Siyaset Forum - Siyasetin Kalbi
Yeni Şafak , Akit ve Milat "Yeni Şafak" ve "Vakit" Gazetesi köşe yazıları / Vakit'ten Hafızalardan Silinmeyen Habercilik Başarıları..



 
Stil
Seçenekler
 
Prev önceki Mesaj   sonraki Mesaj Next
Alt 07-25-2015, 01:47   #1
Kullanıcı Adı
Cihannur
Standart İsmail Kılıçarslan - Neşeli Dindar Kızlar, Mutsuz İslamcı Delikanlılar
İsmail Kılıçarslan



Neşeli dindar kızlar, mutsuz İslamcı delikanlılar


Ne zamandır yazılmayı bekleyen bir yazı bu. Sürekli olgunlaştırmaya çalıştığım, derdimi tam olarak anlatabilmek için beklettiğim bir yazı. Ancak baktım ki bu dünyada 'derdini tam olarak anlatabilmek' muhal. Ben de 'yarım yamalak da olsa yazayım' diyerek sarıldım klavyeye.

Önce yargımı ortaya koyayım: Bence bugün dindar kızlar neşe ve yaşam kültürü bakımından İslamcı delikanlılardan fersah fersah ilerdedir. Dahası, hayatı tanıma, farklılıklara saygı, duyarlılık geliştirme, dünyayı çok daha geniş bir pencereden anlama ve anlamlandırma konusunda kızlar öndedir. Daha da dahası, hayata aktif katılım konusunda delikanlılar, kızların eline su dökemezler.

Sürekli 'dünyayı kurtarmaktan bahseden' delikanlıların aksine kızlarımız, bizatihi dünyayı kurtarma sektöründe faaliyet göstermektedirler. Geçtiğimiz 1 yıl içerisinde bana bir şekilde ulaşıp yetimhane, su kuyusu, kültür merkezi, çocuk eğitimi ve benzeri alanlarda uyguladıkları projelerini anlatan insanların tamamı kızlardır mesela. Yaptıkları ayraçlarla, topladıkları minik minik paralarla, kurdukları küçük küçük okuma gruplarıyla sürekli olarak 'dünyayı değiştiren' kızlarımızdır. Delikanlılarımız ise milli içecekleri nargile eşliğinde 'dünyayı kurtarmamız gerekiyor' geyiğinin dibini bulmaktadırlar. Bilinen sözdür: 'Dünyayı konuşan değil, yapan kurtarır.'



Eğitim hayatında kendini geliştirebildiği kadar geliştirme konusunda da birincilik kızlarımızdadır. Bizim delikanlılarımız aşk acısı çekip inlerken okulda derece yapan, ikinci dil öğrenen, o seminer senin bu konferans benim, o okuma grubu senin bu panel benim dolaşan onlardır. Onlarcasına katıldığım, yüzlercesini izlediğim panellerin, konferansların hiçbirinde delikanlıların sayısı kızların sayısından fazla olmayı başaramamıştır.

Bir ders halkasında İslami ilimler ve çağdaş düşünce dersi veren bir arkadaşım şöyle yakınıyor mesela: "Azizim, derse gelen kızların her biri birbirinden donanımlı. Öyle dikkatle ve bilgiye aç şekilde takip ediyorlar ki dersi; hayranım onlara. Erkeklere gelince… Zaten erkek öğrencim yok denecek kadar az. Olanların da tamamı 'hoca, senin bu anlattıklarını ben zaten biliyorum' havalarında. Elifi görse mertek sanacak herif, bana Kur'an Müslümanlığı pozu atıyor."

Peki, bu makas farkı nereden kaynaklanıyor? O konudaki fikrimi de yekten söyleyeyim: En çok pek muhterem hocalarımızdan… İslamcı delikanlılara gaz vermeye bayılan hocalarımız çocuklarımıza durmadan 'olmayan bir sosyolojinin içinden' anlatıyorlar. 'Erkeklerin üstünlüğü' meselesinden işe başlayan bu muhteremler, öyle bir 'ideal eş' tarifi yapıyorlar ve bunu yaparken delikanlılarımızı öyle bir uçuruyorlar ki… Sanırsınız bizim toplasan üst üste yirmi kitap okumamış, üç cümleyi yan yana koyup derdini anlamlı bir bütün olarak anlatmayı beceremeyen delikanlımız dünyanın en mühim insanı. Kızlarımız ise, bu donanımlı delikanlılarımız için 'çocuk üretecek' birer işçi. Gazı alan delikanlı başlıyor asıp kesmeye. Öyle bir anlatıyor ki… Sanırsınız bu pek muhterem hocalarımızın tarifine uygun giyinmeyen kızlarımız sapkınlaşmış durumdalar. Düşük belli kotla, kaslarını gösteren daracık tişörtle dolaşan dangoz, sarık takıp cübbe giyermiş havalarına bürünüp veriyor veriştiriyor kızlarımıza.

Gelelim şu neşe ve yaşam kültürü meselelerine. Yanlış yerinden politikleşen delikanlılarımızın aksine kızlarımız politika ile ilişkilerini olması gereken sınırda tutup yaşamın kendisiyle daha yakından ilgilenme yolunu seçiyorlar. Yaşamla yakından ilgilenmek de 'neşe'yi beraberinde getiriyor. Dostluğun, çayın, kahvenin, kafenin, caminin hakkını kızlarımız veriyor. Delikanlılarımız ise genellikle 'taburelerin üzerine tüneyip gündelik politika konuşmak'la tüketiyorlar nefeslerini.

Bana çok kızacaklarını biliyorum, ama söyleyeyim. Duygularını tanımayan, dahası onları tanımlayamayan, kendisini ifade etmekte zorluk yaşayan, donanım noktasında sıfırın az üzerinde bir delikanlı gündelik politikadan anlasa ne olur, anlamasa ne olur?

Bence yapılması gereken şudur: Delikanlılarımız, ellerine geçen her fırsatta kızları çekiştirip durmak yerine onların niçin kendilerinden daha neşeli, daha kültürlü, daha donanımlı, daha anlayışlı, dünyaya daha açık olduklarını araştırmalılar.

Bir yerden bir yere ulaşmayı kafaya koyduysan trene bakmanın bir faydası yok. İlk istasyonda bilet alıp atlamak lazım.

Kaynak


Yeni Şafak 19.07.2015

 

Cihannur isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
 


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı




2007-2026 © Siyaset Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.


Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı