Siyaset Forum

[Cihannur]

Ali Nur Kutlu - Başkasının adamları

Bazı insan tipleri vardır; ülkeleri, dilleri, ırkları farklı olsa da karakterleri ve özellikleri aynıdır. Şaşıracak kadar benzer bu tipleri, özellikle siyasette görürsünüz. Bunları her devirde adından söz edilmesi, her kesimle ilişki kurabilmesi ve her zaman kendi varlığını sürdürmesinden tanırsınız.

Bunlar başkasının adamlarıdır.

Bunlar bazen statükonun adamlarıdır, bazen muhaliflerin ama her zaman başkasının adamlarıdır, sizin değil.

Başkasının adamları güçlüye tapar, zayıfı ezer.

Her zaman güçten ve güçlüden yanadır. Bir darbeyi desteklemesi için tek kriteri darbenin başarılı olmasıdır.

Başarılı olmuş her darbe lideri onun için meşru büyük devlet adamıdır.

Başkasının adamları herkesle anlaşabilir, her kesimle görüşebilir, her çevrede bulunabilir.

Bir fikri yoktur, menfaatinin ve ikbalinin olduğu her fikre sahip çıkabilir.

Bir şeye karar vermeden önce aklına gelen ilk soru, 'Bana ne faydası var?' sorusudur. Kendi faydasına olmayan bir işe girmez.

Başkasının adamları risk almaz, riskli işlere girmez, her zaman sağlamcıdır.

Sermaye, medya, ordu, yargı yani sistemin tüm güçleriyle ilişkisi vardır ve iletişim hâlindedir.

Sistemin bütün aktif güçlerini, statükonun adamlarını tanır, hangi menfaat karşılığı neyi satın alacağını bilir.

Dengecidir. Taraf olmayı son dakikaya kadar bekletir, kazanacak ata oynar.

Başkasının adamları yumurtalarını asla tek sepete koymaz. Düşmanının dost, dostunun düşman olması menfaat meselesidir ve her zaman yer değiştirebilir.

İlkeli olmayı, ahlâki değerlere sahip olmayı, prensiple hareket etmeyi her zaman dillendirir; ama asla hayatına uygulamaz.

Başkasının adamlarında ilkeler değil, çıkarlar geçerlidir.

İngilizlere hayrandır, İngiliz politikasının dünyadaki en geçerli politika olduğunu düşünür.

Güzel konuşurlar, iyi dinlerler, ikna edicidirler ve zekidirler.

Radikallikten nefret ederler, evrimciliği bile radikal tutum bulurlar, menfaatleri olduğu sürece statükonun devamını savunurlar.

Başkasının adamları, bir dine inansalar da tüm dinlerin kardeş olmasını, böylece menfaat seçeneklerinin artmasını isterler.

Parayı, makamı, zenginliği, şöhreti severler; her zaman gündemde olmayı başarırlar.

Acıma, merhamet, şefkat, vicdan gibi duyguları yoktur, bu konularda Nietzsche'ye taparlar.

Uzlaşma, diyalog, birliktelik, kardeşlik, barış, eşitlik, bir arada yaşama en sık kullandığı kavramlardır; ama hiçbirine inanmazlar.

Çok büyük egoları vardır; ama en mütevazı sözleri, davranışları onlarda görürsünüz.

Başkasının adamları kimsenin yüzüne karşı kötü bir söz söylemez, her konuştuğuna hak verir, aslında onun gibi düşündüğünü söyler. Kimse onların ne düşündüğünü gerçekte anlayamaz.

Asla güvenilir değillerdir, kimse onlara güvenmez; ama onlar her zaman güvenlerini kazanacak bir yol bulurlar.

Herkesin kirli ve karanlık iş yapacakları adamlar bunlardır.

Başkasının adamları her yerde vardır; vatanı, bayrağı, milleti yoktur.

Kaynak

Yeni Şafak 22.06.2014