

"HIV enfeksiyonu ile semptomlarının gelişmesi arasındaki süreyi 10 yıl olarak düşünürsek, çoğu AIDS vakasının enfekte olduğu dönemin yaşam süresi içinde cinsel faaliyetin en tepe noktaya ulaştığı dönem olan 20'li yaşlar ya da 30'lu yaşların başları olduğunu görmekteyiz.

Türkiye'deki nüfusun çoğunluğunun 13 yaş üzeri ve 20'li yaşlarda olduğunu düşünürsek, önümüzdeki birkaç yıl içinde HIV enfeksiyonu görülme sıklığında hızlı bir artış potansiyeli olduğu açıktır."

Erkeklerdeki AIDS vakaları 2-4 kez daha fazla

Erkeklerdeki AIDS vakalarının kadınlardan 2-4 kez daha fazla. Güvensiz cinsel ilişki ve Türk erkeklerinin Türk kadınlarından daha fazla cinsel özgürlüğe sahip olması erkeklerde HIV enfeksiyonuna yakalanma riskini artıran sebepler arasında bulunuyor.

Kadınları, HIV geçiş riskine karşı savunmasız kılan ve enfeksiyonu önlemek için gerekli tedbirleri almaktan alıkoyan faktörler arasında sosyo-kültürel uygulamalar ve baskılar bulunuyor.

En çok heteroseksüel ilişki ile bulaşıyor

AIDS vakaları incelendiğinde, Türkiye'de AIDS yüzde 50.8 oranında heteroseksüel cinsel temas, yüzde 8.1 oranında homoseksüel cinsel temas, yüzde 5.88 oranında damar içi madde kullanımı, yüzde 2.27 oranında transfüzyon alımı yoluyla bulaşıyor.

AIDS'in anneden bebeğe geçme oranı yüzde 1.66 iken, vakaların yüzde 30'unun ise enfeksiyona yakalanma nedeni bilinmiyor.

"Heteroseksüeller daha fazla risk taşıyor"

AIDS açısından heteroseksüeller, homoseksüellerden daha fazla riske sahip.

Açıklamaya göre:

"Ulusal AIDS Komisyonu'nca kabul edilen HIV riski altındaki gruplararasında bulunan kayıtsız seks işçileri, damar içi madde kullanıcıları,eşcinsel erkekler, mahkumlar, mülteci ve sığınmacılar ve kamyon şoförleri, Türkiye'deki riskli gruplara örnektir.

HIV açısından koruyucu davranış modellerini benimsememiş toplum bireyleri bahsi geçen gruplarla gerekli koruyucu tedbirleri almadan ilişkiye girdiklerinde enfeksiyonun yayılma riski daha da artıyor."
erenon isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2026 © Siyaset Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı