Siyaset Forum - Siyasetin Kalbi
Darbeler ve Darbe Girişimleri Darbeler ve darbe girişimleri hakkında bütün haber ve duyuruları bu bölümde paylaşalım.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 05-17-2012, 04:18   #1
Kullanıcı Adı
Cihannur
Standart İşte 28 Şubat'ın Hukuka İndirdiği Darbenin Belgeleri
İşte 28 Şubat'ın hukuka indirdiği darbenin belgeleri



28 Şubat soruşturması, postmodern darbenin toplumun farklı kesimlerinde oluşturduğu ağır tahribatı yeniden gündeme getirirken, sürecin yargı mekanizmasını ve hukuku katleden uygulamaları da gün yüzüne çıkıyor.

28 Şubat sürecinde avukatlık yapan eski milletvekili Hüsnü Tuna, geçen dönem Meclis'te bulunduğu süre boyunca o süreçte yaşanan tüm hukuk skandallarının belgelerini toplamış. Bunlar arasında, mahkemelere emirler gönderen Çevik Bir'in yazısına 'arz olunur' diye cevap veren savcıdan; dinî içerikli radyo dinleme iddiasıyla soruşturulan hâkime kadar onlarca örnek var. Otobüslerle Genelkurmay'a taşınan yargıçların 1998'den itibaren neler yaptıklarını bir bir ortaya koyan Tuna, "Bu tarihten sonra birçok mahkeme, kararlarını 'hukuk ilkelerine' göre değil 'brifing kriterlerine' göre vermeye başladı." diyor. Darbecilerin taleplerini yerine getirmeyen yargıçların sürgüne tabi tutuldukları süreçte Tuna'yı en çok şaşırtan, Asliye Hukuk'ta çalışan G.B. isimli hâkime, müfettiş tarafından yöneltilen sorular olmuş. Tayyip Erdoğan'ın belediye başkanı olduğu dönemde hâkimin belediye binası önünden geçtiğini tespit eden müfettiş, yargıca bunun sebebini soruyor.

27 Mayıs ve 12 Eylül'de olduğu gibi 28 Şubat'ta da darbeciler hedeflerine ulaşmak için yargı mekanizmasını harekete geçirdiler. Gazetecilerden iş adamlarına kadar birçok kişi ve kurum tek brifingle yetinirken, yüksek yargı özel talep üzerine iki kez Genelkurmay'a götürüldü. Brifinge katılmayan ve kararlarını 'hukuk kriterlerine' göre veren hâkim ve savcılar için bu süreç büyük bir tasfiyenin başlangıcı oldu. Çevik Bir ve Güven Erkaya'nın oluşturduğu illegal Batı Çalışma Grubu ve daha sonra onun yerine geçen Başbakanlık Takip Kurulu'nun fişlemeleri nedeniyle yüzlerce hâkim ve savcı soruşturmaya tâbi tutuldu; gazetelerde teşhir edildi. Cumhuriyet gazetesinin Ekim 1998'de 'Yargıda büyük soruşturma' başlığı ile verdiği haberde Edirne'den Malatya'ya Konya'dan Ağrı'ya 40 adli ve idari yargı hâkimi hakkında isim isim soruşturma açıldığı duyuruldu. Soruşturmanın gerekçesini Başbakanlık Takip Kurulu'na gelen fişleme bilgileri oluşturdu. Fişlemede şu ifadeler yer aldı: "Tarikatlarla bağlantılarının olduğu, tarikat örgütlenmesinde rol aldıkları ve kadın eli sıkmadıkları, haremlik-selamlık uyguladıkları tespit edilmiştir."

DİNÎ İÇERİKLİ RADYO DİNLEME SUÇU


İstanbul 2. İdare Mahkemesi üyesi hâkim M.A.'nın yaşadıkları, 28 Şubat sürecinin baskı ve tehditlerinin ulaştığı boyutları gözler önüne seriyor. Hâkimden 3 gün içinde savunma istenirken gerekçe olarak gösterilen hususlar akıllara durgunluk verecek nitelikte: "Sosyal ve ailevi yaşantınız ile eşinizin benimsediği çağdaş olmayan giyim tarzı itibarıyla, laiklik karşıtı düşüncelere yakınlık duyduğunuz hususunda kanaat uyandırdığınız ileri sürülmektedir." denilen yazının devamında, "Savunmayı göndermediğiniz takdirde savunma hakkından vazgeçmiş sayılacağınızın bilinmesini rica ederiz." emri yer alıyor. İstanbul'da vergi mahkemesindeki A.G. isimli bir başka hâkim ise yukarıdaki suçlamaya ilave olarak yeni isnatlarla karşılaşıyor: "...Bu arada evinize gelen misafirleri haremlik-selamlık tabir edilen şekilde ağırladığınız ve keza dairedeki odanızda radyo ve teypten dini yayınlar dinlediğiniz ileri sürüldüğünden, savunmanızı iki nüsha olarak üç gün içinde göndermenizi rica ederiz."


KADIN HÂKİME BAŞÖRTÜLÜ EŞ SORUŞTURMASI

Yargıda cadı avının başlatıldığı süreçte ilginç örneklerden biri de Samsun'da idare mahkemesi üyeleriyle ilgili soruşturmada görülüyor. Adalet Bakanlığı'ndan Hâkim Genel Müdür N.Turan tarafından imzalanan soruşturma dosyasında, 7 hâkim gereği yapılmak üzere HSYK'ya gönderiliyor. Kişiler ayrı olsa da suçlama aynı: "Yaptıkları işler ve davranışlarıyla kişisel duygulara kapılarak görevlerini doğru ve tarafsız yapamayacakları kanısını uyandırdıkları. Bu cümleden olarak, sosyal ve özel yaşantıları ve eşlerinin kapalı ve başörtülü giyim tarzı nedeniyle çevrede olumsuz imaj yarattıkları, toplu halde ve tören havasında cuma ve teravih namazlarına gittikleri." Ancak söz konusu yazıda toplu olarak cumaya ve teravihe gitmekle suçlanan hâkimlerle ilgili çok önemli bir ayrıntı dikkat çekiyor. Eşi başörtülü olduğu söylenen hâkimlerden birinin kadın olması olayın trajikomik boyutunu gösteriyor. Kocaeli'ye tayini çıkan Hâkim Nermin Kurt, Samsun'da toplu olarak soruşturmaya tâbi olmaktan kurtulamıyor. Çünkü 7 hâkime yöneltilen suçlamaların altında, başörtüsü ile üniversiteye giren kız öğrencilerin lehine karar vermiş olmaları yatıyor.


Benzer bir sıkıntı Edirne'de yaşanıyor. Başörtülü bir öğrencinin davasında 'yürütmenin durdurulması' kararı veren Edirne İdare Mahkemesi Başkanı Ali Kazan ile üye hâkim Abdurrahman Beşer, ânında Trabzon'a gönderiliyor. Bursa'da Vali Orhan Taşanlar'ın keyfi uygulamasına karşı karar veren hâkimlerden biri Aydın'a, diğeri Gaziantep'e sürgün ediliyor. Öğrencileri okula almayanlar hakkında işlem yapan savcılar ise HSYK eliyle en ağır cezalara tâbi tutuluyorlar. Yozgat Başsavcısı Reşat Petek, Bursa Başsavcısı Hakkı Köylü ve Diyarbakır Başsavcısı H. Turan Yılmaz sürgün örneklerinden bazıları.

KARAR ÇIKMADAN HABERİ GAZETEDE YAYIMLANDI

Avukat Tuna, darbe sürecinde verilen kararlar için iade-i muhakeme yapılmasını öneriyor. Kamuda çalışan başörtülüleri işten atmak için emsal gösterilen Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu'nun, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi'nde başı örtülü şekilde santral memuresi olarak çalışan Züheyla Zeybel'le ilgili kararı mesela. Üç yıl boyunca kimseye zarar vermeden kendi işinde, sıradan bir vatandaş olarak çalışan Zeybel'i Yüksek Öğretim Kurulu Başkanlığı (YÖK) işten atar. Zeybel'in vekaletini alan Hüsnü Tuna, Danıştay 8. Daire'de dava açar. 8. Daire, YÖK'ün hukuka aykırı işlem yaptığına karar verir ve yürütmeyi durdurur. YÖK, davayı Danıştay İdari Dava Direleri Genel Kurulu'na taşır. Züheyla Zeybel ve avukatı, kararı beklerken bir gazetede, 8 Mayıs 1999 günü "Danıştay'dan türbanlı memuru atın vizesi çıktı" haberini görürler. Pazartesi günü, kurulun özel kalemini arayıp karar dosyasını isteyen Tuna'ya, "Sadece Danıştay cumhuriyet savcısının itirazla ilgili olarak görüş bildirdiği, henüz böyle bir karar verilmediği" cevabı gelir. Haber, Genel Kurul'da yer alan bir kadın yargıcın kocasının çalıştığı gazetede çıkmıştır. Tuna'nın anlattığına göre genel kurulda bulunan yargıç, 5. Daire üyesi Tansel Çölaşan'dır. Aynı gazetenin o günkü manşeti ise "Türban vampiri"dir. Bu hakaret ifadesi Savcı Vural Savaş'ın Fazilet Partisi'ni kapatma davasının iddianamesinde kullandığı cümleden alınma. Savcıların sanıklara hakaret eder hale geldiği süreçte Nuh Mete Yüksel, Fethullah Gülen hakkında hazırladığı 'tek kişilik örgüt' suçlamasıyla durumdan vazife çıkaran isimler arasında yer aldı.

Kaynak

Zaman 14.05.2012

 

Cihannur isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 05-19-2012, 19:04   #2
Kullanıcı Adı
mumy
Standart
adamlar ne yapsın yani kendi yaptıklarının cezasını kendilerimi çeksinler tabiki hukuka müdahale olacak kendilerini kayıracaklar bugün başbakanın hakan fidanı hukuktan koruduğu gibi şaşılacak ne varki
mumy isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 05-19-2012, 22:06   #3
Kullanıcı Adı
Cihannur
Standart
Alıntı:
mumy Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
adamlar ne yapsın yani kendi yaptıklarının cezasını kendilerimi çeksinler tabiki hukuka müdahale olacak kendilerini kayıracaklar bugün başbakanın hakan fidanı hukuktan koruduğu gibi şaşılacak ne varki
AK Parti'nin, MİT görevlilerinin yargılanmalarıyla ilgili olarak yapmış olduğu düzenlemeyle 28 Şubat'ın zalimlerinin zulümlerini bir tutamazsınız. 28 Şubatçı zalimler yaptıkları zulümlerle pek çok insana kötülükler yapmışlardır.
Cihannur isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 05-19-2012, 22:44   #4
Kullanıcı Adı
Yıldırım
Standart
Alıntı:
mumy Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
adamlar ne yapsın yani kendi yaptıklarının cezasını kendilerimi çeksinler tabiki hukuka müdahale olacak kendilerini kayıracaklar bugün başbakanın hakan fidanı hukuktan koruduğu gibi şaşılacak ne varki
Hakan Fidan'ı sorgulamak istiyorsanız başbakandan izin almanız gerekiyor.Devletin ve özellikle istihbarat birimindeki ilişkileri küçük beyinlerin algılaması zordur.Savcı kendisine göre yanlış olan bir durumu başbakana bildirir ve başbakanlık olayı inceler...öyle her kafasına göre dava açan Mit müşteşarını ve görevlilerini yargılayabilseydi bu görevlerde hayatını, çoluğunu çocuğunu, ailesini ortaya koyan Mit mensuplarına en büyük haksızlık olurdu.İstihbarat nasıl toplanır diye ders vermeyeceğim sizinde bildiğiniz üzere Pkk'nın içinde illaki Mit ajanları vardır.Olası bir soruşturma yılların emeğini boşa çıkaracak cinstendir.Birşeyden anladığınız yoksa en azından Dünya'da bulunan diğer devletlerde ki yapılara bakın.İstihbarat elemanları yeri gelip düşmanın içine sızmışken sen tutup Pkk'ya yardım yataklık ediyor dersen işte orada adama dur derler...Kaldıki bahsettiğiniz durum çok daha farklı derinlikleri var.

Şimdi 28 Şubat'la kıyaslamanıza gelelim
İstediğiniz kıyaslamayı yapın.Kim ne yaptıysa hepsi cezasını çekecektir.
Paşamı, genelkurmaymı, dönemin milletvekilimi, Stk üyesimi her kimse kimin bu işte parmağı varsa hepsi cezasını çekecektir...
Yani onla bunla istediğiniz kadar karşılaştırın anca burada sitres atarsınız bizde icraatlere devam ederiz.
Yıldırım isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 05-19-2012, 23:18   #5
Kullanıcı Adı
mumy
Standart
Alıntı:
bur-AK Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Hakan Fidan'ı sorgulamak istiyorsanız başbakandan izin almanız gerekiyor.Devletin ve özellikle istihbarat birimindeki ilişkileri küçük beyinlerin algılaması zordur.Savcı kendisine göre yanlış olan bir durumu başbakana bildirir ve başbakanlık olayı inceler...öyle her kafasına göre dava açan Mit müşteşarını ve görevlilerini yargılayabilseydi bu görevlerde hayatını, çoluğunu çocuğunu, ailesini ortaya koyan Mit mensuplarına en büyük haksızlık olurdu.İstihbarat nasıl toplanır diye ders vermeyeceğim sizinde bildiğiniz üzere Pkk'nın içinde illaki Mit ajanları vardır.Olası bir soruşturma yılların emeğini boşa çıkaracak cinstendir.Birşeyden anladığınız yoksa en azından Dünya'da bulunan diğer devletlerde ki yapılara bakın.İstihbarat elemanları yeri gelip düşmanın içine sızmışken sen tutup Pkk'ya yardım yataklık ediyor dersen işte orada adama dur derler...Kaldıki bahsettiğiniz durum çok daha farklı derinlikleri var.

Şimdi 28 Şubat'la kıyaslamanıza gelelim
İstediğiniz kıyaslamayı yapın.Kim ne yaptıysa hepsi cezasını çekecektir.
Paşamı, genelkurmaymı, dönemin milletvekilimi, Stk üyesimi her kimse kimin bu işte parmağı varsa hepsi cezasını çekecektir...
Yani onla bunla istediğiniz kadar karşılaştırın anca burada sitres atarsınız bizde icraatlere devam ederiz.
ediceksiniz tabiki icraatlaranıza sizi kim durdurabilirki ayrıca benim karşılaştırdığım konu ne akp ne 28 şubat ne bilmem ne hukuka yapılan müdahaleyi karşılaştırıyorum demek istediğim geçmişte nasıl herkes hukuktan kaçmak için takla atıyor yada takla attırılıyorsa şimdide öyle hakan fidan sadece aklıma gelen en meşuru kimbilir neler var daha
mumy isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 05-19-2012, 23:48   #6
Kullanıcı Adı
Cihannur
Standart
Alıntı:
mumy Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
ediceksiniz tabiki icraatlaranıza sizi kim durdurabilirki ayrıca benim karşılaştırdığım konu ne akp ne 28 şubat ne bilmem ne hukuka yapılan müdahaleyi karşılaştırıyorum demek istediğim geçmişte nasıl herkes hukuktan kaçmak için takla atıyor yada takla attırılıyorsa şimdide öyle hakan fidan sadece aklıma gelen en meşuru kimbilir neler var daha
Geçmişte (28 Şubat döneminde) dindarlar, bazı laikler ve laikçiler tarafından dindar oldukları için zulme uğratılıyorlardı. Bugün dindarlar yönetimdeler ve laikler daha önce nasıl yaşıyorlarsa aynı biçimde yaşamaya devam ediyorlar ve laik oldukları için dindarlar tarafından zulme uğratılmıyorlar. Bugün iktidarda bulunan AK Parti döneminin (ak) uygulamalarıyla 28 Şubat döneminin (kara) uygulamalarını birbirleriyle karşılaştırmak ak ile karayı karşılaştırmaktır.
Cihannur isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 05-20-2012, 00:00   #7
Kullanıcı Adı
mumy
Standart
Alıntı:
Cihannur Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Geçmişte (28 Şubat döneminde) dindarlar, bazı laikler ve laikçiler tarafından dindar oldukları için zulme uğratılıyorlardı. Bugün dindarlar yönetimdeler ve laikler daha önce nasıl yaşıyorlarsa aynı biçimde yaşamaya devam ediyorlar ve laik oldukları için dindarlar tarafından zulme uğratılmıyorlar. Bugün iktidarda bulunan AK Parti döneminin (ak) uygulamalarıyla 28 Şubat döneminin (kara) uygulamalarını birbirleriyle karşılaştırmak ak ile karayı karşılaştırmaktır.

konu bu senin yazdığın değil ama bunada cevap vereyim geçmişte dindarların zulme uğradığına inanmasamda sen öyle diyosan öyledir ama o zaman zulüm edenlerde şimdi dindar diye nilendirdiğiniz kesimdir nasıl oluyo diye sorarsanda türkiyede bir kesim var bunlar her kılığa giriyorlar dün laiklerdi bugün dindar oldu bunlar yarın ülkücü olabilirler yada başka şeyde olabilirler az buçuk gerçek laik var onlarında kafasına vura vura salak ettiniz zaten söyliyecek lafları kalmadı geriside hapiste zaten ama tekrar söylüyorum konu bu değil hukuka yapılan müdahale
mumy isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 05-20-2012, 00:41   #8
Kullanıcı Adı
Cihannur
Standart
Alıntı:
mumy Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
konu bu senin yazdığın değil ama bunada cevap vereyim geçmişte dindarların zulme uğradığına inanmasamda sen öyle diyosan öyledir ama o zaman zulüm edenlerde şimdi dindar diye nilendirdiğiniz kesimdir nasıl oluyo diye sorarsanda türkiyede bir kesim var bunlar her kılığa giriyorlar dün laiklerdi bugün dindar oldu bunlar yarın ülkücü olabilirler yada başka şeyde olabilirler az buçuk gerçek laik var onlarında kafasına vura vura salak ettiniz zaten söyliyecek lafları kalmadı geriside hapiste zaten ama tekrar söylüyorum konu bu değil hukuka yapılan müdahale

Sana göre dindarlar kimlere, nasıl zulüm yapıyolar?
Cihannur isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 05-20-2012, 00:54   #9
Kullanıcı Adı
mumy
Standart
benim yazdığımı daha dikkatli okursan dindarların zulum ettiği gibi bişey yazmadığımı görürsün demek istediğim türkiyedeki bir kesim her kılığa giriyor geçmişte laiklik para ediyordu laik oldular dindarlara baskı yaptılar şimdi dindarlık para ediyor laikleri düşman olarak görüyorlar anlatmak istediğim bu
mumy isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 05-20-2012, 00:57   #10
Kullanıcı Adı
mumy
Standart
ayrıca dindar dediğin akp lilerse dindarlık anlayışımızda farklı demektir
mumy isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı




2007-2026 © Siyaset Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.


Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı